English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kancık

Kancık traduction Français

720 traduction parallèle
Benimle bir randevusu vardı ama o beni ekiyor ve beni ekmeye kalkışan ilk kancık o.
Elle avait rendez-vous avec moi, et elle me pose un lapin, c'est la première femme à me poser un lapin.
Bana bak kancık köpek, ben hâlâ bu adam için çalışıyorum ve sen de öyle!
Je travaille pour lui et vous aussi.
Bir kancık öldürüldüğü zaman, nasıl göründüğü onu o kadar da endişelendirmez.
Quand une poule est morte, elle s'en fiche.
Onu bir "kancık" diye çağırmayı keser misiniz? Etrafınıza bir bakın.
Ne l'appelez pas une "poule" Regardez!
Hiç "bebek" ya da bir "kancık" diye çağırmadığınız bir kadın tanıdınız mı?
Vous ne fréquentez que des "poules"?
Washington Heights'ten bir "kancık" ondan bir tilki kürk kopartmış.
"Une donzelle de Washington m'a bien soutiré une fourrure."
Bunu, senin bir "kancık" olduğunu düşünen aç gözlü ve kaba, ikinci sınıf bir dedektifin yanına bırakacağımı mı sandın.?
Croyez-vous que je vais vous laisser aux mains d'un détective de deuxième classe?
- Ve öteki kancık, yani bayan demek istiyorum.
- Cette autre femme... la dame...
Sana bunu anlatmaya çalışıyorum. Onu elimden kaçırdım. Kancık güneye giden bir gemiye atlamış.
Elle a pris un bateau pour le Sud.
Çözül dostum. Ötsene kancık.
Laisse-toi aller, mon pote.
Ne keyfi mahkemeler ne de trajedi sever kancık gazeteciler olacak!
Et je n'y mettrai pas les formes.
- Onlar ben bir dövüş kazandıktan sonra soyunma odama koşan kancıklar gibidir. Üzerlerine yumuşacık kürklerini giyip kapımdan girmeden önce de üzerlerine fıs fıs parfüm sıkarlar.
Comme celles qui rôdaient autour de mon vestiaire... quand j'avais gagné un combat, qui se couvraient de parfum juste avant d'entrer.
- Kancık!
- Truie!
Kancık köpek gibi kaçıverdi.
II est parti comme un chien battu.
Dinle, Dede. O kancık erkeğini görmeye geldi.
Elle est venue voir son amant.
Madamı unutmayın. Kancık!
- Merci.
Size kancık muhbir Plyne'ı takdim edeyim.
Ça ne s'est pas passé comme ça.
Tom'un kancığı nerede? Kancık, kancık, kancık...
Où est la chatte de Tom?
Uyanık kancık!
C'est une maligne.
Kancık kovalayan köpeklerinki gibi.
Comme un chien en rut.
Sus dedim kancık.
Tais-toi!
- Billy'ye kancık bulmalıyız.
On devrait payer un coup à Billy.
- Hayır. Etrafta sürtüp, azgın bir kancık gibi sızlanıyorsun. Sırf altınlarımı çalmak için!
Tu pleurniches comme une chienne en chaleur pour voler mon or.
Budala kancık!
- Petite imbécile!
Aptal kancık!
Quel imbécile.
Sen ve şu kancık başınızı derde sokacaksınız.
Vous aurez des ennuis, vous et cette fille.
Ama alımlı bir zenci kancık, genelde parmakları için satın alınmaz.
Mais vous savez, Capitaine... une négresse n'est pas achetée pour l'allure de son pouce.
Haydi kancık!
Allez, par ici.
Bu kancık için kim 100 sterlin verecek?
Qui donne 100 livres pour cette belle fille? On offre cent livres?
Sağlıklı bir vücuda sahip bir kancık.
Une belle fille superbement bâtie.
Sakat bir tarla işçisi, melez bir kancık ve yaşlı bir kemancı.
Un ouvrier estropié, une mulâtresse... et un vieillard qui gratte un violon.
" İşte taze bir kancık Dr. William.
" Je vous amène cette fille, Docteur William.
Çok hoş bir kancık.
Joli brin de fille.
- Kancık.
Connasse.
Yanında ateşli bir kancık gibi yürüyor...
Elle se comporte comme une chienne en chaleur et...!
Ah, bugün yüksek mahkemede ne kancık bir sabah geçirdim.
J'ai eu une matinée de chienne au tribunal.
" N'olur'deme bana, kancık!
Ne dis pas "S'il te plaît", connasse!
Kancık.
Garce.
Kösele Surat, seni kancık, ben sana...
Tête-de-cuir, salope!
Bak kaplamama ne yaptın, seni kancık!
Regarde ce que t'as fait à ma plaque, salope!
Sen, Freddy, nerede saklanıyorsun seni yanık suratlı kancık!
Freddy, où planques-tu ta face de raie?
Krueger, kancık!
Viens, femmelette!
- at suratlı kancık.
- une tête de cheval chien de l'espace.
Kancık herif!
Regarde toi, connard!
Bu kancık onu ihbar etti.
Oui. Un sale porc l'a dénoncé.
Seni öldüreceğim kancık. Benimle böyle konuşamazsın.
Je vais te tuer, salope, pour t'apprendre à parler comme ça
Çık dışarı. Kamışımı kaldıramıyorum diye benimle dalga geçiyor kancık.
Ça l'amuse que je puisse pas bander!
Kancık!
mendiante!
İblis kancık.
Vieille sorcière!
Bu ne kancıklık! McMurphy, ne yapmaya çalışıyorsun?
Mais enfin, merde!
- Kancık alabiliriz demiştiniz.
- Je croyais qu'on pouvait s'amuser!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]