Kaçmıyorum traduction Français
301 traduction parallèle
Artık kaçmıyorum.
Mais je ne m'enfuis plus, maintenant.
Bekle bir dakika, kaçmıyorum, değil mi?
Un moment.
Kaçmıyorum.
Je ne fuis pas.
Ben kaçmıyorum.
Moi je reste!
Bir yere kaçmıyorum.
Je ne fuis pas.
Sayın hakimler, yaptıklarımın sorumluluğundan kaçmıyorum.
Messieurs les magistrats, j'assume la responsabilité de mes actes.
- Artık kaçmıyorum.
- Je ne cours plus.
- Evet, özellikle ben de onun gibi senden kaçmıyorum
- Et surtout, parce que moi comme lui, je ne m'enfuierai jamais de la maison.
Kaçmıyorum, Levius.
Je ne fuis pas Livius.
İşte. Artık geçmişimden kaçmıyorum, değil mi?
Je ne me contracte pas.
Kaçmıyorum, mücadele ediyorum.
Je ne fuis pas. Je survis.
Kaçmıyorum, çünkü sizinle anlaşabiliriz.
.. je ne vais pas m'enfuir.
Yapma Angel, bir yere kaçmıyorum.
- Jsus, je serai encore l.
Bu fırsat bir daha gelir mi? - Ben devrimden kaçmıyorum! - Yoldaş Reed, siz bir yazarsınız.
On a reçu un message de Jack.
Kimseden kaçmıyorum.
Je ne fuis personne.
- Kaçmıyorum.
- Je ne me défile pas.
- Kaçmıyorum. - Sen buna ne diyorsun?
- Je me dégonfle pas.
Beni kovalamıyor ve bende kaçmıyorum.
Il ne me court pas après.
- Ben kaçmıyorum.
- Je ne vais pas m'enfuir.
Ve kendi ülkemden kaçmıyorum.
Et je ne fuis pas mon propre pays.
- Ne kadar yakışıklı. - Bu sorumluluktan kaçmıyorum... onu bağrıma basıyorum.
Je ne me dérobe pas devant cette responsabilité, au contraire!
- Kaçmıyorum.. Sadece bir çarpışmaya tanık olmak istemiyorum.. .. hele de çarpılan araç benimse..
Je ne fuis pas, mais je refuse d'assister à ma mise à mort.
Bir yere kaçmıyorum, Larry.
Je ne fuis pas, Larry...
- Kaçmıyorum.
- Je ne fuis pas.
- Kaçmıyorum.
Je n'allais pas me sauver.
- Senden kaçmıyorum.
- Pourquoi tu recules devant moi?
Ben kaçmıyorum.
Je ne m'enfuirai pas
Kaçmıyorum ama sana söylemem gerekenler var.
Mais non. Mais avant... j'ai quelque chose à te dire.
Kaçmıyorum.
Mais je ne courerais pas à cause de lui.
Kaçmıyorum, aceleyle gidiyorum.
Je ne m'enfuis pas. Je pars précipitamment.
Yardım etmekten kaçmıyorum. Yapacak bir şeyim yok.
J'ai rien à faire ce soir.
Hiçbir şeyden kaçmıyorum.
- Je fuis rien.
- Ben kaçmıyorum.
- Je ne cherche plus à fuir.
- Kaçmıyorum ki.
- Je pars pas en courant.
Ben hiçbir gün kendi melankolimden kaçmıyorum çünkü bu gerçek.
Et je préfère mon cafard à ça.
Kaçmıyorum. Sorunu çözmeye çalışıyorum.
Loin de le nier, j'essaie de le régler.
Bitti, artık kaçmıyorum.
Fini, je ne vais plus me cacher.
Kaçmıyorum ki.
Je ne bouge pas.
Ben bir yere kaçmıyorum ki.
Je vais pas m'enfuir. Aïe!
Önünde üç ay var - Kararsız olabilirim ama hiç değilse kaçmıyorum.
Tu vas avoir trois mois entiers.
- Kaçmıyorum.
- Je ne m'enfuis pas.
Kaçmıyorum!
Je m'enfuis pas!
Kaçmıyorum. Bu konuşmayı koridorun ortasında yapmak istemiyorum.
Je veux pas parler dans le couloir.
Yoktu. Senden de kaçmıyorum.
Non, et je ne t'ai pas évitée.
Kaçmış olmalıyım, hatırlamıyorum.
J'ai dû m'échapper. Je ne me souviens pas.
Onlardan kaçmıyorum.
Ce n'est pas eux que je fuis.
Hayır, kaçmıyorum.
Non.
Ama geç olmadan kaçmaya çalışsan iyi edersin. Kaçmıyorum Pedro.
Tu dois partir avant qu'il soit trop tard.
Üzgünüm.Önceden bir göz atmaya çalışıyorum.Sanırım bu aradan kaçmış.
Désolée, j'essaie de les sélectionner.
Evet, evden kaçmıştı. Evet, doğru. Kaçtığını hatırlıyorum.
C'est ça, je me souviens.
- Senden kaçmıyorum.
- Tu m'évites.