Jet traduction Français
3,049 traduction parallèle
Bir taslağım var. Buraya kadar iyi. Ama iyi mi bilmiyorum.
J'ai fini mon premier jet, mais j'ai des doutes.
Hava Savunma Güçleri uçağıydı.
Un jet EDF.
Jetlerin yakıt almak için durduğu bir yerde, bildiğim çok güzel bir kafe var.
Mon jet est prêt, je connais un super café.
Sen gerçekten de beni özel bir jete mi atmaya çalışıyorsun? - Evet.
T'essaies de me draguer avec ton jet?
Bu gece Paris'ten ayrılan özel jetine ait bir manifesto. Genel olarak uçak personeli, güvenlik kuralları ve uçağın kendi teknik özelliklerini içeriyor.
une liste de passagers quittant Paris dans son jet, avec des détails sur la sécurité, le personnel de bord et l'avion en soi.
Özel jeti iki saat içinde kalkıyor.
Son jet part de Roissy dans deux heures.
Mürekkep değil de canlı hücreler kullanması dışında.
A part que ce jet d'encre utilise des cellules vivantes.
Jöleyi tazelemek ya da yepyeni bir tarz için gönül rahatlığıyla terini kullanabilir ya da su serpebilirsin.
Ou un petit jet d'eau pour réactiver le gel ou lui donner un tout nouveau look
Jet Li'ye benzeyen bir kardeşimiz mi olacak?
On va avoir un frère qui ressemble à Jet Li?
Yüzme, Jet Ski...
Natation, Jet Ski...
- Aslinda, yapabilirsin. Ben sadece ögrendim o benim arabam Granger.
Oui, je viens d'apprendre que mon jet était à Granger.
Sean Connery olman umrumda değil, bu benim jet ski'm.
Je me fiche que vous soyez Sean Connery, c'est mon jet ski.
"Jet pack" devrede!
Jet pack activé!
Hayır dersen seni özel jetimizle ailenin yanına gönderirim.
Si tu refuses, je te renverrai à ta famille en jet privé.
İnan bana, kanal ve stüdyo yöneticileri senin sosyeteye takıldığına, TV yıldızlarıyla ve şarkıcılarla samimi olduğuna inanmak ister.
Fais-moi confiance, les networks et les studios veulent penser que tu es dehors avec la jet-set, à frotter tes épaules contre celles des stars de tv et des chanteuses.
Jet Ski, Panty Dropper'ın anahtarı.
Les clés de Piège à meufs.
Batılı mirasyedinin ticari uçak kullandığını mı sanıyorsun?
Vous croyez que le play-boy du Monde Occidental vole en commercial? Il a un jet privé.
Evet, özel jeti bir dağ yamacına çarpmıştı.
Hé bien oui, son jet privé s'est écrasé sur le flanc d'une montagne.
Bir G-5 jet istiyorum.
J'ai besoin d'un G5.
Bu yüzden bazı eski arkadaşlarımla görüştüm ve içinde hidroklorik asit ve kalsiyum karışımı olan bir su püskürtme taktiği uyguluyorum.
Donc j'ai parlé à des amis paléo, et j'ai utilisé une combinaison alternant l'eau en jet, l'acide chlorhydrique et des bains de calcium.
Size bir jet hazırlatıp S.F.O.'da bekletirim.
Un jet vous attendra à l'aéroport.
Matthew yoldan çekildi, siz ise milyon dolarlık maaş, depodaki mallar, şirketin jeti, herşeyi alacaksınız.
Matthew disparut, vous obtenez le salaire de millions de dollars, les options de stock, le jet de la compagnie, tout.
Yaşlandım, Matt'in hayatını gördüm, malikanesi, özel jeti, bunları bende istedim.
J'ai grandi. J'ai vu la vie de Matt, son manoir, son jet privé. Je voulais ça aussi.
Vay, jet ski!
Des scooters des mers!
- Ray jet kiralayacak.
Ray a loué un jet.
Yalnızca birimiz özel jet ile uçabilir.
Seulement un de nous vole en jet privé.
Özür dilerim, jet set.
- Désolé, jet set.
Siyahi inekler, televizyon açıkken uyuya kalan Jetblue firmasının yolcuları, sahibi ölen evcil hayvanlar ve aptallar. Bu işi düzeltmelisin.
Nerds noirs, passagers de Jet Blue endormis devant la télé, animaux de maîtres décédés et idiots, réglez-moi ça.
Batı Yakasının Hikayesi filmindeki gibi ; son günümde ilk sigaram gibi hızlı olacağım.
J'étais dans une mise en scene de West Side Story et je vais être un "Jet" dés ma 1ère cigarette et ce jusqu'à mon dernier jour.
İlk önce tren yoluyla, sonra da özel uçakla seyahat ettiler.
Ils sont allés à Bruxelles en train, puis ils ont pris un jet pour Newark.
- Jet yakıtı mı?
Du carburant Jet?
- Aslını söylemek gerekirse, Jet yakıtı B.
Du carburant Jet B, pour être précis.
Kelvin'in Jet yakıtı B ile rastlaşmak için bir nedeni yoktu.
Kelvin n'avait aucune raison d'être en contact avec du Jet B.
Jet yakıtı B.
du carburant Jet B.
Aynı yakıtı birkaç ay önce hava yollarında işini kaybetmeden önce ticari jet uçaklarına dolduruyordun.
Le même carburant que vous aviez l'habitude de mettre dans les avions de ligne avant que vous ne perdiez votre travail à la compagnie aérienne, il y a deux ou trois mois.
Pekala, AVC'nin uçağını alın ve iş bitince derhal haber verin.
D'accord allez-y. Prenez le jet AVL et faites un rapport quand c'est fait.
Eminim ki tam da şu anda annen o jet pilotuna hangi pozisyonda oturması gerektiğini gösteriyordur.
Je parie qu'en ce moment-même, elle aide ce jockey de l'air à trouver une bonne position.
Özel bir jeti vardır muhtemelen.
Elle a sûrement un jet privé.
Jet Lag'dan dolayıdır.
C'est sûrement le décalage horaire.
TSA'ya göre Garlin'in özel uçağıyla iki gün önce gelmiş.
il est venu en jet il y a deux jours.
Öyle olabilir.
Par chance, Walden dispose de son propre jet, alors...
Baksana atardamardaki kan tavana vurmuş.
Regarde le jet artériel : il y en a jusqu'au plafond.
Benim için Jet Ski'ye bindiğim her an.
Moi, c'est quand je fais du jet ski.
- Jet Set, sırada sen varsın.
Oh, jet set, tu es le suivant.
Ben, Drake, ve T-mobile kızı * özel jette bakara * oynuyorduk.
Moi, Drake, et la fille de T-mobile étions en train de jouer au baccarat dans un jet privé.
Planlar değişti. Uçağım Jose Marti'ye öğlenden önce gelmeyecek.
Changement de plan... mon jet n'arrivera pas à Jose Marti de sitôt.
Ama seni bir arkadaşın özel uçağıyla getirtebilirim.
Mais je pourrais avoir le jet privé d'un ami.
Uçak ne tarafta?
On passe par où pour aller au jet?
Şu anda Bay Pittman ya da kayıp uçağı hakkında elimizde daha fazla bir bilgi bulunmuyor.
Nous n'avons toujours pas d'informations plus précises sur la situation de Mr Pittman ou du jet qu'il pilotait.
Fışkırtma ya da.
Un jet.
Uçak hala burada.
- Le jet est toujours là.