Incil traduction Français
3,310 traduction parallèle
Hayır hayır hayır incil
Non, non, non, pas de gospel.
Ve incil de kazanan.
Et le gospel est triomphant.
Ve, içinde altı çizili bölümler bulunan bir incil.
Une Bible avec des passages soulignés. Hmm.
Genelde bu çekmecelerde incil tutar mısınız?
Vous gardez généralement une Bible dans ces tiroirs? - Ouais.
- Evet. Hücresindeki bıraktığı incil yerine aldı.
Il a remplacé la bible qu'il a laissé dans sa cellule.
Senatörün odasında Gideon İncil'ini bulacağından emin olur musun?
Vous vous assurerez que le senateur ait bien une bible dans sa chambre.
Papaz Dan bu sabah İncil okutacak ve geç kalan çocukları hiç sevmez.
Le pasteur Dan dirige une étude de la Bible ce matin, et il n'aime pas les ados en retard.
İncil çalışmasının bu kadar eğlenceli olduğunu bilmiyordum.
Je n'avais pas réalisé que le catéchisme était si amusant.
İncil çalışması berbattı.
Le catéchisme craignait.
Şıllık beni rehabilitasyona gönderdi İncil kampından sürdürdü, ve Belarus'da terk etti ve hepsi kendi keyfi içindi.
Cette salope m'a renvoyé en rehab, m'a banni du Bible Camp, et m'a abandonné en Belarussie, pour son bon plaisir.
- Tamam. İncil neden seksi olamıyormuş?
Pourquoi la Bible serait pas sexy?
İncil'den öğrendiğime göre dinozorlar ve mağara adamları milyonlarca yıl huzur içinde yan yana yaşamışlar... -... bunun kutlanacak bir şey olduğunu düşünüyorum.
La bible dit que les dinosaures et les hommes des cavernes vivaient côte à côte en paix pendant des millions d'années, et je pense que c'est quelque chose que l'on devrait célébrer.
Bu da İncil onaylı 3 yemek ve haftada 6 gün yapıyor 7. günde de biz dinleniyoruz.
Cela signifie trois repas basés sur la Bible par jour, six jours par semaine, et le septième jour, nous nous reposons... ( Rires )
Veya İncil onaylı diyetimizi de kullanabilirsiniz. Jordan Su Park'ı gibi. 40 Gün 40 gece çılgınca bir macera!
Cassez la croûte avec vos invités à notre alimentation le 5000 tous-ce-que-tu-peux-manger buffet ou profitez de notre Bible-inspiration divertissement, comme le parc aquatique du fleuve de Jordan et nos 40 jours et 40 nuits aventure en pleine nature
İncil bunu kesin bir şekilde belirtiyor.
La bible a rendu ça abondamment clair.
Son kontrol ettiğimde İncil barbekü ile ilgili bir şey söylemiyordu.
La dernière fois que j'ai vérifié, le barbecue n'était pas spécifié.
Hakaretlerle karışık, İncil'den bunun bir son olduğunu, her şeyin sonu olduğunu içeren şeyler.
Des trucs bibliques et des insultes. Il disait que c'était la fin de tout.
İncil'i bilmene şaşırdım, doktor.
Je suis surpris que vous connaissiez la Bible, doc.
İncil'in üstüne yemin etmem gerekiyor mu?
Oh, est ce que je dois dire que je l'ai vu sur la bible?
Hatibe, İncil ne olacak, diye sordum.
Ouais, et alors... et alors le prédicateur a demandé, euh, à propos du nouveau testament? Uh-huh.
İncil yaradığını söylüyor.
La bible dit que oui.
İncil aynı zamanda adamın birinin bir balinanın ağzında birkaç ay yaşadığını da söylemiyor muydu?
Ouais mais la bible ne dit-elle pas aussi que Un mec a vécu dans la bouche d'une baleine pendant deux mois? Ouais.
İncil'le de alakalı.
C'est biblique.
Eğer cennete doğru yükselirse de alkışlamayacaklar ama. O yüzden İncil'i bırak.
Oui et ils ne vont pas applaudir non plus si elle monte juste au paradis alors finissons le avec le gospel.
Anlatım tekniğini bilirim, İncil de bu tekniği kullanıyor.
Je connais le fonctionnement de la narration, de ta Bible.
Ellerin İncil'in üstünde Danıştay Başkanı'na bir ant içtin.
J'ai fais le serment au Juge en chef avec ta main sur la Bible.
Ve bu yüzük İncil'in üstündeydi.
Et cette bague... là sur la Bible.
Çünkü İncil'de şöyle yazıyor : "Biri yaptıkları için değil yapabilecekleri için yargılanır".
Parce que dans la Bible il est écrit, " Ne juge pas un homme sur ce qu'il a fait,
İncil.
C'est la Bible.
Bizim İncil'imizin insanlar hakkında söylediklerini hatırlıyor musunuz?
Maintenant, vous souvenez-vous de ce que notre Bible nous dit sur les humains?
Ailemin bana zorla yaptırdığı İncil toplantılarına benzemeye başladı.
On dirait l'étude de la Bible que mes parents me forçaient à faire.
Torbacıların İncil'den çıkmış bir afet gibi elimizde kalan varımızı yoğumuzu almaya Appalachia bölgesine aktığını?
"Les carpetbaggers s'abattent sur les Appalaches tel un fléau " pour s'emparer du peu qui nous reste. "
İncil'de ne yazıyor?
Que dit la bible?
Peki ya İncil'de aramızdaki aşk hakkında ne yazıyor?
Que dit la bible à propos de l'amour que nous partageons, toi et moi?
Lütfen, herkes İncil'in 46. ilahisini açsın.
Tout le monde, veuillez s'il vous plait ouvrir vos bibles au psaume 46.
İncil fanatikoşlarıyla mı?
Avec des gens qui battent à coup de Bible?
Çünkü İncil ile ilgili farklı yorumlamalar olursa, Hristiyanlık kurtulamaz.
Parce que si les gens ont tous une interprétation différente de la Bible, le christianisme ne survivra pas.
İncil onaylıyor.
Ce n'est pas contre la loi, la Bible l'autorise.
İncil'in var mı?
Avez-vous une Bible?
İncil aşkına!
Oh mon dieu! J'étais en train de parler à Jesus!
İncil yaradığını söylüyor.
La bible dit que oui
- İncil grubuna mı katıldın?
Vas-tu rejoindre une groupe biblique?
Ben bir İncil grubuna katılmayı düşünüyorum sense babam dışında bir adamla seks yapıp beni yargılıyorsun, öyle mi?
je pense que je vais rejoindre le groupe biblique et tu as fait l'amour avec un gars qui n'était pas papa, est-tu entrains de me juger?
Bir İncil bul da beşinci emri iyice bir oku : "Annenize saygı gösterin."
peut être que tu as besoin de trouver une bible et que tombe sur le 5ème commandement, "l'honorer ta mère"
Bir İncil grubuna katılmayı düşünüyorum.
J'envisage de voir un cercle biblique.
Bir İncil grubuna katılmayı düşünüyorum.
Je pense rejoindre un cercle biblique.
Sean dayımın evinde İncil grubuma laf etmen yetti de arttı zaten.
T'en as assez fait en t'incrustant dans mon groupe biblique chez Oncle Sean. Je m'en excuse.
Siktiğimin İncil'i bana öyle diyor diye değil canım öyle istiyor diye insan kanı içiyorum.
Je veux boire du sang humain pas parce que la Bible me dit de le faire, mais parce que j'aime ça.
Bakan olurken İncil'i benim için tutmanı istemiştim!
Je t'es demandé de tenir la Bible pour moi lorsque j'ai été investit en tant que Secrétaire d'Etat!
İncil'den yapılan o alıntılar gözlerinin önündeymiş gibi olacak.
Ça sera comme ses citations de la Bible qui sont en face de vous.
Sanırım İncil'de var bu.
Je crois que c'est dans la Bible.