Hélène traduction Français
693 traduction parallèle
İrene'in bir odası Natasha adına ayrıldı, aslında bu oda da Madam İrene'in kocası,
Une des pièces de l'appartement de Mme Irene était enregistré au nom de Natasha mais il était en fait occupé par Nikolay Matveevich Trager, le mari d'Hélène.
Biraz kahkaha atıp Güzel Helene ile heyecanlanmak istemez misin?
Ne voulez-vous pas rire et être émerveillé par La Belle Hélène?
Ve şimdi, Güzel Helene!
Et maintenant, La Belle Hélène!
Güzel Helene!
La Belle Hélène!
Başka bir zaman, Park Avenue'da Helen'den gelirken..... köpeğini tasmasıyla gezdiren bir kadına çarptım.
Une fois, en sortant de chez Hélène, sur Park Avenue... j'ai heurté une femme avec un chien.
"Elveda, güzel Helen!"
Adieu, belle Hélène!
John tarafından, Helen'dan doğma.
Fils de John et d'Hélène.
Helen, viski ve su lütfen.
Hélène, un scotch et de l'eau.
Helen bir parça hava almak için dışarı çıkmış olmalı. Biraz başı ağrıyordu.
Hélène a dû sortir, elle avait la migraine.
- Buraya gel, Helen. Ölü gibi yorgunum, tatlım.
Viens, Hélène.
Helen? Oh, hayır.
Hélène?
Benim için hiçbir şey ifade etmiyor. Hiçbir şey!
Hélène n'est rien pour moi.
Helen, inan bana inan bana, Fabian ile bir geleceğin olamaz.
Crois-moi, Hélène. Il n'y a aucun avenir avec Fabian.
İnan bana, Helen. Biliyorum.
Crois-moi, Hélène.
- Hayır, Helen, döneceksin.
Tu reviendras, Hélène.
- Sam?
Entre, Hélène.
Benim ve Helen Ramirez'in beraberliğini çekemedin, değil mi?
Ca t'ennuie... qu'Hélène Ramirez m'ait préféré?
- Helen Ramirez burada mı?
Hélène Ramirez est là? Je suppose.
Kirke, Afrodit, Troyalı Helen.
Circé, Aphrodite, Hélène de Troie.
Benim yerime bakar mısın?
Veux-tu me remplacer, Hélène?
Kraliçemizi ariyoruz, Sparta Kraliçesi.
Nous cherchons notre reine, Hélène de Sparte.
Yo, hiç kimsenin Kraliçe Helen'i çok iyi tanidigini sanmiyorum Helen dahil.
Mais personne ne connaît Hélène. - Pas même elle.
Helen, Sparta Kraliçesi, Menelaus'un karisi Paris'i takdim ederim, Truva Kraliyet Prensi.
Hélène, reine de Sparte, femme de Ménélas... je te présente Pâris, prince de Troie.
Helen, kendini açik ettin.
Hélène, tu t'es trahie.
Helen.
Hélène!
Helen.
Hélène.
Helen kralicedir.
Hélène est reine.
Affet beni, Helen.
Pardonne-moi, Hélène.
Truvali Helen'i götürmüs.
Le Troyen a enlevé Hélène.
Sparta geçmiste kaldi, Helen.
Sparte, c'est le passé, Hélène.
Ben Helen, Sparta Kraliçesi.
Je suis Hélène, reine de Sparte.
Truvali Helen.
Hélène de Troie!
Helen, Pelagos'a gitmek istemisti ama ben sizi uyarmaya mecburdum.
Hélène voulait aller à Pélagosa. J'ai tenu à t'avertir.
- Sevdiklerini kaybettiler, leydim.
- Hélène, ne sors pas! C'est dangereux.
Bundan kaçabilecegimi sanmistim, ama öyle bir yer yok...
- Non, Hélène. Non.
Kederleri, acilari ve göz yaslarini getirdim.
Uniquement le retour d'Hélène. Les Troyens veulent la paix.
Truva Krali'na söyle, Helen'i kararlastirdigimiz yerden geri alacagiz.
- Nous allons rentrer les mains vides? - Les mains vides? Le retour d'Hélène et l'honneur satisfait?
Sizi temin ederim ki, lordum, olmayacak. Kral Menelaus'a dönmek kendi arzusudur. - Kendi arzusuymus.
Quand Hélène sera là, nous poserons... nos conditions.
Fazla açik sözlüsün, kardesim.
Hélène?
Evlatlarim, bu Yunanlilarin hediyesi degil birakmak zorunda kaldiklari bir ibadetin simgesi.
Es-tu jalouse, Aphrodite? Je ne suis que ton Hélène.
Peki, efendim.
Vive le prince Pâris et son Hélène!
Gerçekten harika ve mükemmel bir sey.
Vive Hélène!
- Merhaba Helen.
- Bonjour, Hélène.
Sen misin, Helen? Hayır, benim.
C'est toi, Hélène?
Düşünüyordum da Helen.
J'ai réfléchi, Hélène.
Sen ve Helen Ramirez mi?
Toi et Hélène Ramirez?
Benimle gel, kardesim.
- Nulle part. Abrégeons les souffrances d'Hélène.
Bu durgunluk yillari sirasinda, duvarlarinin saglamligina güvenen Truvalilar saldirganlari gece baskinlariyla kamplarinda sürekli tedirgin ettiler.
- Hélène, comme tu es belle!
Eger savasi sona erdirecekse, Paris'e Truvalilarin sevgisini yeniden... - O seni asla birakmaz.
Dis à ton roi... que nous acceptons la reddition d'Hélène.
Bunu yapacagiz.
C'est un monument en l'honneur de Pâris et d'Hélène.
Kahramanca savastilar. Onlari mahrum edemem. Baba, lütfen beni dinle.
Devant le champ de bataille, les Troyens... ne penseront-ils plus à Hélène de Sparte?