English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kano

Kano traduction Français

336 traduction parallèle
Dinleyin, adadaki yerlileri taşıyan bir kano sulara gömülmüş.
Écoutez ça. Une pirogue d'indigènes s'était perdue en mer.
Arkamızda kano yapmak için gerekli malzemeyi bırakmak da... büyük bir hata olurdu, değil mi?
Ce serait une grave erreur de vous laisseri ce qu'iI faut pour construire un autre canot
Mızrak, kano, yiyecek. Bwana şefin arkadaşı.
Avec lances, canoës et provisions.
- Mızrak, kano tamam mı? - Tama bwana.
Les lances, les canoës, tout?
Şefe mızrak, et ve kano vermesini söyle.
Chef donner viande, canoës.
İkimiz için bir kano yap, içinde gider geliriz.
Récupère un canoë et on va s'envoyer en l'air.
Belki kano ya da bisikleti vardır.
Peut-être un canoë ou une bicyclette.
- Ya da kano.
- Ou un canoë.
- Bir kano alınabilir.
- On pourrait acheter un canoë.
Kano senin.
C'est ton canoë.
Kano benim.
C'est mon canoë.
Bu kano değil.
C'est pas un canoë.
- Dur bir dakika. Bana, buradan gidebilmek için, bir kano, kamyon ya da paten filan bulamaz mısınız?
Donnez-moi plutôt un camion ou des patins pour filer d'ici.
Varınca Kenya durağına ulaşana kadar nehirden aşağıya gidebilmek için Makualar bize kano ve kürekçi çocuklar verecekler.
Ils nous fourniront des canoës et des pagayeurs. On pagaye jusqu'à Kenya où nous retrouverons Jackwood.
Bir sonraki kostümü giy, kano için olanı.
Enfile ta prochaine tenue, ma belle. C'est le canoë.
- Kano'ya sordun mu?
- Et Kano?
Bay Kano'dan korktum.
Je n'apprécie pas trop M. Kano.
Ben kano almak.
Je prends canoë.
"Ünlü ressamlar Kano ile Sesshu'nun resimleri."
"Des tableaux des grands peintres Kano et Sesshu".
Kano için üzgünüm. Bu benim ilk aramamdı.
désolée pour le canoë c'est ma première chasse à l'homme
İlk insanlar da bu ormanı kayın kabuğundan bir kano ile keşfetmişler.
Et voici comment le premier homme l'a explorée :
Bir kano dolusu kürkü var gibi, baba.
Son canoë est rempli de fourrures.
Bir kano görmüş olmamız istilacıların geldiği anlamına gelmez.
Un bateau ne signifie pas que des envahisseurs aient débarqué.
Belki de büyük bir kano dışında hiç bir şey yoktur.
Il n'y a peut-être qu'un bateau.
Altı-üstü, tam bir kano gibi.
Impressionnante petite pirogue!
Son çizdiğim kano da hazır.
- Et mon kayak?
Kano falan görmek istemiyorum.
Le kayak! J'ai hâte de voir le kayak.
Orada bir kano daha var.
Il y a un kayak, là.
Ben iyiyim! Merak etmeyin, kano projemi size sakladım.
- Je vous ai réservé le kayak.
Kano beni ilgilendirmiyor!
- Je m'en fous!
Arundel'de kano kullanırdım.
J'avais un canoë à Arundel.
Çok hoş, küçük bir kano, Wonka.
Le beau canoë.
- Baksana, ilerideki kano değil mi?
Regarde! N'est-ce pas un canoë? Où?
Bir yelkenli görüyorum yüksek bir ağaçta kıç tarafında bir kano asılı.
Je vois un bateau... avec des voiles... au sommet d'un arbre... et un canoë est suspendu à sa poupe.
Siz kano işinden ne anlarsınız?
Tu t'y connais en canoë?
Kano ha?
En canoë?
Nehrin ağzına doğru gidiyoruz. Kano gezisi. Aintry'ye gidiyoruz.
On descend... la rivière en canoë.
Bu kano parçasını tanıdınız mı?
Vous reconnaissez ce canoë?
Söylesene, bir kano nasıl olur da akıntıya karşı sürüklenir?
Expliquez-nous comment un canoë dérive à contre-courant.
Bu bir kano. Ve yabancı biri var yanlarında.
C'est un canoë... et il y a un étranger avec eux.
Kano boylarında bir muzla koşmanın kolay olduğunu mu sanıyorsun?
Vous croyez facile de courir avec une banane de la taille d'un canoë?
Kızılderili atlarını bilirsiniz. "Kano yoksa yüzerim daha iyi" dedi.
Les chevaux indiens, s'ils n'ont pas de kayak, ils préférent nager.
Bu yüzden, kano yok. Açık.
- Alors, toi aussi obligé de rester.
Ben bir kano alayım ve İtalya'ya geri gideyim.
- J'ai décidé, je retourne en Italie.. Roby, tu les vois?
Kano-ev üç gündür yolda.
Le bateau voyage depuis 3 jours déjà.
- Kano tek yoldur.
Le canoë est le seul moyen de continuer ensemble.
Kano batıyor. - Gördüm.
Le canoë coule.
Düşünmemiz gereken bir kano gezimiz var.
On doit penser à la virée en canoë.
Odasındaydı.
Kano est dans sa chambre.
Bu bir araba, kano değil.
C'est trop profond!
Bir kano!
Une pirogue!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]