Kaos traduction Français
1,257 traduction parallèle
Bundan sonra kendimi beni, ret eden dünyada kaos yaratmaya adayacağım.
Dorénavant, je consacrerai ma vie à semer le chaos dans ce monde qui m'a rejeté.
Profesör Kaos!
le professeur Chaos!
Ben Profesör Kaos ve şimdi bu önemsiz dünya bana boyun eğecek!
Je suis le professeur Chaos. Et désormais, le monde se prosternera devant moi.
Diz çök. Profesör Kaos'a diz çök!
A genoux, devant le professeur Chaos!
Demek hepiniz Profesör Kaos'tan daha zeki olduğunuzu sanıyorsunuz ha?
Vous vous croyez plus forts que le professeur Chaos?
Ben Profesör Kaos!
- Je suis le professeur Chaos.
Dirseğimdeki kırmızılığa bak, Seni Profesör Kaos'un izinden şaşırtmak için kendi yaptığım kırmızılığa bak.
Voyez cette marque sur mon coude, que je me suis faite pour qu'on ne me soupçonne pas.
Evet, beni kaos yardakçılarım.
Oui, voici les serviteurs du Chaos.
Oh Yani benim adım Profesör Kaos.
Je suis le professeur Chaos.
Profesör Kaos'u çağırdın ve aynı zamanda kendi ölümünü de çağırmış oldun!
Mais tu as signé ton propre arrêt de mort.
Seni dövüş etmeye davet etmiyorum Profesör Kaos.
Je ne te dénoncerai pas, professeur Chaos.
Ben Profesör Kaos ve kötülükteki ortağım General Disarray!
Je suis le professeur Chaos. Voici mon partenaire maléfique, le général Désolation.
Bu sefer ne yapacaksın Profesör Kaos?
Quel plan diabolique as-tu imaginé?
Profesör Kaos'un son planı başarılı olacak mı?
Le professeur Chaos détruira-t-il l'atmosphère de la planète?
- Pekala, bilirsin. - Böyle bir kaos.
C'est un tel chaos.
Profesör Kaos! Ha ha!
Je suis le Professeur Chaos.
Profesör Kaos!
Professeur Chaos.
Üzüntü ve kaos yarattım!
J'ai semé tristesse et chaos!
Güzel kaos.
Un merveilleux chaos.
O seni kaos ülkem... Tartarus'a getirir.
Tu te retrouveras au Tartare, mon Royaume de Chaos.
Kaos krallığında kadınların işi yok deme.
Et ne me dis pas qu'une femme n'a pas sa place au Royaume de Chaos.
Veliahtsız kalacak... ve bir kaos ortamına sürüklenecekti.
Sans héritier royal légitime et sombrerait dans un merveilleux chaos.
Tam bir kaos.
Toutes ces traces... C'est le bordel.
- Bay Marchewski dünyadaki bu kaos insanların ruhuna da yansıyor.
M. Marczewski, le chaos ambiant se répercute dans l'âme des hommes.
Hayatım tam bir kaos.
Ma vie est un chaos.
Kaos teorisi.
La théorie du chaos.
Onu tam bir kaos içinde sadece on beş dakika gördüğünü biliyorum, ama çok nitelikli bir kız, değil mi?
Je sais, tu ne l'as vue qu'environ 15 mn dans des circonstances assez chaotiques mais elle a des qualités, non?
Senin her zaman ki kaos'unu çözelim.
Voyons si on peut démêler votre chaos habituel.
Kaos.
Le chaos!
Kaos, tek bildiğim bu.
Le chaos. c'est tout ce que je connais.
Ne kaos!
Quel chaos!
Ne güzel, sakin bir kaos
Quel chaos beau et serein.
Sanırım biz İtalyan'lardaki sorun şu... kendi dünyamızdan gerçek dünya için ayrıldığımızda, karşılaştığımız şey kaos, hiçbir şey sakin değil.
Je crois que le problème avec nous, les italiens, c'est que lorsque l'on quitte notre monde pour aller dans le vrai monde Le cahos que l'on y rencontre n'a rien de serein.
Bolca kaos yaşandı ilk defa hiçbir şey sakin değildi
C'était un chaos absolu. Mais pour la première fois, ce chaos n'avait rien de serein.
Gitmeliyiz, kızım, Kaos'un ateş tanrısı şafaktan önce uyandırılmalı,
Nous devons partir, ma fille. Il faut réveiller le chaos, seigneur du feu, avant le coucher du soleil.
Şimdi herkes herşeye burnunu sokuyor ve sonuç kaos. Baron sizi temin ederim ;
Maintenant tout le monde vote pour tout, et c'est le chaos.
Evde kaos var.
J'ai un tas d'ennuis à la maison.
Adli tıp da yok, tam bir kaos bu!
Pas d'équipe de labo, c'est le bordel total!
Burada tam bir kaos var
C'est un vrai chaos, ici.
Barışcıl bir ulus kurabilmek için, mümkün olan her şeyi denemeliyiz Toyotomi müttefiklerinin şimdi geri çekileceğinden bayağı kuşkuluyum büyük ihtimalle bu savaş ve kaos bir süre daha devam eder.
Nous devons tout mettre en oeuvre pour construire une nation faite de paix. Je doute fortement que les alliés des Toyotomi ne battent en retraite. Vraisemblablement, ce conflit et ce chaos continueront encore un certain temps.
Oh Tanrım, bütün bu kovalamaca ve kaos içindeyken...
Oh, Seigneur. Avec cette poursuite et ce chaos...
Kaos olduğunu biliyorum.
Je sais que le chaos a régné...
Kaos solgunlaşıp uyumluluk yeşerecek.
Le chaos mourra, l'harmonie régnera.
Dışarda kaos ortamı varken muhtemelen kimse öldüklerini farketmemiştir.
Avec le chaos à l'extérieur... personne n'a dû s'apercevoir de leur disparition.
Bu akşamki kaos size hiçbir şey öğretmedi mi?
Vous ne tirez donc aucune leçon du chaos de ce soir?
Buffy... Ben artık teknik olarak senin gözetmenin değilim. Ancak hayatının büyük bir kaos haline gelmesi sana vereceğim derslerin öneminin altını çiziyor.
Bien que techniquement, je ne sois plus ton Observateur, le chaos dans lequel tu vis en ce moment ne fait que souligner l'importance de mon enseignement.
Yarın kaos başlayacak.
Reposons-nous, et demain, le chaos commencera.
Kaos yaratmayı seviyorum!
J'adore semer le chaos.
Kaos zamanı çok yakındır!
Car l'heure du chaos est venue.
Kaos.
Chaos.
Kaos hakimdi.
Et dans le manoir d'Aman régnait le chaos!