English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kama

Kama traduction Français

1,095 traduction parallèle
Hasar görmüş veya kırılmıl camlar için çok para harcadık. Tren yıkama.
Le nettoyage des wagons.
- Üzgünüm bu yıkama-yağlama işindeydim. - Yardım etmeyi çok isterdim.
- Je suis désolé d'avoir été... retenu par cette session, j'aurai aimé t'aider.
- Kama bölümü, sayfa 29. ayet.
- C'est Baba Kama, page 29a.
Kama bölümü, fakat 31. ayet.
C'est Baba Kama, page 31b.
Benim gibi profesyonel olan dostumun, elleriyle kap kacak yıkama durumuna düşmesine inanmayacağım.
Je ne peux pas croire que mon ami ait été réduit à récurer des marmites.
Altın yıkama işinde iyi para var.
À laver l'or on gagne bien.
Tabii. Birkaç tane de oto yıkama reklamı.
Ainsi que quelques pubs pour le lavage de voitures.
Mac, yukarıda yıkama suyu var ve sağ kalmak için yardıma ihtiyacın olacak.
Regarde, Mac, il y a de l'eau ici, et il t'en faudra pour survivre.
Pekala o zaman bu gece yıkama hakkını sen kazandın.
Vous avez remporté le droit de la faire. Félicitations.
Çamaşır yıkama zamanı.
On va faire la lessive.
Bulaşıkları yıkama.
Tu ne fais pas la vaisselle.
Mızıkama... ve bir sonraki yemeğime karşılık senin kol saatin.
Mon harmonica... et mon prochain repas contre ta montre.
Çakmaktaşların otomatik yıkama istasyonuna benzedi.
On dirait le lavauto des Flintstones.
İşkembe yıkama.
Pour laver les tripes.
- Ama satış öncesi yıkama olmayacak. - Hayır, hayır.
Mais je veux pas du prélavé.
Eve son giren kahvaltıdan kalan bulaşığı yıkama ayrıcalığı kazanır.
Le dernier rentré fait la vaisselle du matin.
Kama Sutra.
" Le Kama Sutra.
Sonunu söyleme sakın.
Me fais pas le Sutra avant le Kama!
Claire, Kama Sutra 19. Sayfayı hatırlıyor musun?
Claire, tu te rappelles le Kama Sutra, page 19?
Yönetim kurulu odası... bütün bina, yıkama odaları bile.
La salle de réunion, l'usine et même les toilettes.
Burası oto yıkama istasyonu gibi.
On dirait que vous lavez des bagnoles
Çok özür dilerim Bay Nowak. Ama bakın ne diyeceğim. Şurada bir araba yıkama servisi var.
Désolé M.Nowak écoutez, il y a un lavage de voitures en descendant la rue.
Durumu anlamaya çalışıyorum. Arabayı yıkama makinesinde sıkıştırdınız ama yine de herifi haklayamadınız.
Si je comprends bien, son auto était coincée au lavage et vous n'avez pas pu le descendre?
Araba yıkama servisinden.
Au lavage de voitures.
Yıkama ve kurutma mı?
Shampooing et rinçage?
Bir yıkama dört çeyreklik.
Une machine coûte un dollar.
Herkesin elinde bir kama olsun.
Tout le monde prend un sabre.
Cesareti olan ona kama çeksin.
Qu'il tire son sabre, celui-là.
Ama ne yemek pişirme ne de çorap yıkama ihtiyacı hissetmiyorsun.
Tu ne te sens pourtant jamais obligée de cuisiner ou de repasser.
Araba yıkama işi yapmak istesem, gider yaparım.
Laver des voitures, c'est un autre boulot.
Yıkama.Düzeltme. Git hadi.
Touche pas, va-t'en!
Yıkama artık.
Arrête de les laver.
Bak, Elaine. Kravat araba yıkama.
Regarde, Elaine, un lave-voiture pour cravates.
- Suyla karışacak yıkama bittiğinde de beton bir kütle olacak.
Ben, il se mélangera à l'eau, et en fin de cycle, ce sera un bloc de béton.
Onun Romulanlılarca koşullandırılmış olmasından şüphe ediyorum, tarihsel ve de yanlış olsa da "beyin yıkama" diye adlandırılan bir işlem.
J'en suis venu à penser qu'il avait été conditionné par les Romuliens selon un procédé appelé historiquement lavage de cerveau.
Hey, sen, çoraplarını ve pantolonunu çıkar, yıkama yapıyoruz.
" Vous, déshabillez-vous. On fait la lessive.
bu bir el yıkama tası.
- C'est un potage.
" Kamikaze Kama Sutra.
Le Kama Sutra kamikaze.
- ln-kama-koray-ah-ma - ln-kama-koray-ah-ma
"Je dis ABRA-CA-DABRAaaaah!"
Bazen "Neden aptal bir araba yıkama seyrediyoruz?" diye sorardım.
Parfois je demandais : "Pourquoi on regarde ce truc débile?"
- Harika bir tecrübeydi. Yıkama lütfen.
Un coup de prestidigitateur!
- Yıkama. Doktor Robertson, benim için kapatır mısınız?
- Vous pouvez recoudre?
Hadisene! Hayatında kaç kere bir koyunla bu pozisyona girdin?
T'as vu ça dans le Kama sutra?
Çamaşır yıkama işi. Üzerine düşünecek çok bir şey yok.
Pour la lessive, le degré de réflexion est minime.
Tanrım! Çamaşır yıkama işinde çok mu çömezim.
Je touche pas une bille!
Çamaşır yıkama bakiresiyim.
Je suis vierge en lessive.
Tamam, defol Blackadder, çanımıza ot tıkama.
.. Mais bien sûr! Dehors, saprelotte!
- Yıkama makinesinden çıkarıp,...
- Tu le mets dans le sèche-linge.
Belki elimi yıkama vakti geldi.
Il serait peut-être temps que je me lave la main.
Onlara yıkama işimizin bittiğini söylediğimizde..
La porte, la table...
Çamaşır yıkama işi bitmiş.
La lessive est faite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]