Karıma traduction Français
21,858 traduction parallèle
Karıma tabi ki.
Ma femme.
Karıma söyle iyi biri olarak öldüm.
Dis à ma femme... Je meurs sur le droit chemin.
Ayrıca ailemi seviyorum, karıma deyin ki...
Aussi, dites à ma famille que je les aime, dites à ma femme...
Karımı nasıl öldürdüğünü hatırlıyorum da...
En se rappelant comment il a tué ma femme.
- Karımla aynı üniversiteye gitmiş aslına.
Elle est allée à l'université avec ma femme.
Karımla ilgili bir şey değil bu.
On ne parle plus de ma femme.
Sonbaharda akademiye başvurmayı düşünüyordum da merak ediyordum da bana arka çıkar mısınız, yardım ettiğimi söylersiniz falan?
Je pensais... m'inscrire à l'Académie cet automne et si vous pouviez glisser un mot... en ma faveur.
Karım hayranıydı.
Ma femme l'était.
Karımın gözleri hala yaşıyorken çıkartılmıştı.
Ma femme était encore en vie quand on lui a arraché les yeux de la tête.
Karım kanser.
Ma femme a le cancer.
Karımı kendi ellerinle öldürdüğün gibi.
de la même façon que tu as tué ma femme.
Siktir oradan. Karım, nasıl bir adam olduğumu ne kadar biliyor bilmiyorum.
Écoute, je n'ai aucune idée de ce que ma femme sait de l'homme que je suis devenu.
Sana bahsettiğim karım ve çocuğumun adını yazdığım yer işte burası.
C'est l'endroit dont je t'avais parlé. J'y ai écrit le nom de ma femme et de mon bébé.
Kafamda yaşıyor... çıkarıp atamıyorum.
Il est vivant... dans ma tête.
Acaba sabahlığımı çıkarıp sana çıplağın ne demek olduğunu göstermem gerekir mi?
Je fais tomber ma robe et montrez-vous quels moyens nus?
Karım beni başka bir kadınla sevişmeye çalışırken yakalasaydı...
Si ma femme m'avait attrapé essayer de faire l'amour à cependant une autre femme...
Birkaç güne hastaneden beni arayıp karım Fujiwara Hideko'nun öldüğü haberini verecekler.
Dans quelques jours, j'aurai des nouvelles de l'hôpital annonçant la mort de ma femme Fujiwara Hideko.
Böylelikle o hanım benim karım oldu.
Ainsi la Dame devint ma femme.
Hideko benim karım.
Hideko est ma femme.
Karım öldüğünde beni teselli etmek için yanımdaydı.
Il a été à mes côtés après le décès de ma femme.
Biri karımı aramalı.
Faudra aussi appeler ma femme.
Belki de benim arkadaşımdır. Ya da belki kız arkadaşım veya karımdır.
Peut-être quelle est mon amie ou ma copine ou ma femme.
Hank, kafamı pencereden çıkarır mısın?
Hank, peux-tu sortir ma tête de la fenêtre?
Herkesin bokunun karışması. Çünkü günün birinde, senin bokunla benim bokum karşılaşacak. Bu can atarak bekleyeceğimiz bir şey olur değil mi?
les merdes de tout le monde se mélangeant et, un jour, un peu de ta merde rencontrera un peu de ma merde, avec quelque chose à faire ensemble, tu y crois?
Karım şimdilik Paris'te gayet mutlu.
Ma femme est très contente à Paris.
Yani, şey olarak sonuçlanır- - tam anlamıyla mermiyi yerim polislerden evvel kendi ayağıma sıkarım.
Si les choses tournent mal, je pr? f? re prendre une balle que de me faire arr?
Ama bir eleman var, karımın kuzeni- -
Mais je connais un gars, le cousin de ma femme...
Sıkıntı yok valla, zaten hiç utangaç olmadım tanrılar sağ olsun mal da sağlam, çıkarıp vuruyorum.
Parfait, je suis pas timide, et plutôt bien pourvu. Je sors ma queue.
Daha kendi karımı ve annemi bile koruyamıyorsam ne işe yarıyorum ben?
Si je ne puis protéger ni mon épouse ni ma mère, je ne sers à rien.
Karımı görmek istiyorum.
Je veux voir ma femme.
Karım için de bir tane istiyorum.
Il m'en faut un pour ma femme.
Oğlum hasta. O yüzden karım hesabıma para yatıramadı.
Mon fils est malade, ma femme a pas pu m'envoyer de fric.
Karımı çok iyi tanımıyorsun.
Tu ne connais pas ma femme.
Arabayı çekip silahımı çıkarıp üç beş ahmak indirmekten bahsetmiyorum.
D'accord, c'est pas comme si je débarquais avec ma Kalash pour buter des gens.
Karımın hayatı üzerine yemin ederim ki...
Je jure sur la vie de ma femme...
- Bu karım.
- Voici ma femme.
Bu var ya? İşte karımı çıldırtan saçmalık bu.
C'est le genre de truc que ma femme déteste.
Annemden bahsederek kafamı karıştırmaya mı çalışıyorsun?
Tu crois que tu vas me déconcentrer en parlant de ma mère?
İçeri girdiğimde karım hamileydi.
Ma femme était enceinte quand je suis parti.
Onun gibilerin ortaya çıkmasını karım kıyamet alameti olarak görüyor.
Ma femme dit que c'est la fin, avec les types comme lui qui débarquent.
- Selam Sacha, bu karım Eleanor.
Hey, Sacha. Voici ma femme, Eleanor.
- Karım Eleanor.
- Voici ma femme, Eleanor.
Bu da karım Eleanor.
Voici ma femme, Eleanor.
Karım beni terk etti.
Ma femme m'a quitté.
Böylece belki karım boş evde oturup düşünürse kıymetimi anlar, belki özler.
Comme ça, ma femme restera dans cet appartement vide, toute seule, et pensera à moi, me regrettera peut-être.
- Karını da kaybettiğin gibi mi diyorsun?
- Quoi, comme j'ai perdu ma femme?
Bu Frank Bonneville, bu da karım Eleanor.
Frank Bonneville, voici ma femme, Eleanor.
Karım beni terk etti, tamam mı?
Ma femme m'a quitté, ok?
Yani karımın başkasıyla birlikte olmasını duyunca?
Est-ce que ma femme... - s'est envoyé en l'air avec tout le monde?
Karımın şu an biraz nakdi var.
Ma femme a de l'argent, en ce moment.
- Karımdı.
- C'est ma femme.