Inger traduction Français
186 traduction parallèle
Dua ettim, dua ettim, dua ettim Inger.
J'ai prié, prié et prié, Inger.
İyi geceler, Inger.
Bonne nuit, Inger.
Tüm bunlar hakkında ne hissettiğimi biliyorsun, Inger.
Tu sais ce que je pense de ces choses-là.
Evet, Inger kızım ve şimdi uyumamız lazım.
Oui, ma petite Inger. Maintenant, il faut dormir.
Sen ne düşünüyorsun, Inger? Evet, bir dene.
Qu'en penses-tu, Inger?
Çok teşekkür ederim Inger. Bir şekilde halledeceğinden eminim.
Je suis sûr que tu sauras te débrouiller.
Onun ne dediği kimin umrunda, Inger?
Qui tient compte de ce qu'il dit?
Aşk zamanla gelir, Inger.
L'amour viendra avec les années, Inger.
Söz vermeye çok meraklısın, Inger.
Tu as la promesse facile.
Ve sen Inger, sen biliyordun ve bana bir kelime bile söylemedin.
Et toi, tu le savais, et tu n'as rien dit.
Hayır, Inger, Burada yanlışsın.
Non, Inger, tu te trompes.
Maren ve küçük Inger'i görmeye gidiyorum.
Je vais au-devant de Maren et de la petite Inger.
Bu Maren ve küçük Inger.
Voilà Maren. Et la petite Inger.
Inger, beni anladığını sanıyorum.
Inger, je crois que tu me comprends, toi.
Inger, ceketim.
Inger, mon veston.
Inger'in durumu iyi değil.
Ça ne se présente pas très bien.
Inger'in tehlikeli bir hastalığa yakalandığını söyledi.
Il dit qu'Inger est gravement malade.
Hayatı kurtulursa şükretmeliyiz. Buradasın.
Si on sauve Inger, on sera heureux.
Anne meselesi kendiliğinden çözülür.
Pour Inger. Pour Anne, on se débrouillera seuls.
Inger'in söz verdiği gibi bir oğlan mı? Evet.
Un garçon, comme Inger me l'a promis?
Inger'i alıp götürmeye.
Il est revenu pour enlever Inger.
Eğer Inger ölürse... Anders ve Anne evlenip çocukların yuvası olana kadar, yaşamaya söz veriyor musun?
Si Inger meurt, promets-moi de vivre jusqu'au mariage d'Anders et Anne pour que les enfants aient un foyer.
Karen, Karen... Inger's iyileşiyor, atlatacak.
Karen, Inger va guérir!
Inger'in durumu nasıl?
Comment va Inger?
Inger'i almak için geldi yine.
Il est venu pour enlever Inger.
Inger uykuda şimdi.
Inger dort, maintenant.
Aniden uykuda gitti. Inger öldü mü?
Elle s'est affaissée dans son sommeil.
Yalan söylüyorsun.
Inger morte?
Inger Borgen, ev hanımı. Ölüm tarihi : 13 Ağustos 1925 14 Ağustos 1925 tarihli Husby C.J. Houen Kilisesi kayıtları.
Certificat de décès
Bizden alındı, MIKKEL BORGEN, Maren, küçük Inger.
Inger Borgen, née Kjær, nous a été enlevée le 13 août.
Inger, üzerine kapağı koymalıyız. Mikkel! Baba!
Oui, Inger... il va falloir refermer le couvercle.
Inger taşınmadan önce.
Quelque chose que vous devez tous savoir avant qu'on emporte Inger.
Inger'in yeri boş durmamalı.
la place qu'a laissée Inger ne doit pas rester vide.
İçinizden hiç kimsenin aklına Tanrıdan Inger'i geri istemek geçmedi.
Pas un seul d'entre vous n'a eu l'idée de demander à Dieu de vous rendre Inger.
Inger, çürümelisin çünkü dönem çürümüş.
Inger, tu dois pourrir parce que les temps sont pourris.
Biliyorum, Inger, biliyorum.
Je sais, Inger.
Inger, Maren bana iyi bir eş oldu.
Maren fut pour moi une bonne épouse.
Inger, Inger, kendine çok sorun ediniyorsun.
Tu te crées des soucis pour bien des choses.
Beni anlayabiliyor musun Inger?
Me comprends-tu, Inger?
Hem Anne hem de Inger için.
Oui, père.
Inger için.
Aussi bien pour Anne que pour Inger.
Inger'i bizden alma.
Dieu ne nous enlèvera pas notre Inger.
Ona söyleyebilir misin... öldüğünü... Tamam onu söyleyebilir misin... Inger.
Veuillez lui dire qu'Inger vient de mourir.
İnançlı karım ve sevgili annemiz INGER BORGEN Kjar doğumlu
Ma fidèle épouse et notre mère bien-aimée
INGER BORGEN sarsılmaz inançla sonsuz istirahate çekildi.
Petite Inger.
Hoşçakal Inger.
Adieu, Inger.
Hoşçakal Inger.
Au revoir, Inger.
Inger,
Inger!
Evet, Inger.
Oui, Inger.
Inger?
Inger?
- Inger?
Il a tout dit.