Hanoi traduction Français
71 traduction parallèle
Bana Hanoi'de okuduğum bir öyküyü hatırlatıyorsun.
Tu me rappelles beaucoup un personnage de Bel Ami. Il s'agit d'un pauvre malheureux.
Hanoi, Xuan Thuy'u resmi temsilci olarak gösterdi.
Hanoï a également désigné son représentant officiel.
Hanoi radyosu, Birleşik Devletlerle Kuzey Vietnam arasındaki anlaşmanın Vietnam Savaşı'na son verdiğini bildirdi.
Hanoi annonce accord U.S.A. - Nord Viêt Nam pour mettre fin à la guerre.
Hanoi bombalaması moral bozmak için tasarlanmış...
Hanoi bombardée pour anéantir le moral...
# Profesör Henri Laborit... #... 21 Kasım 1914, Çinhindi, Hanoi doğumlu.
Professeur Henri Laborit. Né le 21 novembre 1914, à Hanoi, Indochine.
Bu adamlar Vietnam Savaşı bittikten dört gün sonra Hanoi Bankası'nı soydular.
"Des commandos dévalisent la banque d'Hanoi" Ils ont dévalisé la banque d'Hanoi... quatre jours après la fin de la guerre du Vietnam.
Smith, Baracus ve Peck'i Hanoi Bankası işi için paraşütle atlayacakları yere sen götürdün ve bence bugün hâlâ onlar için çalışıyorsun.
Vous avez déposé Smith, Baracus et Peck... pour leur boulot de la banque d'Hanoi, et vous travaillez toujours avec eux.
Savaşı yeniden başlatıp, Hanoi'i bombalamak mı istiyorsun?
Vous voulez relancer la guerre? Bombarder Hanoï? Un corps expéditionnaire?
Bu Hanna Hanoi!
La Tonkiki, la Tonkinoise!
2 asker uçak çalıp, Hanoi'ye saldırmaya çalışmakla suçlanıp Askeri Mahkemeye verildi.
Deux Marines en Cour Martiale aujourd'hui... pour tentative de vol d'avion et de raid sur Hanoi'.
- Hanoi Hanna.
"Hanol Hanna"...
Hanoi'de basın yayın mensuplarının askeri sistemimize... gölge düşürmesine izin verilmiyor.
La presse et la télé n'ont pas le droit de faire douter du système Du système militaire, s'entend
Sadece Hanoi'yi bombalayıp çocukları oradan çekmeleri gerekir.
Moi je dis, bombardez Hanoi et retirez nos gars
... Hanoi Hilton'dan bildiriyorum.
... du Hanoi Hilton.
Hanoi istasyonunda tutuklamadılar onu.
On ne l'avait pas arrêté à la gare.
Vietcong'la kuzeye, Hanoi'ye giderlerken büyük ağabeyim Bon'la küçük ağabeyim Sau'yu uzun, çok uzun bir zaman göremeyeceğimi hissettim.
Quand ils partirent vers Hanoi avec les Viêt-cong... je sentis que je ne reverrais pas mon frère aîné, Bon... et mon cadet, Sau, avant très longtemps.
Bütün çocuklarım Hani'ye ya da Saigon'a mı gitsin?
Tu veux tous les envoyer à Hanoi ou à Saigon?
Hanoi cehennem çukurunda beş sene beraberdik.
On a vécu cinq ans d'enfer ensemble, dans un camp, près d'Hanoi.
Bu saat baban Hanoi'ye kapatıldığı zaman babanın bileğindeydi.
Ton père l'avait au poignet quand il fut abattu au-dessus d'Hanoi.
Küçük kız Hanoi, eski yollar
Petite soeur, Hanoi, vieilles rues
Kamboçyaya gidip, Hanoi ve laos u bombalayacağım. Ve Güney Vietnamlılara bir savaşma şansı vereceğim.
Aller au Cambodge, bombarder Hanoi et le Laos nous permet... de donner aux Sud Vietnamiens une chance de l'emporter.
yani eğer Kamboçya işe yaramazsa, Hanoi yi bombalayacağız eğer gerekirse.
Si le Cambodge échoue, on bombardera Hanoi au besoin.
O dedi ki, "Hanoi'nin dışındaki bombala,.Yaşadıkları yerde bombala onları." Evet.
"Bombarde Hanoi, qu'il m'a dit. Bombarde-les où ils vivent."
Bir sürpriz içinde Hanoi yılbaşında bombalanıyor,
Dans un bombardement surprise de Hanoi le jour de Noël...
Hanoi bombalamasını, kötü bir Tayland yemeğinden sonra planladı.
Il fit bombarder Hanoi après un mauvais repas thaï.
Araç, ben Şirket'le birlikte Vietnam'dayken,... Hanoi üzerinde görülen, askerlerin uğraşıp da düşüremediği araçla uyuşuyor. - Ya içindeki?
L'appareil correspond à un engin repéré au-dessus de Hanoi quand je combattais au Viêtnam, que les Marines n'avaient pas pu descendre.
Bir şube açmak için Hanoi'ye gelmişti.
Il est venu à Hanoi pour créer une succursale.
Adamım, eğer anneni Vietnam'a gönderseydik şimdi Hanoi Meydanı'nda bir McDonald's olurdu.
Mon vieux, si on avait eu ta mère au Vietnam, y aurait un Mac Donald à Hanoi en ce moment.
Ahbap, Hanoi Meydanı'nda bir McDonald's var.
Mec, y a un Mac Donald à Hanoi.
Hanoi'de bir arkadaşım kırık bacağını kendi tedavi etmek zorunda kalmıştı.
J'ai un ami à Hanoi qui a dû réparer tout seul son tibia fracturé.
Babam sizinle Hanoi'deydi.
Mon père était avec vous à Hanoi.
Hanoi'de babamın sağ kalmasını sağlamışsınız.
Mon père dit qu'il a survécu grâce à vous à Hanoi.
Hanoi'de bunu başarmışlardı.
Et je me suis effondré, à Hanoi.
Hanoi'de görüşürüz.
- On se retrouve à Hanod.
HeNei sokağında bir cinayet var
Il y a eu un meurtre à Hanoi Road.
Hanoi Rocks grubunun destek grubuyduk ve...
On jouait en première partie des concerts de Hanoi Rocks et...
Hanoi'deki 23 bombalama görevinde mağlup olmuş.
Abattu lors de sa 23ème mission lors d'un bombardement au dessus d'Hanoï.
- Hâlâ esir, Hanoi'de.
- Toujours emprisonné à Hanoï.
Hanoi dışında yere indi.
Il est tombé à coté d'Hanoi.
Fort Hood'da sinir krizi geçirmiş birinin gerçekten Hanoi'de beş yıl işkence dayanabileceğini düşünüyor musun?
Pensez-vous vraiment que quelqu'un qui fait une dépression nerveuse a Fort Hood pourrait survivre 5 ans dans une prison d'Hanoi?
Ticaret filosundaymış ve birliği Hanoi muharebesinde yok edilmiş.
Il faisait partie de la marine marchande et il a été tué avec tout son bataillon pendant la bataille de Hanoi.
Hanoi düşman bölgesindeydi, orada muharebe olmadı.
- Pourquoi? Hanoi était en territoire ennemi. Il n'y a pas eu de bataille là-bas.
Hanoi Jane'den daha ünlüydü.
Elle était plus célèbre que Hanoi Jane *.
Şimdi okuyacağım açıklama bugün, yani 23 ocak 1973'te. Washington'da şu anda, Hanoy'da...
L'énoncé suivant est issu en ce moment à Washington et Hanoi
Hanoi Hilton'da beraberdik Pat, o kaset kaydını almalarından bir iki ay sonra öldü.
Vous l'avez tué? Nous étions au Hanoi Hilton ensemble. Pat est mort un mois ou deux après l'enregistrement de cette cassette.
Austin, Dallas, Houston, Lubbock, Odessa, El Paso, Amarillo, Texarkana, San Antonio, Corpus Christi and Hanoi.
Voici Austin, Dallas, Houston, Lubbock, Odessa, El Paso, Amarillo, Texarkana, San Antonio, Corpus Christi et Hanoi.
Hanoi'nin kendine göre bir çekiciliği var.
Hanoi a un certain charme.
Ben Hanoi Jane.
" Je suis Hanoi Jane.
Vietnamlı şapkası takmadığınız sürece hava karadıktan sonra Küçük Hanoi'ye gitmenizi hiç tavsiye etmem.
Je vous déconseille Little Hanoi la nuit à moins de porter un khan dong.
- Ne yapıyorsun? - Şunlara bir Hanoi şovu sergileyelim.
- Je vais leur exploser le fion.
Dört yıl boyunca hem burada hem de Hanoi'de bir karar vermeye çalıştım.
Ça fait 4 ans que je retiens ma respiration,