Içim rahatladı traduction Français
165 traduction parallèle
Şimdi içim rahatladı Harry.
Je me sens mieux.
Açıkçası içim rahatladı.
Je suis rassuré.
O filmi izleyince gerçekten içim rahatladı.
Le film que j'ai vu m'a rassuré.
Bunu söylediniz ya, içim rahatladı. Acilen ilgilenmeniz gereken ciddi meseleler var.
Madame me rassure car il y a d'autres affaires à régler.
Söylemem lazım, içim rahatladı.
En fait, je suis soulagé.
Neyse, içim rahatladı.
Tout un soulagement.
Gerçekleri öğrenmem gerekiyordu. Ben de yanından ayrıldım ve şu an içim rahatladı.
Alors, je suis partie, et maintenant je me sens soulagée
Bunu söylediğim için beni affet, Sven, dürüst olmam gerekirse öldüğünü duyduğumda içim rahatladı.
Excuse - moi de le dire. Mais je veux être honnête avec toi. J'ai été soulagé quand j'ai appris ta mort.
Şimdi içim rahatladı. Seni dinleyeceğini nereden çıkarıyorsun?
Et qu'est-ce qui vous fait penser qu'elle vous écoutera?
Aman içim rahatladı.
Quel soulagement!
Şimdi içim rahatladı.
Me voilà rassuré.
Şimdi içim rahatladı işte.
Des agents spéciaux. Ca va me détendre.
- İyi, içim rahatladı.
- Eh bien ça, c'est rassurant.
İçim rahatladı.
Je préfère ça!
İçim rahatladı.
C'est un soulagement.
Doktor Pierce'i dinledikten sonra, içim büsbütün rahatladı.
Le Dr Pierce me conforte dans mon sentiment.
Yaralanmamışsın. İçim rahatladı.
Vous n'êtes pas blessé, heureusement.
İçim rahatladı.
Quel soulagement.
- Ah, içim çok rahatladı.
- Quel soulagement!
İçim rahatladı.
Z'avez bien demandé l'ale extra-forte?
İçim rahatladı doğrusu.
Tu m'en vois soulagé.
İçim rahatladı.
Comme c'est rassurant.
İçim rahatladı
Quel soulagement!
İçim rahatladı doğrusu. Ne de olsa bu kafasız, bir çare düşünecek.
Ça me rassure qu'il soit là parce que... ce con va penser à...
İçim rahatladı.
Quel soulagement!
İyi. İçim rahatladı.
Quel soulagement!
İçim rahatladı.
Me voilà soulagé.
- İçim rahatladı.
C'est un soulagement.
İçim rahatladı doğrusu.
- Me voilà rassuré.
- Sana ilgi duymuyorum. - İcim rahatladı.
- Tu ne m'intéresses pas pour Ie reste.
- İcim rahatladı.
- Je suis soulagée.
- İçim rahatladı.
- Quel soulagement.
İçim rahatladı doğrusu.
C'est réconfortant.
İçim rahatladı.
C'est un grand soulagement.
- İçim rahatladı. - Evet.
C'est rassurant.
Şimdi içim rahatladı.
C'est réconfortant.
Sanırım buradan Luke ile senin dost olmadığını çıkarmalıyım. İçim rahatladı.
Ce qui veut dire que Luke et toi n'êtes pas amis, ce que je trouve réconfortant.
Oh, içim çok rahatladı!
C'est rassurant!
İçim rahatladı.
Je suis si soulagée.
O aptal duvarlardan başka bir şeye bakmak. İçim rahatladı.
Voir autre chose que les mêmes stupides murs!
Evet. İçim rahatladı.
- Oui, quel soulagement...
- İçim rahatladı.
- C'est un soulagement.
İçim rahatladı!
Je suis rassuré.
İçim rahatladı.
Tu ne seras pas la prochaine femme qui essaiera de me duper. Ça n'a pas été difficile.
İçim rahatladı.
Bon, c'était un bonus.
- İçim rahatladı.
- Lorelai, tu es aveugle?
İçim rahatladı.
Quel soulagement...
İçim rahatladı doğrusu.
C'est, heu, rassurant, quartier-maître.
İçim rahatladı.
C'est réconfortant.
- İçim rahatladı.
Quel soulagement!
- İçim çok rahatladı aslında.
Je suis soulagé, cela dit.