Kek traduction Français
3,846 traduction parallèle
Çünkü konuştuğun tek şey : Kek işimiz, kek işimiz.
"notre business de cupcake".
Her neyse, yarın kek işimiz için parti organizatörü... Paul Platt ile çok önemli bir toplantı yapacağız.
Peut importe, notre business de cupcake a une rencontre très important demain avec Paul Platt, l'organisateur de fête.
Kek partisi mi?
A la fête des cupcake?
Kek işimizi temsil etmesi için sadece dört çeşit aromalı yaptık.
Nous ne pouvons prendre que 4 saveurs pour représenter notre business de cupcake.
Kek işimiz için en iyisi hangisi biliyorum.
- C'est bien. Je sais ce qui est le mieux pour notre business de cupcake.
Sence birkaç bin tane kek yaksan, sende daha iyi olursun.
Bien, vous avez bruler quelques milliers de cupcakes, Vous vous ^ tes uni pour être meilleures ;
Kek için para vermene gerek yok.
Tu ne paies pas pour le Cupcakes.
Biliyorum, daha önce yaptıklarınla uzaktan yakından alakası yok ama şimdi kendi kek işimizi yapıyoruz, mor fırınımız var ve 922 dolar kazandık.
Ecoute, je sais que ce n'est même pas un peu proche de ce que tu avais avant, mais on a notre entreprise de cupcake et notre four violet, et on a 922 $.
Kek işim, atım.
Mon entreprise de cupcakes, voici mon cheval
Atım, kek işim.
Mon cheval, voici mon entreprise de cucakes
Kek kaçırmak için Judith Leiber marka bir kek çantam bile var. Harika.
J'ai même ma magnifique Judith, un vrai petit bijoux de sac a main pour mettre quelque petits cupcakes dedans.
Harika, bir kekin ve kek çantan var.
Génial, tu as un cupcake et un sac en forme de cupcake.
Martha Stewart'a bir kek ile yaklaşacaksak harika görünmemiz zorundayız. Bunu ödemenin bir yolunu bulacağız ve hatta senin için bedavadan temizlik işi yapmakla başlıyoruz bile. Olmaz.
On doit être magnifiques si on approche Martha Stewart avec un cupcake, on trouvera un moyen de te rembourser et on fera du nettoyage pour toi gratuitement.
Kek işimizi, bira hamurlu isfendan jambonlu bahar tatili kekimizin temsil etmesini istiyoruz.
Nous voulons que notre cupcake bière bacon érable représente notre affaire de cupcake.
Bir konuşmada dört kez kek dedi. Gitmeliyiz.
Elle a dit "cupcake" quatre fois dans la même phrase
Martha muhtemelen kek pişirmek için erken ayrılacaktır.
Tu as raison. Et Martha doit probablement se lever plus tôt pour cuisiné.
Hâlâ elimizde bir kek ile onu kovalayan iki çatlak kız olacağız.
On resteras les deux folles, la pourchassant avec un cupcake.
Hayır, olamaz. Kek, çantama bulaşmış.
Oh, non, le cupcake a été un peu écrasé dans mon sac.
Onun üzerine hiç kek bulaşmadığını mı düşünüyorsun?
Tu crois qu'elle a jamais eu un cupcake écrasé sur elle?
Ben Caroline, bu da iş ortağım, Max. Ve kek işine girmek istiyoruz.
Je suis Caroline, et voici ma partenaire Max, et on a commencer une entreprise de cupcake.
Biliyorum bu çok uygunsuz bir durum, ama tadına bakacağınızı umarak bu gece buraya bir kek getirdik.
Je sais que c'est tout a fait inapproprié, mais on vous a amener un cupcake ce soir avec l'espoir que vous le goûterais.
Kek işine başlıyoruz.
On vient de lancer notre business.
Kek yemem gerektiğine karar verdim. Basit yemek.
J'ai décidé que j'avais besoin des macarons.
Tek duyduğum şey... "Hunili kek"?
J'ai entendu un truc à propos d'un soufflé.
Kek zamanı mı geldi?
C'est le moment des gateaux?
Kek zamanı.
- Ha ha ha - "Moment Gateau"
Sana kek getirdim, biliyorum sevmiyorsun ama gerçekten...
Je t'ai apporté du gâteau, et même si t'aimes pas les desserts, c'est super...
Kek göğsümün içine düştü sanırım.
Je crois que je viens de mettre du gâteau dans mon décolleté.
"Kap gaykler" adında glütensiz bir kap kek dükkanı açacaklarmış.
Ils vont ouvrir une sorte de boutique de cupcakes sans gluten appelée "cup gaykes."
Canı kek çekmiş.
Elle veut juste un de ces cupcakes.
İyiyim, kek yanlış yerden gitti.
Bien, le gâteau a juste pas pris le mauvais chemin.
Yukarı çıkıp üstümü değiştirip kek büyüklüğünde bir hap içmeliyim.
Je monte me changer et prendre une pilule de la taille d'un gâteau.
Size meyveli kek pişirdik.
Nous vous avons préparé un gâteau aux fruits.
Grubumuzun ilk kaydını, kek satışı için hazırladığımı söylemiş miydim?
T'ai-je déjà dit que j'ai établi le record de ma troupe pour la vente de cookies?
O, kek için yasal hakkı olmayan, kolay kullanılan bir fırın gibi.
Elle est juste comme un four à cuisson rapide, sans droits légaux sur le petit gâteau.
Üç katlı çikolata soslu kek geldi!
Gâteau au chocolat!
Biriyle yatmadan önce 500 defa elmalı kek mi yaptın?
Alors, tu as fais une tarte aux pommes 500 fois avant que tu fasses l'amour?
Her sene bir sürü kek alıp, babalarımla beraber piyanoda bayram şarkıları potpurisi yapardık.
Tu sais, chaque année, avec tout un assortiment de tartes, mes papas et moi, nous chantions ces medleys de chansons de vacances au piano.
Festival... Kızlara kek yapmam lazım.
C'est l'automne, je dois faire des gâteaux pour les filles.
Onlar da garson kılığına girip 75 tane kırmızı kek dağıtacaklar.
Ils seront habillés comme des livreurs pour offrir 75 red velvet cupcakes.
75. kek ise Maw Maw'nın yiyeceği kek.
Le 75ème gâteau est celui que Maw Maw mangera.
Caroline, biliyorsun dedikoduyu sevmem ama 30 saniye önce Max'i tavır yaparak sizi olası bir kek müşterisinden ettiğini gördüm.
Caroline, tu sais que j'aime pas les ragots, mais il y a à peine 30 secondes, Max se la raconte, elle nous a pris de haut et a réduit ses chances d'avoir un nouveau client pour ses cupcakes.
Max, bu akşam bizi olası bir kek müşterisinden mi ettin?
Max, t'as maltraité un client potentiel?
İşimi zevkimden ayrı tuttuğumu bilirsin. Kek işi için çok uğraşmalıyız.
Je confonds pas affaires et plaisir.
Sen bir kek fahişesisin ve ben senin pezevenginim...
Je me surprends à dire ça, mais je suis pas une pute. Si t'es une pute du cupcake et moi ton mac, alors...
Şimdi, Kek Savaşları'nı izliyorum.
Là je regarde Cupcake Wars.
Kek Savaşları'nı bizim takım alırsa, dükkana vitrin açmak için kullanacağımız 10,000 Dolar ödül kazanacağız.
Si on gagne Cupcake Wars, on utilisera les 10 000 $ pour ouvrir notre boutique.
Takımların kek yapıp para için yarıştıkları yemek kanalında gösterilen bir program.
C'est sur la chaîne cuisine, des équipes font des cupcakes, et se battent pour de l'argent.
Kek Savaşları'na gidebiliriz, ya da kek fahişesi olmaya devam edebiliriz.
On fait Cupcake Wars, ou on continue les putes du cupcake.
Bekle, eğer kerhane düşünüyorsak neden kek işini düşünüyoruz ki?
Si on a un projet de bordel, on a qu'à oublier cette histoire de cupcake?
Kek Savaşları programını bin kere izledim, bu da markalama hakkında çok şey demek.
Parce que c'est notre truc. J'ai regardé une tonne de Cupcake Wars.