Kaşım traduction Français
5,173 traduction parallèle
Night of the Living Dead'i kasım ayında izleyemeyiz.
Pourquoi? On ne peut pas regarder La Nuit des morts-vivants en novembre.
Gizli silahlarımızı kullanmanın vakti geldi. Pasta kreması ve kaşık.
Il est temps de sortir l'artillerie lourde... du glaçage et une cuillère.
Sikimden aşağı kasımpaşa.
Je m'en fous pas mal...
Sence yaptığı şey kasıtlı mıydı?
Vous croyez qu'il l'a fait délibérément?
İddia makamının şahidi olan Bay Raymond Nash ile ilk görüşmenizi 11 Kasım 2012'de yaptınız.
Vous êtes le 1er à avoir interrogé le témoin de l'accusation, M. Raymond Nash, le 11 novembre 2012.
Kedilere alerjim var, gözlerimi kaşındırıyorlar.
Je suis allergique aux chats... ça m'irrite les yeux.
Bana Kasım'ın seni öldürdüğünü söylediler.
Ils m'ont dit que tu étais mort, que Qassem t'avait tué.
Hem Kasım beni neden öldürmek istesin ki?
Et pourquoi Qassem voudrait me tuer?
Hadi! Kasım'la arabaya git. Ben de arkanızdan geliyorum!
Va avec Qassem dans la voiture, je serai juste derrière toi.
- Hadi! Kasım'la arabaya git!
Va, va avec Qassem à la voiture.
Savaş kayıpları Kasım. Feda edilebilir masumlar.
Pertes de guerre, Qassem, le sacrifice des agneaux.
Bay Daniel Arthuis ve Bay Rouslan Guerasiev, mahkemenin kararı 25 Kasım'da tarafınıza iletilecektir.
Messieurs Daniel Arthuis et Rouslan Guerasiev, votre requête est placée en délibéré le 25 novembre.
- Baldır kası mı?
- Les muscles du mollet?
Vedeno'dan bahset'95 Kasımı
parle moi a propos de Vedeno, en novembre 95.
Göt herif kendi kaşınmıştı, ben de kaşıdım.
Il l'avait vu venir, le con, et je m'en suis occupé.
Şimdi sırada Meteoroloji tarafından Deniz Ticaret Kurumu ve Sahil Güvenlik için yapılan 3 Kasım 2011 saat 05 : 05'de yapılan hava tahminleri var.
et maintenant les prévisions marines fournies par le Met Office pour l'Agence de surveillance côtière et maritime à 05h05 le jeudi 3 nov 2011
Kasım 1865 husumetin bitişinden 4 ay sonra önceden 13'üncü Ohio birliğinde görev yapan Yüzbaşı Ebert Nelson, Dayton Ohio'da kurşunlanarak öldürüldü.
En novembre... 1865, quatre mois après la fin des hostilités, le capitaine Ebert Nelson, ancien du 13e d'infanterie de l'Ohio, est abattu à Dayton.
- Kasım'dan sonra mı yapalım diyorsun?
Tu penses qu'on ne devrait pas diffuser avant Novembre?
- Ekim, kasım...
Octobre, Novembre...
Uzanamadığı yerlerinde dayanılmaz bir kaşıntı hisseden var mı?
Quelqu'un d'autre ressent une démangeaison insupportable?
Ooo. Kendim kaşındım.
On s'est rentrés dedans.
Bir kasırga mı?
Une tornade?
11 Kasım 2012'de yazmışsınız ki :
Le 11 novembre 2012, vous avez écrit :
Kasıtsız cinayet suçlamasına mı?
Une accusation d'homicide?
Bu kasıtlı bir sabotaj mı yoksa tamamen senin beceriksizliğinden kaynaklanan bir şey mi onu çözmeye çalışıyorum. Ama her iki şekilde de hayatımızda çektiğimiz en iyi doğaüstü yaratık görüntüsünü berbat ettin.
J'essaie juste d comprendre si c'est du sabotage intentionnel ou de la pure incompétence de ta part, mais dans les deux cas, tu as ruiné la meilleure partie qu'on a jamais tournés d'un film sur le surnaturel.
Tamam, bir kasemiz, kaşığımız, sütümüz ve birkaç çeşit gevreğimiz var.
J'ai un bol, une cuiller, du lait et un choix de céréales.
Sabıkası var mı?
Aucune infraction?
Beyaz adam kimi kaşısın bakalım?
Qui veut une petite caresse d'un homme blanc?
Kasım'dan beri.
L'accouchement est prévu pour Novembre.
Grennberg'in Mart ayındaki yeminli ifadesini istemiştim,... Kasım'dakini değil.
J'ai demandé la déposition de Greenberg en mars, pas en novembre.
Kasım ayı boyunca sabah 6'dan akşam 3'e kadar nasıl olur?
Ça vous convient, entre 6 h et 15 h pendant tout le mois de novembre?
Kasım ayı boyunca sabah 6'dan akşam 3'e kadar evimde duramam!
Je ne peux pas attendre chez moi de 6 h à 15 h pendant un mois!
Emma'nın farklı bir soy adla küçüklüğünden sabıkası olduğunu söylediğimde bana dosyanın mührünü açmam için fazladan 1000 dolar verdi.
Mais quand je lui ai dit qu'Emma avait un dossier de mineur sous un nom différent, il m'a payé 1000 $ de plus pour l'ouvrir.
En önemli kasımızın beyin olduğuna dair bir motivasyon konuşması yapacaktım.
J'allais justement faire mon discours d'encouragement sur l'esprit qui est le muscle le plus important.
- Ne? "Night of the Living Dead" filmini Kasım ayında izleyemeyiz.
On peut pas regarder La nuit des morts-vivant en novembre.
- Kasılma mı? Hayır.
Non, je suis enceinte de 3 mois!
Seni kaşıkla beslemek zorunda kaldım.
J'ai dû te nourrir avec...
Bazı işler için beyin lazım. Bazılarına kas lazım. Bazı işlere de küçük parmaklar lazım.
Tu sais, certains travaux demandent de l'esprit, et d'autres des muscles certains travaux demandent de petits doigts délicats.
Kıçıma mı bakayım, kolumu mu kaşıyayım bilemedim!
Je ne sais pas choisir entre regarder mon derrière ou gratter ma montre.
Vücut çalışırken omzumda daha önce fark etmediğim bir kas gördüm.
Je m'entraînais et j'ai vu un muscle dans mon épaule que je n'avais jamais vu avant.
- Ben köylü bir avukatım ve sütyenim çok kaşındırıyor.
Je suis une avocate de la campagne et mon soutien-gorge me démange.
Kaşınır mısın?
- La peau qui gratte?
Bana kasımpatı lazım.
J'ai besoin de chrysanthèmes.
Ok başının bükülme şekline bakılırsa hırsızımızın kas yoğunluğu ayak küp başına en az 2000 kg.
La façon dont cette flèche est pliée... Ça veut dire que la densité du muscle de notre voleur c'est au moins 54 kg par mètre cube.
Şimdiye kadar botoks yaptırdım, kas gevşetici almayı denedim.
J'ai déjà essayé le botox, la relaxation des muscles, et...
Onu kasıklarınla mı çiğniyorsun?
Avec ton entrejambe?
Kasım mı?
Novembre?
Sizi ayak takımıyla başa çıkasınız diye tuttum.
Je vous ai embauché pour garder la racaille dehors.
Kasım ayının sonunda olduğunu fark etmemiştim.
Je n'avais pas pensé qu'on était déjà fin Novembre.
Mariner 2 adındaki sonda 1962 yılının kasım ayında Venüs'ün yanından geçti.
La sonde Mariner 2 s'est rendue près d'elle en décembre 1962.
On saniye içinde evimi terk etmenizi istiyorum yoksa hepinize hapşıracağım, kaşınacağım, öksüreceğim tüküreceğim ve yalayacağım.
Je veux que vous quittiez toutes ma maison dans les 10 secondes, ou je vais éternuer, gratter, tousser... souffler et lécher chacune d'entre vous.