Important traduction Français
35,248 traduction parallèle
Önemli olan Pablo'nun elinde olanlar değil ne elde etmek istediği.
L'important, aujourd'hui, ce n'est pas ce qu'il a, mais ce qu'il veut avoir.
Patron, böldüğüm için üzgünüm ama çok önemli.
Désolé de vous interrompre, mais c'est important.
Çok önemli bir iyilik.
C'est très important.
- Evet, çok önemli.
C'est important.
Tabii ya. Eğer David önemli bir politikacının oğlu olsaydı, ama her şeyi olanlar hiçbir şeyi olmayan bir çocukla neden ilgilensin.
Ce serait différent si David était le fils d'un politicien important, mais l'éternelle clique qui a tout se fiche des enfants qui n'ont rien.
Bu önemli.
C'est important.
Gerçekten çok önemli.
C'est vraiment important.
Olması gereken tek şey, Cali kartelinden kurtulmak.
L'important, c'est de foutre en l'air le cartel de Cali.
Çok önemli bir şey yapmam gerekiyordu.
J'avais quelque chose de très important à faire.
Bu çok önemli.
C'est très important.
Evet ama bunun çokta bir önemi yok değil mi?
Oui, mais ce n'est pas important?
Hep katılır, onun için önemlidir.
Il y va toujours, c'est très important pour lui.
Sam Fox komik ve rolde istediğimiz de bu.
Sam Fox est drôle, et c'est le plus important.
O kötüydü. Gerçekten kötüydü.
Voilà le plus important.
Amerikan yapımı ve bu çok önemli.
Une très bonne vodka, fabriquée en Amérique, c'est important.
Dinle, tek bildiğim şey Kara olmak en az Supergirl olmak kadar önemli.
Écoute, tout ce que je sais c'est que être Kara est aussi important que d'être Supergirl.
2 haftadan az bir sürede, galaksideki tüm büyük şirketlerden buraya delegeler gelecek ve onları dış tehditlerden hatta daha önemlisi birbirlerinden korumak bizim görevimiz olacak.
Dans moins de deux semaines, les délégués de chaque corporation majeure de la galaxie arriveront ici, et votre boulot sera de les protéger, des menaces extérieures, et peut-être plus important, les uns des autres.
Başka bir seçeneğim yoktu ama bu şu anda önemli değil.
Je n'avais pas d'autre choix, mais ce n'est pas important.
Önemi var mı?
C'est important?
Orada benden daha önemli kim olabilir ki amına koyayım?
Qui est plus important que moi, là-bas? Merde.
Bu çok önemli, Patri.
C'est important, Patri.
Bu adam yer ekibinizde çalışıyor, ve O'nu hemen bulmamız çok önemli.
Cet homme travaille dans votre personnel de bord, et il est très important que nous le trouvions vite.
Bradley, Normandiya çıkartması için çok önemli.
Bradley est important pour planifier le débarquement.
Büyük bir olay, değil mi?
C'est important, non?
Önemli olan onun da sağlıklı olması ve benim de sağlıklı olmam.
L'important est qu'on est en bonne santé.
Bu senin için neden bu kadar önemli?
Pourquoi est-ce si important pour toi?
Önemli olmasaydı istemezdim.
Je ne demanderais pas si ce n'était pas important.
Önemli olan tek şey hastalarımızdır.
L'important, ce sont nos patients.
Bu vaka için fark ettiğinden daha önemlisin bence.
Vous pourriez être plus important dans cette affaire - que vous ne le pensez.
Başka sebeplerden binanı araştırıyordum, ki bu konuyla alakalı ve önemli olabileceğin içime doğdu.
J'enquêtais sur l'immeuble pour d'autres raisons, qui restent tangentielles, et j'ai senti que vous seriez important.
Hayır. Ama neyin önemli olduğunu anlayabiliyorum.
Absolument pas, mais je comprends le plus important.
Sana söylediği yalan her neyse önemli olan bu kısmı değil mi?
Peu importe ses mensonges, ce n'est pas ça le plus important?
Bir anlamı yok.
Je doute que ce soit important.
Köpek önemli.
Le chien est important.
Köpeğin önemli olduğunu söylemiştim.
Le chien était bel et bien important.
Çok önemli.
C'est très important.
- Önemli olabilir.
- Ça peut être important.
Görmek anlamaktan daha da önemli.
Et c'est plus important que de comprendre.
- Evet. - Sonuç olarak zorunda hissettigimiz şeyleri yapmayı bırakıp istediğimiz şeyleri yapmaya başlamalıyız.
Ce qui est important c'est qu'on doit arrêter de faire ces choses qu'on se sent obligés de faire et commencer à faire les choses qu'on veut vraiment faire.
Anılar açısından aroma benim için her zaman son derece... önemli olmuştur.
Pour moi, l'arôme a toujours été incroyablement important, en terme de mémoire.
Önemli olan ne?
Qu'est-ce qui est important?
Ama bence farklı yemekler çıkardığımız... gerçeğini görmek önemli.
Mais je pense qu'il est important de reconnaître le fait que... nous sortons des menus différents.
Bana göre deneyimin evrim geçirmesi neredeyse daha önemli.
Pour moi, l'évolution de l'expérience est presque plus important.
Ama gördüm ki sandığımdan daha önemliymiş.
Mais il est devenu évident pour moi que c'était plus important que je pensais que c'était.
İlk akşam salonda ülkenin en önemli yemek eleştirmenleri... vardı.
Le premier soir, on a eu le plus important critique gastronomique du pays... dans la salle à manger.
AMERİKA'NIN EN İYİ 50 RESTORANI Dünyanın en önemli yemek eleştirmeni beni aradı ve...
Le critique gastronomique le plus important au monde m'a appelé et m'a dit :
Bu çok önemli bir an.
Et c'est... c'est... c'est un moment tellement important.
Bence bu önemli.
Je pense que c'est important.
Mutfakta bu son derece önemlidir.
Et dans la cuisine, c'est extrêmement important.
Bunlar önemli anne.
C'est important, maman.
İçmek şarttır.
C'est important.