Hard traduction Français
1,032 traduction parallèle
Burası Gasworks, mükemmel bir heavy metal barı.
Voilà le Gasworks : excellente boîte de hard.
Chambersburg, a hard day's march, sir.
Chambersburg, à une journée de marche.
Our troops have marched hard and fought hard today.
Nos troupes ont marché et lutté dur aujourd'hui.
6 yaşındaki çocukları hard-core porno filmler çekmeye zorluyorlarmış.
Les enfants avaient de trois à six ans.
Kötü esprileri, sesi, hard rock.
Attends... Les mauvaises blagues, la voix, le hard rock.
I know this has been hard for both of us, but it's almost over.
Je sais que ça a été dur pour nous deux, mais tout sera bientôt fini.
Not too hard.
Pas trop fort.
Peki Hard Copy'deki o oyuncak silahlı şişko çocuğu hatırlıyor musunuz?
Et ce gros môme qui avait une fausse arme?
Tasarım değil.
- Ce n'est pas le hard.
Bu birleşme, donanım ve yazılım, nakit akışı ve finanse gereksinimi arasındaki uyumla ilgili.
Cette fusion est une synergie entre hard et soft, entre liquidités et besoin de capitaux.
Ooh, uh, hay Allah, True Believer, uh, Salvador, Onion Field, The Hard Way.
Coupable ressemblance, Salvador, Tueur de flics, La manière forte.
Harika bir film olan Hard Day's Night'ı yapmıştık.
On avait fait le film Hard Day s Night, qui était super
Ringo'nun yaptığı bir hata sonucu ilk kez... Hard Day's Night'ı bulmuştuk.
Pour Hard Day s Night c'était Ringo qui s'était gouré en parlant
Hayır adamım. Ben o aleti satın almam.
Moi, j'achète pas si c'est pas hard.
Sert olduğumuzu ispatlamak için birini vurmamız gerekmez.
Pas besoin de flinguer quelqu'un pour être hard.
Bu kafataslı küpe. Bu modeller çoğunlukla rock'nroll tarzı bijuteri dükkânlarında satılıyorlar. Genelde homoseksüeller, satanistler ve tehlikeli tarikatlar tarafından takılıyor.
Cette boucle d'oreille d'un modèle vendu couramment dans les stocks hard-rock souvent porté par des homosexuels, les satanistes et autres membres de sectes dangereuses...
Ne arıyorsun?
Quelque chose de plus hard?
O yüzden Şeytan'ı çağırmamız lazım.
Je dois pour ça invoquer le démon. C'est hard!
Çok iyi ya!
C'est hard!
Harika, adamım!
C'est hard!
Muhteşem!
C'est hard!
Elimizde temiz bir hard disk var.
Le disque dur n'a pas été altéré.
Doğru hatırlıyorsam oldukça ateşli zamanlarımız oldu.
Si je m'en souviens bien, c'était plutôt méga-hard.
Hard diskler muhtemelen bir düzine.
Lecteur spécifique... relié à au moins 10 capteurs.
16 mb ram ve 750 mb hard disk.
16 Mega-octets, disque dur de 750.
# You gotta spy hard
Vous devez être un bon espion, un Spy Hard
#'Cause if you're gonna spy # You better spy hard
Car si tu veux être un espion tu ferais mieux d'être un Spy Hard
# Is Spy Hard
C'est'Spy Hard'
# They call it Spy Hard
On l'appelle'Spy Hard'
# You're watching Spy Hard
Vous regardez'Spy Hard'
# It's the theme from Spy Hard
C'est le générique de'Spy Hard'
# Was Spy Hard
Etait'Spy Hard'
# They called it Spy Hard
On l'appellelait'Spy Hard'
# You just saw Spy Hard
Vous avez regardé'Spy Hard'
# It's the end of Spy Hard
Ceci est la fin de'Spy Hard'
Hard Copy'den sonra, anne.
Après Hard Copy, Maman.
7 tane 10 GB lık hard diski dolduracak kadar.
- De quoi remplir 7 disques durs de 10 Go :
Artık bu sırrı saklayamaz oldum.
"It s become hard to hide this secret from everyone"
Bu işte sert olacaksın, sert oynayalım. Sise girersek kurtuluruz...
Vous voulez la jouer hard, on va la jouer hard.
Hard Rock'ı boşaltıyoruz.
Nous évacuons le Hard Rock.
Merkeze bazı çocuklar koymuşlar. Hard Rock'ın içine.
Ils ont mis des enfants dans la galerie marchande.
- Tamam, işini yaptın.
Au Hard Rock. - OK, tu as fait ton devoir.
GÜVENLİK BÜROSU SEATTLE-TACOMA ULUSLARARASI HAVAALANI / 18 : 12 Hard disk her 72 saatte bellekten tasarruf etmek için için kendini temizler.
Le disque dur se réinitialise toutes les 72 heures.
Olabiliğince iyi bir grup.S.L.C ye geldiler.Burayı sıkı buldular.
Ils touchent en plus. Ils viennent ici. Ils trouvent ça trop hard.
O sahnedeki en hard-core adam.
C'est un des punks les plus purs et durs.
Bu adam şimdiye kadar tanıdığım en Hard-Core or * spu çocuğu tiplerden biriydi... Ve o bitkileri kurtarmak için ayrılıyor.
C'était un des fils de pute les plus hard que j'aie connus... et il s'en va sauver les plantes.
Ben çok olgunlaştım, Fakat Setevo'nun lanetolası hard-core'u.
Je me suis bien calmé, mais Stevo, c'est un acharné, putain.
Hard-core veya değil, Bence o Brandy ile tanışmalı.
Acharné ou pas, je pense qu'il devrait rencontrer Brandy.
Sen hard-core S ve M deydin, değil mi?
Vous êtes branchée S M?
Onların kirli, sapık pornolarını.
C'est du nègre hard.
Hardım edelim.
Aide-la à se relever.