Isırmaz traduction Français
62 traduction parallèle
- Isırmaz, değil mi?
- Il ne mord pas?
Isırmaz.
Elle n'est pas volée.
Isırmaz.
Il ne va pas te mordre.
— Isırmaz, kış uykusunda.
II fait rien de mal, il hiberne.
Isırmaz.
II ne mord pas.
Isırmaz.
Il ne mordra pas.
- Isırırsa? - Isırmaz.
Il ne va pas te mordre, non.
Isırmaz.
Il ne mord pas.
Çekinmeyin. Isırmaz, yani umarım.
Il ne mord pas... espérons.
Isırmaz merak etme, Benny.
Ca prend pas.
Isırmaz.
Il mord pas.
Teselli olacaksa, Teğmen. Isırmaz.
La console ne vous mordra pas.
Isırmaz.
Ca ne mord pas.
Endişelenme. Isırmaz... genelde.
Ne vous en faites pas, elle ne mord pas beaucoup.
- Isırmaz değil mi?
- Est-ce qu'il mort?
Isırmaz.
Ca ne va pas te mordre.
- Isırmaz seni.
- Eh bien, il ne va pas te mordre.
Isırmaz. - Ama annen ısırabilir.
Non, mais ta mère si.
Isırmaz. Doğum günün kutlu olsun.
Il ne va pas te mordre.
- Isırmaz mıydın?
- Tu l'aurais mordu?
Isırmaz hadi ama?
Il ne va pas te mordre, tu sais.
- Isırmaz değil mi?
- Il ne mord pas, hein?
- Isırmaz.
Elle mord pas.
Isırmaz.
Ça va pas te mordre.
Isırmaz.
Elle mord pas.
Isırmaz, yeter ki zamanında içeri sokabilelim.
Il ne mordra pas, sauf si nous ne le mettons pas la-dedans assez vite.
Isırmaz.
Elle ne mord pas.
- Isırmaz onlar, bir şey yapmaz.
- Ils ne vous feront rien.
- Isırmaz merak etme.
- Ils ne te mordrons pas.
Isırmaz.
Les "pseudo-scientifiques allumés" ne mordent pas.
Isırmaz seni.
Elle va pas te mordre.
Isırmaz, merak etme.
Elle ne mord pas.
Isırmaz.
Elle ne va pas te mordre.
Isırmaz.
Il ne vous mordra pas.
Truman'ı unuttun mu? Isırmaz korkma.
Tu te souviens de Truman Il est calme!
Isırmaz.
Il est inoffensif.
Isırmaz genç adam.
Elle ne mord pas, jeune homme.
- Isırmaz değil mi?
Elle est gentille?
Isırmaz.
Il va pas te mordre
Isırmaz.
Il mord.
Işınlayıcıyı, çalıştırır çalıştırmaz, Kaptan durumu hemen fark edecektir. Bizi tekrar gemiye ışınlatacaktır.
Quand le capitaine l'apprendra, elle nous téléportera à bord.
Isırmaz.
Il ne va pas vous mordre.
Isırmaz, değil mi?
Mamie, c'était mon anniversaire la semaine dernière, et j'ai pas reçu mon chèque d'anniversaire.
Gerçek bir iş olsa da iyi kazandırmaz.
Un vrai travail, c'est dur, hein! Et un vrai travail ne rapporte pas assez, hein!
İnsanın bir meşgalesi olması güzel bir şey ama bu iş bu yaklaşımı kaldırmaz.
Il n'y a rien de mal à juste vouloir traîner mais ce n'est pas l'endroit.
- Yılanlar, tahrik edilmedikçe saldırmaz, değil mi? - Çok iyi iş çıkarıyormuşuz gibi görünmüyor.
Ça n'améliore pas les choses.
Mike Cannon iş ile zevki birbirine karıştırmaz.
Mike Cannon ne mélangera jamais travail et plaisir.
İş yükünüzü arttırmaz.
Ca ne reposera pas sur votre charge de travail.
İki sızdırmaz çelik katman. Işıktan ya da sesten rahatsız olmayacağın garanti.
Deux couches d'acier imperméable, garantissant l'absence de lumière ou de son.
Çıtanın yükselmesini istemiyorum yoksa kimse bana iş yaptırmaz.
sinon personne ne m'engagera.
Sızdırmaz özellikte, iş görecektir.
C'est imperméable, ça fera l'affaire.