Karmasık traduction Français
5,657 traduction parallèle
Maalesef bu karmaşıklık yüzünden vizem gecikecek.
Malheureusement, tout ça retarde mon visa.
- Göründüğümden daha karmaşık birisiyimdir.
Je suis plus compliqué que j'en ai l'air. C'est ce qu'on verra.
- Yani, bana bir şey söylemedi ama üzerindeki kıyafetleri çıkarmasından bu anlamı çıkarttım.
Mais c'était fortement sous-entendu par son manque de vêtements.
Bak, bu karmaşık falan değil.
- Ecoute, c'est pas compliqué.
Çok daha karmaşık olabilecek bir soruşturmanın hemen başındayız.
Nous sommes au début d'une enquête qui pourrait être compliquée.
Hitler'in, dünyanın diğer ucundaki savaş uçaklarının yerlerini bulabilen, çok karmaşık bir radar sistemi.
C'est un système radar très compliqué qui peut repérer l'un des avions d'Hitler de l'autre côté du monde.
Dünyadaki en karmaşık yapı hakkında, kapsamlı bilgilere ulaşmaya çalışıyoruz.
Nous essayons de gagner une compréhension globale de l'objet le plus complexe du monde...
Onlar robotlar yerine bikiniyi, karmaşık yerine basit olanı seçtiler.
Ils ont choisi les bikinis plutôt que les robot, le simple à la place du dur.
Her neyse Brian ben burada ölümü anlamaya çalışıyorum! - O kadar karmaşık değil Stewie.
Bref, Brian, je suis en train de comprendre la mort!
Gördüğüm en gelişmiş, en karmaşık sistemdi.
C'était le système le plus complexe que j'aie jamais vu.
Bazen insanlar daha karmaşık olabiliyor.
Les gens sont parfois compliqués.
Gördüğüm en karmaşık tasarımdı.
C'est l'installation la plus complexe que j'aie jamais vue.
Bu durumda, kadeh kanadı çok karmaşık olabilir.
Dans ce cas, l'éventail c'est trop compliqué.
Bu karmaşık bir durum.
C'est compliqué.
Evet, napalım karmaşık biriyim.
Oui, mais je suis compliquée.
Bu durum kemoterapi neticesini daha da karmaşık hale getiriyor.
Ça rend la chimio plus compliquée.
Kocaman, karmaşık bir askeri proje.
Un gros projet militaire, si complexe que je n'y comprends rien.
karmaşık karakterli, zeki ve güzelsin.
sophistiqué, intelligent, beau.
İşte, bu çok karmaşık sanki.
Ici, c'est du gribouillis.
- Çünkü buradaki sistem çok karmaşık.
C'est important, malgré tout, de trouver quelqu'un pour s'occuper de tes affaires.
Sonra çocuklar olur ve kendini daha karmaşık bir şeyin içinde bulursun- -
Et puis vous avez des gosses, et puis
Bu karmaşık bir soru.
Uh, c'est une question compliquée.
Çok karmaşık.
C'est trop perturbant.
- Çok karmaşık bir düşmanla.
- Avec des ennemis complexes.
Aşk çok karmaşık bir şey.
L'amour est très compliqué.
İş çok karmaşık. Hayat çok karmaşık.
Le travail est très compliqué.
Gerçek, çok daha karmaşık bir kavramdır.
La vérité est beaucoup plus compliquée.
Çok karmaşık bir adamsınız, Bay Mactavish.
Vous êtes un homme très compliqué, M. Mactavish.
Bu, hiç umulmayan bir karmaşıklık oldu.
C'est une complication totalement inattendue.
Bunun ne kadar karmaşık olduğunu biliyor musun?
T'as une idée à quel point c'est complexe?
Bu çok daha karmaşık bir konu.
C'est beaucoup plus compliqué que ça.
Bütün Boston polis teşkilatının önünde elbiselerini çıkarmasına tanıklık etmek istemezdim.
Je détesterais devoir expliquer pourquoi nous l'avons déshabillé devant l'ensemble du corps de police de Boston.
Hayatlarının bir kısmını anlamadığını hissettin mi ya da hayatları karmaşık geldi mi sana?
Mais t'as déjà eu l'impression que tu ne comprenais pas certaines parties de leurs vies... ou que c'était confus?
Karmaşık bir konu.
C'est compliqué.
- Bu çok karmaşık.
- C'est déroutant.
Karmaşık kitap.
Compliqué ce livre.
Söyledim sana, karmaşık bir hack bu.
- Je t'ai dit, c'est compliqué comme piratage.
Karmaşık?
Compliqué?
Şu anda her şey böylesine karmaşık olduğu için özür dilerim.
Désolé que tout soit chaotique maintenant.
Sen, bin parçalı karmaşık bir makinenin bir dişlisisin.
Vous êtes un rouage d'une machine complexe de 1000 mécanismes.
Saygısızlık etmek istemem ama, bunu daha önce yapıp karmaşık sonuçlar aldık.
Avec tout mes respects, nous avons tracé un plan similaire avec des résultats mitigés.
O karmaşık patronuna söyle, tehlikeye atılmamı istiyorsa, numaradan daha fazlasını istiyorum.
Dites à votre patronne compliquée que pour m'éviter le danger, il me faut plus que des chiffres.
12 Eylül 2001'de karmaşık bir gözetim sistemi yapmak için kod yazmaya başladım.
Le 12 septembre 2001, j'ai commencé à coder un système de surveillance complexe qui connaîtrait au fil des ans plusieurs noms de code différents.
- Hayır, etti. Çok karmaşık.
Si, il a demandé.
- Siz de gereksiz karmaşık bir dikiş tekniği uyguladınız :
Comme ceux-la. donc vous avez utilisé un style de sûture, style compliqué de suture non nécessaire :
Sipariş ettiği kahve binadaki en karmaşık kahveydi.
Sa commande de café était la plus compliquée de tout le district.
Aubrey gerçekten ona ihtiyacım var. Bu şeyler çok karmaşık, anlamıyorum.
Ces trucs sont vraiment compliqués et je suis complètement dépassée.
İnsan beyni çok karmaşık bir yapıya sahip, donanımı çok daha karmaşık ama yeterli sürede, sizi geliştirebilirim.
Le cerveau humain est compliqué, un matériel très complexe, mais avec du temps, je peux le mettre à jour.
Yani, çok karmaşık bir şeyi başaracak zihinsel kapasitesi olamaz.
Je veux dire, il n'aurait pas les capacités cognitives de retirer quelque chose de si complexe.
Olabilir. Ama o şey neredeyse senin kadar karmaşık.
Oui, mais c'est presque aussi sophistiqué que toi.
Bunlar şimdiye kadar gördünüz en karmaşık beyin taramaları.
Ce sont les scans cérébraux les plus complexes que vous verrez.