English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kanlı canlı

Kanlı canlı traduction Français

352 traduction parallèle
Kanlı canlı bir dedektif olarak beni büyülerdin.
Vous me fasciniez, un détective en chair et en os...
Galatea, Yvonne artık buraya gelecek kanlı canlı şekilde, senin gibi balmumundan değil.
Galatée, elle ne va pas tarder à venir, en chair et en os, elle n'est pas en cire, comme toi.
Bu gerçekten büyüleyici, tüm bu insanları kanlı canlı görmek.
C'est fascinant de les voir en chair et en os.
İhtiyar Fezziwig yine kanlı canlı.
Le vieux Fezziwig est vivant.
Onlar hâlâ benimle birlikte. Anılarımda kanlı canlı yaşıyorlar. Seviyor, seviliyorlar.
Ils sont toujours à mes côtés, aussi réels en souvenir qu'ils l'étaient en chair, aimants et aimés à jamais.
Ben kanlı canlı bir erkek olarak seviyorum onu.
Le vénérer en prières, les yeux baissés? Je l'aime comme un homme de chair et de sang.
- Öyle görünüyor ki kanlı canlı bir bireyle evlenmişsin Myra.
Vous avez épousé un spécimen bien portant.
Şimdi de kanlı canlı geri döndüğümden senin şu sayıklamalarını merak etmeye başlayacaktır.
Maintenant que je suis bien en vie, ne sera-t-il pas songeur sur votre delirium?
Meslektaşlarım garip makinelerin içinden çıkmazlar. Kanlı canlı insanlardır.
Mes collègues sont faits de chair et de sang.
Landfeld Kontesi Maria Dolores. Hem de kanlı canlı!
Maria Dolores, de Landsfeld, en chair et en os.
Burada kanlı canlı bulunmanız küçük bir devrim gerçekleştirdi!
Vous apportez une fraîcheur, un renouveau, c'est une petite révolution que vous venez de faire.
Karşınızdayım, hem de kanlı canlı.
Et comment, à saigner à mort.
Şüpheleri asıl casusumuzdan uzaklaştırmak için yarattığımız... var olmayan yemimiz George Kaplan, şans eseri kanlı canlı bir yeme dönüştü.
Notre appât imaginaire, George Kaplan, créé pour éviter tout soupçon sur notre agent, existe maintenant réellement.
20 dolar için kanlı canlı herkesi gömerim.
Pour 20 $, j'enterrerais n'importe qui.
Oyuncak değil, kanlı canlı köpek.
Ce n'est pas un jouet, c'est un vrai chien.
Kanlı canlı yanındayım işte, değil mi?
Parce que je suis là!
Kanlı canlı! Uyuyor bu mermerin içinde.
Il est là, vivant, dans la pierre.
Katıksız inancın bağlılığı ile değil, aşkı hor görüldüğü için rahibe olanlar gibisin. Tutkularının tetiği düşer de böylelerinin kanlı canlı birini görünce birden namus ehli kesiliverirler.
Tu ressembles à ces filles devenues nonnes par dépit amoureux, et qui malades de désir, transforment leur sensualité en mysticisme et mortifient leur chair en quête de jouissance.
- Kanlı canlı.
- En chair et en os.
Bence bu adamı yakalamanız için tek şansınız karşınızdakinin kanlı canlı bir vampir olduğunu kabul etmeniz.
Mais je sais que le seul moyen de l'attraper, c'est de procéder en se disant que c'est réellement un vampire!
Ve bu tarafa... Kanlı canlı silah koleksiyonu orada.
- Sacrément réalistes, ces armes.
- Yedisi hâlâ hayatta demektir. - Hem de kanlı canlı.
Il en reste sept, vivants!
Bayan Rhonda Bainbridge, kanlı canlı, benim programımda.
Mme Rhonda Bainbridge. En personne dans mon émission!
'Şimdi de kanlı canlı karşımdaydı.'
Et c'était elle, en chair et en os
Karşımızda gerçek, kanlı canlı, maço bir kovboy var.
Un vrai cow-boy, un dur de durs!
Ama bu çocuk kanlı canlı.
Ceci est chair et sang.
Kanlı canlı bir tanesi.
En voilà une vivante.
"Sevgilim ak ve kanlı canlıdır."
" Mon Bien-Aimé est clair et rose.
Evet, kanlı canlı.
Oui. Avec son plantoir.
Tam buradayım kanlı canlı işte karşındayım.
Je suis là... J'existe... Me voilà
Demek istediğim tam karşımdasın kanlı canlı.
Je veux dire que tu es vivante. Tu parles, tu respires.
Evet, Kaptan Red kanlı canlı karsımızda o yüzden orada şaşkın şaşkın bakıp durma.
C'est bien le Capitaine Red, en chair et en os! Au lieu de rester bouche bée, va nous chercher une bouteille.
Daha önceki kanlı canlı hallerinde bizim değerlerimizi paylaşabilirler miydi?
Alors il pouvait ignorer qu'elle était là. Et si cela envoie ou amplifie des signaux qui altèrent ses pensées...
Kanlı canlı bir topa döndü sanki.
Il ressemble à un foutu ballon de rugby maintenant.
Kanlı canlı yanında.
Jonathan Mardukas en personne.
Muhtemelen kanlı canlı biridir.
Quelqu'un de chair et de sang, vous pouvez en être sûrs.
Bir zamanlar onu seven birinin anısı değil de... onu hâlâ seven kanlı canlı biri olması.
Pas le vague souvenir d'un monsieur qui l'a aimé. Mais une personne en chair et en os qui l'aime vraiment.
Kanlı canlı.
En chair et en os.
- Amma canlı kanlı bir biradersin. - Sen söylesene.
Un jeune gaillard comme vous...
İşte şimdi kanlı canlı yaşıyorum!
Là, je suis vivant!
Antonius, çevremde kanlı canlı adamlar bulundur.
Antoine!
Chance Wayne olduğu kesin. Kanlı canlı.
C'est charmant.
Ishtar kanlı ve canlı olarak mezarından kalkar ve halkın bir parçası olurdu.
Ishtar, de chair et de sang, se levait et se joignait au peuple.
Sen gayet kanlı canlı bir genç kadınsın.
Vous êtes bien vivante.
Kanlı, canlı, ev basan, süpürgeye binen. kazan kaynatan ve fal bakan bir cadı.
Une vraie sorcière avec un vrai balai, un chaudron et tout le reste.
Beyler, bugün dükkanımızda gerçek bir şölen var canlı kanlı bir hesaplaşma.
Et maintenant, un spectacle de choix : un combat d'hommes!
O yaşayan, canlı kanlı insan zarar görüyor.
Cet être de chair et de sang va s'en prendre plein la figure.
Sıcak kanlı, hava soluyan ve yavrularına bakmak için süt üreten canlılar.
Elles ont le sang chaud, besoin d'air et produisent du lait.
Ama... şimdi canlı kanlı burada olduğuma göre... bir istekte bulunsam olur, değil mi?
Mais... maintenant qu'on est là en chair et en os, je pourrais peut-être faire une demande qui compterait?
Belki de aynı kanlı canlı şekilde.
Incroyablement complexes. C'est peut-être un amplificateur.
Kanlı, canlı olmamızı istiyorum.
Je veux que nous soyons de chair et de sang.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]