Hardware traduction Français
79 traduction parallèle
Bill Neill, donanım.
Bonsoir, Bill Neil, hardware.
Donanım mı?
- Hardware?
Evet, "sert" teknolojide.
Oui, dans le hardware.
Onların donanımlarına ihtiyacımız var.
Il nous faut leur hardware.
Pete benim kuş evlerimi Ace Hardware'de satıyor.
Pete vend mes nichoirs au magasin Ace.
Donanım.
Hardware.
Hardware olunca para ödenmeli ama yazılım olunca paylaşılır öylemi.
Le matériel doit être payé mais les programmes sont considérés comme étant partageables.
Kazanan, Hap Osgood, yakında ikinci mağazasını açacak olan Osgood Hardware'in sahibi.
Le gagnant est Hap Osgood, propriétaire de Osgood Hardware... qui va bientôt ouvrir un deuxième magasin.
Uzun zamandır Osgood Hardware başıma bela oluyordu.
Depuis trop longtemps Osgood Hardware a été pour moi une épine dans le pied.
Evet, bir sonraki ödülümüz, dünyayı ele geçirmeye ve Osgood Hardware'i yok etmeyi aklına koymuş en megaloman kötü milyonere gidiyor.
Ok, notre prochaine récompense va au milliardaire le plus diabolique et le plus mégalomane... le plus obsédé par la domination mondiale et l'élimination d'Osgood Hardware.
- Restoration Hardware'den.
- Restoration Hardware.
Uzmanlığım, donanım-sıvıyazıIım arabirimleri. USR'ın robot antropomorfizasyon programının geliştirilmesi.
J'assure les interfaces hardware-wetware du programme d'anthropomorphisation des robots d'USR.
Ben Burt's Hardware'de çalışıyorum.
Je travaille chez Burt's Hardware.
Tüm yazılım ve donanımları aynı anda etkinleştirdik.
On met tout le software et le hardware en ligne ensemble en même temps.
Bu krakerler nereden gelmiş? ! Hırdavatçı dükkânından mı?
Ils viennent d'où ces Bretzels, d'Ace Hardware?
Hükümet geldi ve bebeğimi aldı!
- Chez les Blacks. - Quoi? Juste derrière le magasin Black Hardware.
Yazılım, donanım, asker konuşlandırması, zaman çizelgeleri olabilir.
Ça pourrait être des logiciels, du hardware, le déploiement de troupes, les plannings...
Bayan Holloway ile saat 10 : 00'da yeni iş görüşmesi saat 16 : 00'da Ace Hardware'den Ron Venincasa ile görüşmesi son olarak Bay Sterling ile toplantınız saat 5'te.
10 h : Miss Halloway pour de nouveaux clients, 16 h : Ron Venincasa d'Ace Hardware, et M. Sterling a déplacé la réunion avec Boston à 17 h.
Ben bir koşu hırdavatçıya kadar gideyim ve, bir uzatma kablosu aldıktan sonra hemen geri dönerim.
Je vais devoir courir chez Hardware ( un genre de surcouf ) Pour prendre une rallonge, et après je reviendrais.
Sanırım donanımı taşımanın iyi bir fikir olduğunu artık düşünmüyoruz.
Et je pense que déplacer le hardware n'est plus une bonne idée.
- Varmaya çalıştığım şey bence John Henry olarak bildiğimiz şey sadece donanım ve yazılımın bu haline özgü.
Ce que je veux dire, c'est que le John Henry que l'on connaît n'existe que dans cette configuration précise de hardware et de software...
Tamam, Kaos. Ace Hardware'dan tetikleyici alacağım.
Bon, je vais aller acheter les détonateurs.
Şirketin Defender için 5 milyar avroluk donanım sağlamış.
Je viens de découvrir que ta société avait fourni du hardware pour le Defender à hauteur de 5,5 millions d'euros.
Via Electronics'in Defender'a donanım sağladığını da biliyorsun.
Tu sais que Via Electronics fait du hardware pour le Defender, pour une somme minime?
Yani Nate Hardware ezelden beri ailenizindi. Ama bu fiyat?
Je veux dire, la quincaillerie de Nate est dans votre famille depuis toujours.
Restoration Hardware?
Vous l'avez restauré?
Fakat yüksek öncelikli bazı cihazlara ihtiyacımız var.
Mais nous devons nous procurer du hardware de haute priorités.
Ravenson Hırdavatçılık kusursuz kayıtlar tutuyor.
Ravenson Hardware a un casier impeccable.
- Donanımı 4000 yapar, işçilik de en az 3000 yapar. - 7000 dolar.
Le hardware fera 4000 et le boulot, au moins 3000.
- Orada kendisine bir iş kurdu.
Il a lancé son affaire là bas. Lee's Hardware.
Hırdavat dükkânları.
Hardware stores.
Öyle gelebilir ama yaparken Restoration Hardware'i sevmesini temel aldım.
Ouais, je veux dire, ça ressemble à ça, mais c'est dans le style de ce qu'elle aime du matériel recyclé.
Kiralayamadığımız, izleyemediğimiz halde... bizi ve gelecek nesilleri etkilemeye devam ediyor.
Il nous influence encore et influencera les générations à venir... RÉALISATEUR HARDWARE même s'il n'existe pas. On ne peut pas le voir.
Yani, bunlar Restoration Hardware mi?
C'est du matériel informatique recyclé?
Donanımım.
C-c'est mon hardware.
- Adı Berkowicz. Hardware Lane'deki Dark Rose kulübünün şoförüydü.
C'est un chauffeur du Dark Rose, un club sur Hardware Lane.
Onu Logan Donanımı'na götüreceğim.
Je l'emmène au Logan Hardware.
Ace Hardware'de Kod 30 durumu var.
On a un code 30 à la quincaillerie Ace.
- PROGRAM, ONARIM, DONANIM.
Programmation, maintenance, Hardware. Tout.
Birisi önceden kablosuz model tableti ayarlayıp yazılımsal eklenti yüklemiş olmalı.
Il faudrait modifier le wifi, installer un hardware additionnel.
Paul donanım delisidir.
Paul, c'était le hardware.
Frank biri Dawson's Hardware'in camını kırmış. Muhtemel bir zorla içeriye girme olayı. Senin bakman gerekiyor.
Frank, quelqu'un a pété une fenêtre chez Dawson, effraction possible.
Hatta belki... Amerika yapımı teçhizat da olabilir.
Peut-être même quelque... hardware américan.
Yani bu onu çivileriz.
On a aussi ce reçu du Club Hardware.
Milner Hardware için çalıştığınızı söyledi?
Milner dit que vous cherchez du matériel?
Sonra da Orson Hardware'e gidip bir çuval kaya tuzu alacaksın.
Après tu iras chez Casto prendre un sac de sel.
Hayır, Orson Hardware'e sen git.
Toi, tu vas chez Casto.
Ömründe hiç bir donanıma dokundun mu?
Tu as déjà touché au hardware?
Levazımat ve nalburiye!
Celui de Hardware Hamlet.
Ben donanımcıyım.
Tu es un ingénieur. je suis hardware.
Nickel Hardware'in greve gideceğini yazıyor.
Le magasin de Nichols ferme.