Kafam çok karışık traduction Français
191 traduction parallèle
Babamın ve Dudley'nin ölümünden dolayı kafam çok karışık.
Je suis perdue avec la mort de papa et de Dudley.
Öyle söylesenize. Kafam çok karışık.
Pourquoi ne pas le dire?
Kafam çok karışık.
Je suis perplexe. Bien.
Baba, kafam çok karışık.
Papa, tout est tellement confus.
Kusura bakmayın, kafam çok karışık.
Pardon, je suis troublee.
Kafam çok karışık.
Je ne sais plus ce que je dois faire.
Çok korkuyorum ve kafam çok karışık. Düşünemiyorum. Senin ne düşündüğünü bile algılayamıyorum.
J'ai tellement peur que je suis incapable de réfléchir et de suivre ta pensée.
Kafam çok karışık.
Je suis dans le vague.
Beni bağışlayın. Kafam çok karışık.
Excusez-moi, je n'ai plus tous mes esprits.
Sizi tekrar gördüğüme çok sevindim. Çünkü kafam çok karışık ve size...
Je suis très contente de vous voir, mon père parce que je suis très troublée et j'aurais besoin de...
Kafam çok karışık.
Je suis troublée.
Çünkü kafam çok karışık, Biliyormusun? .
Parce queça me rentre dans la tête, Sais tu?
Kafam çok karışık.
Je suis troublée...
Kafam çok karışık.
Tout est si embrouillé.
Kafam çok karışık.
Je suis embarrassée.
Kafam çok karışık!
Je ne sais plus où j'en suis.
Kafam çok karışık.
Je ne sais plus.
Kafam çok karışık.
Je suis perdue.
Bilmiyorum. Kafam çok karışık.
Je ne sais pas... tout se mélange...
Fakat kafam çok karışık.
Mais je suis complètement désemparée.
Çavuş Callahan hakkında... kafam çok karışık.
Je suis dans un grand trouble au sujet du Sergent Callahan.
Kafam çok karışık.
Je sais plus où j'en suis.
Kafam çok karışık Mike.
Je me sens bête, Mike.
Topper, kafam çok karışık.
Je suis si troublée.
- kafam çok karışık, efendim.
- Je suis incapable de répondre.
Şimdi onsuz ve evlenmek üzereyken kafam çok karışık ve çökmüş bir haldeyim.
Loin de lui et bientôt mariée, je me sens troublée et perdue.
Kafam çok karışık, söyleyecek bir şeyler bulmaya çalışıyorum.
Je suis tourneboulée, je sais pas quoi dire.
Bu aralar kafam çok karışık.
- Pas grave. - Je suis si confuse maintenant.
Kafam çok karışık.
Je suis un peu perdue.
Neyse... kafam çok karışık.
De toute façon, je suis perplexe.
Kafam çok karışık.
- Je ne sais plus où j'en suis. - A propos de quoi?
Kafam... kafam çok karışık.
Je ne sais vraiment plus où j'en suis.
— Randy, seni seviyorum,... ama şu anda kafam çok karışık.
- Tu m'aimes encore? Je t'aime bien sûr, mais je suis très ennuyée.
Kafam çok karışık.
Je ne sais plus...
Kafam çok karışık.
Je ne sais plus où j'en suis.
Kafam çok karışık.
La partie est perdue, alors.
Lütfen Leslie, başka nereye gidebilirim bilmiyorum, kafam çok karışık.
Leslie, je n'ai pas d'autre endroit où aller.
Şu anda kafam çok karışık.
Je suis trop confus pour l'instant.
Kafam çok karışık.
Je suis vraiment déroutée.
Kafam çok karışık.
Je ne sais pas!
- Kafam çok karışık.
Allons-y. Je suis tellement confuse.
- Şu an kafam çok karışık.
- Je n'y comprends plus rien.
Kafam çok karışık.
Berman est trop gentil pour l'armée.
Şu an kafam çok karışık.
Et nous on est toujours dans la merde.
Kafam hala çok karışık. Kendimi toparlamam gerekiyor.
Je ne sais pas encore où j'en suis.
Kafam çok karışık sadece, o kadar.
Je perds la tête avec tout ça.
Yani kafam çok karışık.
Je ne sais plus où j'en suis...
Ben sadece diyorum ki kafam şu anda çok karışık.
Mais je dois te dire que... je suis pas dans mon assiette.
Yemin ederim, kafam hep çok karışık.
C'est la vérité, je suis continuellement perplexe.
- Kafam çok karışık.
Hondo, Nouveau-Mexique le présent - Je ne comprends pas.
Kafam karışık, çünkü Michael'dan çok hoşlanıyorum.
Je suis perdue. michael me plaît.