Hummer traduction Français
235 traduction parallèle
Bu benim Hummer'ım.
C'est mon Humvee.
Şüpheli siyah bir Hummer ile, Kaliforniya caddesinden batıya gidiyor.
Le suspect conduit un Humvee noir. Il remonte California vers l'ouest.
Hummer'ını sadece ödünç aldım!
Je te le rendrai, ton Humvee!
Ha bu arada, Humvee için iki adet ekstra geniş tampon yapıştırıcısı.
J'ai aussi besoin de gros autocollants pour un Hummer.
Kamyonet dışarıda!
Hummer est garé devant.
Sadece biz ve Fırat vadisinde bir Hummer.
Rien que nous en V.L. dans la vallée de l'Euphrate.
- Hayır, Hummer'la tüymek daha kolay.
- Plutôt un véhicule léger.
Hummer'a binelim. Devam ediyoruz.
Tous au V.L. En route.
- Adamları Hummer'a koy. - Ne?
Mets ces gens dans le V.L.
Adamları Hummer'a koy.
Ces gens dans le V.L.!
Hummer'dan birşey kurtarabildik mi?
On a récupéré quelque chose sur le V.L.?
Bir avuç siville dolaşan ve Hummer'ı olmayan 3 adamsınız.
Vous êtes trois avec des civils et pas de V.L.
4 personel kamyonu ve bir hummer lazım.
Il me faut quatre transports de troupes et un V.L.
Belki hep dükkanda duran şu Hummer cipi sürerim.
Et si je conduisais un 4x4 qui est encore en magasin.
Maalesef kötü bir Hummer cipim vardı.
Mais voyez-vous, je viens de me faire baiser sur un 4x4.
Lezbiyen destekçisi eşcinselle dükkandaki Hummer cipi de.
Le financier qui aime les lesbiennes et qui a un 4x4 en magasin.
Carl Henry'den duyduğumuza göre Joe "The Hummer" Tanto Memo Moreno'nun yerine Bly'ın takım arkadaşı olarak geçecekmiş.
Carl Henry nous informe que Joe Tanto... remplacera Memo Moreno... comme équipier de Jimmy Bly pour l'Indy de Toronto.
Sarı Hummer.
Ce 4x4...
Hummer'ı yani dün geceki barmeni tanırsınız. Dışarı çıktığında yakalandığını görmüş.
Hummer, le barman d'hier soir l'a vu se faire arrêter.
Güzel Hummer'ları severim.
J'adore manier les gros engins.
Herb, Dave, Sarah'yı Hummer'ıma taşımama yardım edin.
Herb! Dave! Aidez-moi à mettre Sarah dans ma Jeep.
- Hummer'ına mı?
- Votre Jeep?
Tamam. Shaw, Hummer'daysa... Toyota burada...
Si Shaw est dans le tout-terrain, la Toyota est là...
Ama Hummer'ına binmeye itiraz etmiyor.
Ca ne la dérange pas de se balader dans ta Jeep.
Hummer'ı ayarlatayım.
Met Danny dans le coffre.
- Evet Albay Ryan'ın Lejeune Kampı'na çekilen cipinden neler çıktığını yarın öğrenmiş olurum.
Tout ce qui restait du * hummer du colonel Ryan a été envoyé à Camp Lejeune la semaine dernière. Je l'aurai demain. [* hummer = véhicule militaire]
Hummer limuzin kiraladık, bir gece kulübüne gittik ve feci yorulduk.
Nous avons loué une limousine, sommes allés dans un club et avons beaucoup bu.
Eskiden bir Hummer Jip'in brandasıymış.
Avant c'était une bâche pour Hummer.
Aşağıdaki Z-Meister plakalı cip senin mi?
C'est à vous la Hummer avec les plaques "Z-Meister"?
Asıl güzel araba Greg'de. Bir Hummer'ı var.
Greg a une voiture cool : un Hummer.
Charlie amcan da ham hamların yabancısı sayılır.
Je connais bien les Hummer.
- Üzgünüm, Jake. Benim teknem de, Hummer'ım da, tüple dalış bilgim de yok.
Je n'ai ni bateau ni Hummer, et je ne sais pas plonger.
Teknesi, havuzu ve Hummer'ı olan o adamı daha yeni yeni tanımaya başlamıştı.
Ca se comprend. Il venait de rencontrer Greg, avec tous ses accessoires.
Bak, bak, bak, bu Heinz Hummer değil mi?
Tiens, tiens, Heinz Hummer.
Dostum, Heinz Hummer gibi bir fahişem olsaydı tekrar oyuna geri dönebilirdim.
Avec une pute comme Heinz Hummer, je serais au top.
Ben Heinz Hummer. Aleti yere en yakın jigolo. Okay?
Heinz Hummer, le gigolo monté comme un cachalot.
Kaybettiğimiz yoldaşımız Heinz Hummer hakkında birkaç söz söylemek isterim.
Quelques mots pour notre camarade tombé, Heinz Hummer.
Heinz Hummer hepimizin fiyatını kırıyordu.
Heinz Hummer cassait les prix.
Heinz'in müşterilerinden biri.
Une cliente de Hummer.
Şu Heinz Hummer'ın da kıskanma problemi olduğunu duymuştum.
On dit qu'Heinz Hummer était jaloux.
Bir kadın asla Rolex saat takıp takmadığına ya da Heinz Hummer gibi dev bir aletin olmasına bakmaz.
Elle se fout qu'on ait une Rolex ou une trompe comme Heinz Hummer.
O Hummer'ların benzin yakışı nasıl?
Combien ils consomment vos Hummers?
George Sr., karşısında ABD ordusuna ait savaş tankı ve Papa-mobili görür.
George Sr. tomba sur un Hummer de l'armée américaine et la papa-mobile.
Tanrıya şükür, tankı almamışım.
Heureusement que je n'étais pas dans le Hummer.
Neyse, Hummer araç tek yönlü yolda yanlış yönden geliyormuş.
Bref, le Hummer roulait à contre-sens sur une route à sens unique. Le type de la Fiero a de la chance d'être vivant.
Görünüşe göre sizin vur-kaç olayındaki o jip bu akşam erken saatlerde çalınmış.
Apparemment, le Hummer du délit de fuite a été carjacké dans la soirée.
Evet, o jip bizimdi... 20 dakika içerinde bizim oldu.
Oui, c'était notre Hummer... pendant vingt minutes.
Yani çocuk arabayı çaldığını kabul etmiyor.
Le gamin nie avoir volé le Hummer.
Lüks aracın hava torbasında bulmuş olduğunuz yağlı leke, komik derecede yağ.
La matière grasse trouvée sur l'airbag du Hummer est, ironiquement, du gras.
Bu yüzden intikam için o Jipi çaldın.
Tu as volé le Hummer pour te venger.
- Aracı nereye götürüyorsunuz?
- Où allez-vous avec ce Hummer?