English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ H ] / Hassan

Hassan traduction Français

1,066 traduction parallèle
Hassan'ı bulmamız çok önemli.
Trouvez Hassan.
Grant'ı haberleşmenin başına geçir. Belki Hassan'ı bulur.
Que Grant nous localise son pote Hassan.
Havalanmadan önce, Hassan dönüş olmadığını biliyordu.
C'est un voyage sans retour. Hassan s'en est assuré.
Hassan neye benziyor.
A quoi ressemble Hassan?
İkisi de Hassan değil.
Hassan n'est pas là.
İkinci adam Hassan'la tartışıyor.
Le bras droit d'Hassan discute ses ordres.
Asansördeyken beni gördü tam o sırada Hassan içeri girdi.
Quand j'étais dans l'ascenseur... elle m'a vu et Hassan est arrivé.
Birinci yönetmen asistanı Hasan YEKTÂPENÂH İkinci yönetmen asistanı Behmen KiYARÜSTEMÎ Editör Abbas KiYARÜSTEMÎ
1er assistant réalisateur Hassan YEKTAPANAH 2e assistant réalisateur Bahman KIAROSTAMI montage Abbas KIAROSTAMI
Hassan.
Hassan.
Sence Hassan'a antikoru söyletebilir misin?
Pourras-tu faire parler Hassan de l'antiviral?
Bak, buradan ayrılır ayrılmaz, dosdoğru ateşli dudaklara gidiyorum.
Ecoutez, vous allez rester ici et j'obtiendrai ce que je veux d'Hassan.
Bakım Bölümü. Teğmen Hassan.
Je reviens de la maintenance.
Ölmüş. İnfaz edilmiş.
Hassan est morte, elle a été tuée.
Hasan, Süleyman.
Hassan!
Hasan!
- C'est Hassan?
Ne var ki Nazır Hasan'ın evinde davetsiz misafirleriz.
Invités de Nazir Hassan sans qu'on nous ait demandé.
"Dereyalama" şovda canlı karşınızdayız. Olay yaratan modacı Jacobim Mugatu Malezya Başbakanına zeytin dalı uzattı ve şovuna onur konuğu yaptı.
On est au défilé La Déglingue où le styliste controversé, Mugatu, a fait la paix avec le Premier ministre Hassan, invité d'honneur de son défilé, dont la vedette est le doyen des top models, Derek Zoolander.
Hassan Hassandoost
Hassan Hassandoost
Ömer Salad, Aidid'in baş siyasi danışmanı ve Abdi Hasan Avale, iç işleri bakanı.
Omar Salad, son principal conseiller militaire, et Abdi Hassan Awale, ministre de l'lntérieur.
- Ineni Hassan için çalışıyorlar.
Pour le compte d'Ineni Hassan.
- Anlamıyorum. Hassan niye Amerika'daki bir bankayı soysun ki?
Pourquoi Hassan ferait-il ça?
Hassan'a yıllarca katlandık. Çünkü bize çok iyi bilgiler sağlıyordu.
On l'a longtemps toléré, car il nous renseignait.
Hassan, serbest çalışan bir ajan olarak güvenilemeyecek kadar tehlikeli.
Il est dangereux.
Hassan parayı nereye aktarmış? Sizden bunu bulmanızı istiyoruz.
- Où a-t-il transféré l'argent?
Bir tek müşterisi var.
Hassan est son seul client.
Ineni Hassan. Gerace, Toskana'daki villasında verdiği partilerle tanınıyor.
Ses fêtes sont très réputées.
Görevin Gerace'nin bilgisayarından Hassan'ın hesap numarasını almak ve bilgiyi villadan sekiz kilometre uzakta olan Dinatti Parkı'na bırakmak.
Vous trouverez le numéro du compte d'Hassan dans l'ordinateur de Gerace. Vous livrerez l'information au parc Denati, à huit kilomètres.
SD-6 Hassan'ı adalete teslim etmek istemiyor.
Le SD-6 se fiche qu'Hassan soit jugé.
Hassan SD-6'dan o nükleer silahı aldığında, sen Hassan'ın üssüne girdin. O yüzden Hassan kazıklandığını düşünüyor. Çünkü bombanın yerini bir tek SD-6 biliyordu.
Quand Hassan a acheté la bombe et que vous avez volé le noyau, il s'est estimé trahi, car seul le SD-6 était au courant.
Hassan SD-6'ya ihanet edecekti. Parayı aldı ve kaçtı. Füzeleri vermedi.
Hassan a empoché l'argent et n'a rien livré.
Aslında CIA Hassan'ı adalete teslim etmek istiyor. SD-6'nın o parayı almasını istiyoruz.
La CIA veut qu'Hassan soit jugé et que le SD-6 récupère ce fric.
Anlaşılan Hassan sandığımızdan daha paranoyakmış.
Hassan est plus méfiant que prévu.
Güvenlik kasasını açtığın zaman Hassan'ın banka hesap numaralarını yüksek sesle oku.
Vous lirez le numéro de compte à voix haute.
Siz CIA'le yeni çalışmaya başladığımı biliyorum ama SD-6'yı yok edeceksek silah kaynaklarını imha etmeliyiz ; İneni Hasan'ı.
Je sais que je commence chez vous, mais si on veut détruire le SD-6, il faut éliminer leur fournisseur d'armes, Ineni Hassan.
Hasan onlardan biri değil.
Hassan n'en fait pas partie.
Silahı Ineni Hasan'a sattılar.
Ils l'ont vendue à Ineni Hassan.
Sana söylemiştim, oraya gittim. Hasan'a.
- Je suis allée chez Hassan.
Sydney, Hasan'ın üssünü yakından tanıyor.
Elle connaît très bien la base de Hassan.
Ineni Hassan aranan bir adam.
Ineni Hassan est recherché.
Bu, Hassan'ın en son çekilmiş fotoğrafı. Yaklaşık bir ay önce Madrid'de çekildi.
C'est la dernière photo de Hassan prise il y a un mois à Madrid.
Geçen hafta Ajan Bristow sayesinde Hassan'ın en büyük kaynaklarından çoğunluğunu etkisiz hale getirdik.
La semaine dernière, grâce à Bristow, on a saisi une grande partie des biens privés de M. Hassan.
Hassan orada mı sizce?
- Hassan serait là-bas?
Hassan'ın yeni kimliklerini Driscoll mu ayarladı?
Il aurait fait les nouveaux papiers de Hassan?
Görevin Driscoll'u bulmak ve Ineni Hassan'ın yeni kimliğini öğrenmek.
Votre mission sera de repérer Driscoll et de vérifier la nouvelle identité d'lneni Hassan.
Kenya'da Driscoll'u ve Hassan'ın yeni kimliğini bulursan...
Au Kenya, si vous trouvez Driscoll et la nouvelle identité de Hassan...
Hasan.
Hassan?
Hasan nerede?
Où est Hassan?
- Hassan!
Hassan!
Hasan Caşur'u bilir misin?
Tu connais Hassan Jashour?
Khalou Hasan'ı tanır mısın?
Tu connais Khalou Hassan?
Silahı Ineni Hasan'a sattılar.
- Ils l'ont vendue à Hassan. - Tu vas au Caire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]