Inanmıyor musun traduction Français
942 traduction parallèle
- Bana inanmıyor musun? - Doğrusunu istersen, hayır.
- Vous ne me croyez pas?
Aşka inanmıyor musun Marguerite?
Ne croyez-vous pas â l'amour?
Bana inanmıyor musun?
Vous ne me croyez pas?
- Bana inanmıyor musun?
- Vous ne croyez pas en moi?
Hayalete inanmıyor musun?
Tu ne crois pas aux fantémes?
sana kaç defa söylicem? \ ~ Ben bütün boğalrı yenebilirim. - Bana inanmıyor musun?
Je peux battre n'importe quel taureau.
Bana inanmıyor musun yani?
Tu ne me crois pas?
Haftada 2000 frank kazandığımıza inanmıyor musun?
Vous ne me croyez pas?
- Bana inanmıyor musun?
- Non. - Vous ne me croyez pas?
Sen ona inanmıyor musun?
Tu n'y crois pas?
Buna inanıyor musun, inanmıyor musun?
Tu y crois ou pas?
Bana inanmıyor musun?
Tu me crois?
Bana inanmıyor musun?
Vous ne me croyez pas? Non.
- Bana inanmıyor musun?
Puisque tu le dis. Il reviendra?
- Bir cennet olduğuna inanmıyor musun?
- Tu ne crois pas qu'il existe?
- Senin sorunun ne? Bana inanmıyor musun?
T'étais où, gros lard?
Buna inanmıyor musun?
Tu ne le crois pas?
- Ona inanmıyor musun? - Evet.
Vous croyez en lui?
Bana inanmıyor musun?
Tu me crois pas?
Hiçbir şeyi sorgulamayan bir kadının aşkına da inanmıyor musun?
Ne peux-tu croire à un amour qui ne demande rien?
- Cehenneme inanmıyor musun?
- Tu ne crois pas à l'enfer?
Bana inanmıyor musun? Sen ne cevap verdin?
- Et toi, qu'est-ce que tu répondais?
Bunun batıl olduğuna inanmıyor musun?
Tu ne crois pas que tout ça n'est que de la superstition?
Günahkâr olduğuma inanmıyor musun?
Vous ne croyez pas que je sois un pécheur?
Bu misyonerliğin önümüzdeki 36 saat içinde kurtarılabileceğine inanmıyor musun?
Ne pensez-vous pas que cette mission peut être sauvée... dans les prochaines 36 heures?
- Bana inanmıyor musun?
- Vous ne me croyez pas?
Büyücülüğe inanmıyor musun?
Vous ne croyez pas à la sorcellerie?
Bu doğru. Bana inanmıyor musun?
Vous n'y croyez pas?
Bana inanmıyor musun?
Tu ne me crois pas?
- Böyle şeylere inanmıyor musun?
- Tu n'y crois pas?
Sen buna inanmıyor musun?
Tu ne crois pas?
Hızlı ilerliyorlar, inanmıyor musun?
Ils avancent vite, tu crois pas?
- Artık inanmıyor musun? - Hayır.
- Tu ne me crois plus maintenant?
Sen Sanchez'in suçlu olduğuna inanmıyor musun?
Tu ne crois donc pas que Sanchez est coupable?
Bana inanmıyor musun?
Me croyez-vous?
- Bana inanmıyor musun?
Tu ne me crois pas?
Bana inanmıyor musun?
Je te le jure! Tu ne me crois pas?
Yani sen, öldükten sonraki hayata inanmıyor musun?
Tu veux dire que tu ne crois pas à l'au-delà, pas de vie éternelle?
İsa Mesih'in bize ebedi hayat verebileceğine inanmıyor musun?
Croyez-vous que Jésus puisse nous faire accéder à la vie éternelle?
- İnanmıyor musun?
- Ce n'est pas le cas?
Bana inanmıyor musun?
Je te le jure, les objets, on me les a donnés.
İnanmıyor musun?
Tu en doutes?
Büyük bir yalan mı? İnanmıyor musun Bertram?
Ne le croyez pas.
- Bana inanmıyor musun?
Vous ne me croyez pas?
İnanmıyor musun?
Tu me crois?
- Bana inanmıyor musun? - Hayır.
Pourquoi n'y croirais-tu pas?
Sen inanmıyor musun?
Tu ne le crois pas?
Bu işi yapamadığımı düşünüyorum. Bu işe layık olduğuna inanmıyor musun?
Je ne suis pas fait pour ce travail.
- İnanmıyor musun?
- Vous ne me croyez pas?
İnanmıyor musun?
Vous ne me croyez pas? Venez à l'air frais.
İnanmıyor musun?
Tu le crois pas?
inanmıyor musunuz 18
inanmıyorum 653
inanmıyorsun 30
inanmam 64
inanmayacaksın 31
inanma 22
inanmalısın 26
inanması zor 44
inanması güç 18
inanmıyorum 653
inanmıyorsun 30
inanmam 64
inanmayacaksın 31
inanma 22
inanmalısın 26
inanması zor 44
inanması güç 18