Hipnoz traduction Français
514 traduction parallèle
İnsanüstü denebilecek mantık gücüyle desteklediği geniş hipnoz bilgisini eskiden imkansız kabul edilen büyüklükteki cürümleri işlemekte kullanıyordu.
Soutenu par une logique presque surhumaine, il mettait à profit ses connaissances hypnotiques pour commettre des crimes jusque-là considérés comme impossibles.
Ya eğer Mabuse inanılmaz hipnotik güçleriyle hücresinden bir tür telepatik hipnoz yayıyorsa.
Ou que Mabuse, avec son exceptionnel pouvoir hypnotique, depuis sa cellule, dans une sorte d'hypnose à distance...
Hipnoz ya da belkide çok daha basit bir şey.
Comme une hypnose, ou quelque chose de plus primitif que ça. - Qu'allez-vous faire?
Belki bir zihinsel telkin olayı, artı kitlesel hipnoz durumu olabilir.
Ce pourrait être un cas de suggestion mentale avec hypnose de masse.
Hipnoz konusuyla ilgilenmeye başladığını biliyordum ama ne zamandan beri, insanların beynini okur oldun?
Je savais que vous aviez étudié l'hypnose... mais depuis quand lisez-vous les pensées?
Palavra. Hipnoz altında insanlar telkin gücüne karşı çok hassastır.
Par hypnose on peut arriver à faire croire qu'on l'est.
Hipnoz altında bu çizimi yaptı.
Voici le dessin qu'il m'a fait.
Hipnoz altında... Sahip olduğumuz özel bir teknikle onun cinayet anında ne yaptığını ve ne gördüğünü öğrenebileceğimizi umuyoruz.
Nous espérons que l'hypnose, c'est une de nos techniques particulières... nous fera découvrir ce qu'il a fait et vu au moment du meurtre.
Birinci-aşama hipnoz.
Hypnose au premier degré.
Yeniden hipnoz edilmenizde sakınca var mı?
Puis-je vous hypnotiser à nouveau?
Belki hipnoz altında anlayabiliriz.
Sous hypnose, peut-être?
Bir çeşit uzaktan hipnoz diyebilirsin.
Tu peux appeler ça une espèce d'hypnose à longue distance.
Sanırım hipnoz gücüm biraz paslanmış.
Mon charme hypnotique a des ratés...
Sonra Mayo kardeşler, iğneler, hipnoz, mineral banyoları.
Puis, les frêres Mayo : injections, hypnose, bains de minéraux.
Zihnin uyku halindeyken, hipnoz edilerek başlatılmış yapay uykudayken düşünebildiğini ispatlamıştır.
Il a prouvé que l'esprit pensait en état de sommeil. Un sommeil artificiel provoqué par l'hypnotisme.
Evet, bilime aykırı olarak hipnoz kullanmaya bile cesaret ediyor.
Il ose se servir de l'hypnotisme.
Hipnoz hali ne yazık ki sahte bir şeydir.
L'état hypnotique est fallacieux.
Bu yabancı düşünceler ister sarsıcı bir tecrübeyi takiben kendi kendine telkin gibi hastanın kendi zihninden veya hipnoz gibi farklı telkin yöntemleriyle veya atalarımızın sandığı gibi Şeytan'ın kendinden kaynaklansın göreceli olarak önemsizdir.
Que ces idées étrangères apparaissent chez le sujet par auto-suggestion à la suite d'un choc traumatique ou par hétéro-suggestion, comme dans l'hypnose, ou par le diable lui-même, comme le croyaient nos aïeux, n'a qu'une importance relative.
Hipnoz mu?
L'hypnotisme?
Profesör Meynert hipnoz yapmamı engellemesi için herhangi birine yetki verdiniz mi?
Est-ce vous qui avez demandé que je cesse l'hypnose?
Artık hipnoz yok.
Plus d'hypnose.
Eminim hepiniz, hipnoz altındaki hiç kimseye ahlaki değerlerine aykırı bir şey yaptırılamayacağı şeklindeki kocakarı masalını duymuşsunuzdur.
Je suis sûr que vous connaissez tous la légende qui veut qu'un sujet hypnotisé ne peut être forcé à faire ce qui va contre son éthique, quelle qu'elle soit.
"Hipnoz Yoluyla Anti Sosyal ve Kendini Yaralayıcı Davranışlar Üretme Deneyleri"
Expériences de comportement automutilateur et antisocial dans l'hypnose.
Hipnoz mu? Seni aptal...
- Vous perdez la tête!
Beni dinle başkaları tarafından kontrol edildiğine ve hipnoz altında olduğuna inanıyorum.
Je crois que tu es sous une sorte d'hypnose très profonde. Je dois être punie.
Evet, öyle. Yaptığımız çok sayıda bilimsel çalışmalarımızın neticesinde, Profesör Marchard ve ben hipnoz konusunda uzmanlaştık ve dünyaca tanınmıştık.
En effet, heu, en marge de beaucoup de travaux scientifiques, nous sommes, le professeur Marchand et moi, deux spécialistes reconnus de l'hypnose.
Onları suyla temas ettirdiğinizde bir hipnoz sonrası telkininin etkisindeydiniz.
Vous étiez de toute évidence sous l'influence... d'une suggestion post-hypnotique lorsque vous les avez réhydratés.
Düşünce gücüyle, Alman tanklarını hipnoz ederek durdurmak istedi. Gergin elleri ve gözleri ile Almanları yapıştırmıştı, onları döndürüp ülkelerine yollamaya çalışıyordu.
Les mains étirées et les yeux collés aux Allemands, il tenta de leur faire faire demi-tour
Eminim ki derin bir hipnoz telkininin etkisi altında.
Elle est sous l'influence d'une suggestion post-hypnotique.
Bilinç altına yapılan bir hipnoz ile karşı karşıyayız hem de muhtemel eşyalar ve ilaçlar kızı programlamak için kullanılmış.
On parle d'un esprit sous hypnose, et des effets probables de la drogue utilisée pour la programmer.
- Hipnoz değil bu.
- Ce n'est pas de l'hypnose.
Hipnoz mu?
Hypnose?
Derin hipnoz durumu içinde.
Elle est dans un état d'hypnose.
Hipnoz.
L'hypnose.
Onu hipnoz edip telkinlerde bulunacağım.
Je lui fais une suggestion post-hypnotique.
Bir tür kendi kendine hipnoz.
Une forme d'autohypnose. - Il est conscient?
Şok edici hipnoz bir barış silahıdır.
L'hypnose traumatique est une arme de paix.
Hipnoz sonrası telkini ile başlayacağım. Preston iyi bir denekse geriye dönüş gerçekleşecek.
Je vais commencer par la suggestion post-hypnotique et si le sujet est intéressant, nous verrons la régression.
Bunu hipnoz sonrası telkin yüzünden yapıyorsunuz.
Vous agissez ainsi à cause de la suggestion post-hypnotique.
Doktor, sizce... Hipnoz yoluyla insan bir şeyden vazgeçirilebilir mi?
Docteur, pensez-vous vraiment que l'on puisse arrêter quelque chose grâce à l'hypnose?
- Hipnoz, Cesar.
- De l'hypnose.
Doktorum rejim, hap, hipnoz ve uyku terapisi önerdi.
Régime, cachets, séances d'hypnose et cure de sommeil.
- Hipnoz. Sana hipnoz lazım.
- L'hypnose, c'est ça qu'il te faut.
Mark, kitabın çok iyi gitmediğini biliyorum, fakat Bayan Donner'ın hipnoz durumunu yoğunlaştırmak için uyuşturucu kullanmak en iyi haliyle tehlikeli bir kestirme yoldur.
Mark, je sais que le livre n'avance pas, mais droguer Mme Donner pour approfondir son hypnose peut être une solution dangereuse.
Hipnoz, o konuda kitap okuyorum.
Je lis justement un livre sur l'hypnose.
Ve hipnoz aracılığıyla ben seni anlattıklarına inandırabilirim, böylece kimse onu tartışamaz.
En t'hypnotisant, je peux te faire croire à cette histoire.
O sadece hipnoz sonrası telkin meselesi.
Ce n'est qu'une question de suggestion post-hypnotique.
Baylar, bayanlar... Şimdi, hipnoz ettiğim Bayan Tillie Wong'u hipnozdan çıkaracağım.
Mesdames, mesdemoiselles, messieurs... je vais libérer ma partenaire, Miss Tillie Wong... de son état d'hypnose.
Hipnoz mu?
- Par l'hypnose?
Hipnoz seansları hep beni yormuştur.
L'hypnose est épuisante.
... adı galiba, "Hipnoz Yoluyla Suç Meydana Getirme Deneyleri".
Expériences du crime dans l'hypnose.