Ivy traduction Français
1,369 traduction parallèle
Ivy bunun iyi bir şey olduğunu söylerdi.
Selon Ivy, c'est une bonne chose.
Son yazdığımdan beri fazla bir şey olmadı tabii adam öldürme suçlamalarım, lotoyu kazanmam ve Ivy'nin ölümü dışında.
J'ai juste été accusé d'homicide involontaire, j'ai gagné au loto et Ivy est morte.
Durun size göstereyim. Yavaşla Ivy Lig çocuğu.
Attends le diplômé.
Ivy haklı.
Ivy a raison.
Benim gibi olma.
Ivy, ne deviens pas comme moi.
Kurutulmuş hindilerimi Ivy'nin çaldığından neredeyse eminim.
Je suis certain qu'Ivy volait mes charquis à la dinde.
Ivy'den buraya gelmem gerektiğini, Ve senin bana söyleyecek birşeyin olduğunu söyleyen bir mesaj aldım.
- Ivy m'a dit que je devais venir ici, que tu avais un truc à me dire.
Batman'deki Zehirli Sarmaşık gibi vücudumu silah olarak kullanabiliyor muyum?
J'utilise mon corps comme une arme, comme Poison Ivy dans Batman?
Sayende hala bir Ivy adayıyım.
Je reste candidate à l'Ivy League.
Evet, Ivy öldüğünde senin için zor olmuştur.
Ça a dû être dur pour vous, quand Ivy est morte.
Ivy'den gerçekten hoşlanıyorum. Öyle mi?
J'apprécie vraiment Ivy, maintenant.
Geçen gün Ivy'e bir hediye aldım.
En fait, j'ai acheté récemment un petit cadeau à Ivy.
İnanamıyorum.
Ivy et toi.
Laurel Cooper. Ivy'nin annesiyim.
La mère d'Ivy.
Master'ı Virginia Üniversitesi'nde yaptım, yani "halkın Ivy'si" nde.
J'ai eu mon diplôme à l'Université de Virginie.
- Senden gerçekten hoşlanıyorum Ivy.
- Je t'apprécie, Ivy. - D'accord.
Ivy, dur.
Ivy, arrête.
Kendisi Ivy League'e kadar gitmeyi başaran, ilk Springfield İlköğretim mezunudur.
Notre seule élève à être allée dans une grande université.
Ben de Ivy League okullarından birine gitmeyi planlıyorum.
J'ai prévu d'aller dans une grande université, moi aussi.
Bununla ancak briçte çifte gidersin, Ivy Leage'e başvurmaya yetmez.
C'est mince pour une candidature aux grandes universités.
Hadi Jas, Ivy League okuluna gitmenin ne kadar zor olduğunu sende biliyorsun.
- Arrête. Tu sais combien c'est dur d'impressionner ce genre d'école.
Suç bilimi üzerine iyi bir okuldan diploma 101. Filo'da altı yıl ve gerçek bir Şaolin Tapınağı'ndan alınmış Wushu kara kuşağı.
degré de l'Ivy Ligue en criminologie, 6 années dans la 101e Division aéroportée, et une ceinture noire en Wushu d'un véritable temple de Shaolin.
Bunlar zehirli sarmaşık olmasa bari.
Ca à intérêt à pas être du poison Ivy.
Ne? Bence tarih ve geleneklerle ilgili alanları kapsayan bir okula gitmelisin. Birçok harika öğrenci yetiştirmiş bir üniversite olmalı ya da meşhur Amerikan üniversitelerinden biri.
Quoi? tu devrais aller dans une université de la League Ivy en Amérique...
Hepsi palavra! Queens'te kadının biri Ivy Lig'inden bir sporcunun spermini satın almış sonra evsiz barksız bir adamın olduğu ortaya çıkmış. - Duymuyorum.
Une femme de Queens pensait acheter le sperme d'un athlète alors que c'était celui d'un sans-abri.
Ne diye onu en iyi üniversitelerden birine gönderme zahmetine girdik ki?
Pourquoi s'être tués à l'envoyer dans une université Ivy?
Büyük üniversite mezunu veya onur listesi öğrencilerinin bu iş için birbirlerini öl- - Bayım, iki defa hayatınızı kurtardım.
Sais-tu combien de Phi Beta Kappas de la ligue Ivy feraient tout...
Boşver Ivy.
Peu importe.
Hadi Ivy!
Allez, Ivy. Allez!
Ivy iyi mi?
Alors Ivy va bien?
Ivy, sadece bir yarışma, tamam mı?
C'est qu'une compet.
Hadi Ivy, hadi.
Allez, Ivy. Allez.
Ivy.
Ivy.
Al bakalım, Ivy.
Vas ici, Ivy.
Yürü be, Ivy!
Le chemin que tu as fait, Ivy!
Ivy, hadi onu kolayca götürürsün.
Ivy, tu dois y aller doucement.
Ivy, belki sen yazdıklarını bize okumak istersin?
Ivy peut-être que tu peux partager ce que tu as écrit?
Ivy, seninle biraz konuşabilir miyiz?
Hey Ivy, je peux te parler une seconde?
Ivy, düşünüyorum da belki de ben sana kötü örnek oluyorum.
Ivy je commence à penser que peut-être j'ai une mauvaise influence sur toi.
Ivy'nın durumu hakkında konuşmak için aradım.
Je voulais juste avoir des nouvelles. Je suis un peu inquiet à propos du travail d'Ivy.
Ivy, bunu yapamazsın.
Ivy tu ne peux pas faire ça.
Ivy, ben hayatını berbat etmenden sorumlu olmak istemiyorum.
Ecoute, Ivy, je ne veux pas être la personne qui sera responsable du fait que tu foutes ta vie en l'air.
Ivy, bu kadar basit değil.
Ivy, ce n'est pas si simple.
Bu "Ivy League" den mezun olmuş gibi adamım.
Elle a l'air très professionnelle.
Üniversiteler arası özel bir ligde.
Yale. Il est dans l'Ivy League.
Kazara gizli bir Ivy üniversitesi tokalaşması görmek istemiyorum.
Je ne veux pas être le témoin d'un serrement de mains secret d'une grande école.
74. yoldan Ivy Yolu'na çıkacağız. Sonra da güneye doğru yayan ilerleyip, ormandan geçeceğiz ve Christopher'a çıkacağız.
Donc on prend la 74 vers Ivy Road, puis on part vers le Sud à pied à travers la forêt jusqu'à Christopher.
Üniversiteye hazırlık konusunda sürekli başarılı olmamızın anahtarı, sınıfta başlıyor ki bu da seçkin üniversitelerden dereceyle mezun vermemizi sağlıyor.
La clef de notre succès durable en tant qu'école préparatoire, qui a mené de nombreux diplômés à l'Ivy League, commence en salle de classe.
Sen, Mr. Ivy ligimisin?
Toi, je comprends.
Ivy, her şey yolunda mı?
Ivy, tout va bien?
Kenarda oturman sanırım daha iyi olacak Ivy.
- Tu devrais pas surfer aujourd'hui.