Kelso traduction Français
1,447 traduction parallèle
Bak Jackie, Kelso ile ilgili çok korkunç haberlerim var ve ikimizi birden çok güldürecek.
Ok, Jackie, j'ai des nouvelles terribles à propos de Kelso... qui nous feront vraiment beaucoup rire...
Kelso, tanıdığın adamın başka bir tanıdığını tanıyorsun sanmıştım.
Kelso, je croyais que tu connaissais un gars qui connaissait un gars?
Çünkü Kelso daha vermedi sana.
Parce que Kelso ne te l'a pas encore donnée...
Kelso, kapa çeneni.
- Kelso, ta gueule! - Kelso, ta gueule!
Michael Kelso nerede?
Où est Michael Kelso?
Kelso yüzüğü vermeyi çok istiyor ama korkuyor.
Kelso veut te donner la bague. Mais il est effrayé.
Hayır, çünkü Kelso duyarlı, hassas.
Non, parce que Kelso est délicat, sensible...
Ama önce... Kelso, hayalarımda yazılar var.
Mais d'abord, hey Kelso, il y a des mots sur mes boules...
- Kelso ve Fez bowlingden dönüş yolundalar.
- Kelso et Fez rentrent du bowling.
Kelso, Jackie'ye nereye gittiğini söylemelisin.
Kelso, tu devrais dire à Jackie où tu vas.
Çok iyiymiş Kelso.
C'est excellent, Kelso.
Kelso?
Kelso?
Jackie, Kelso'nun seni nasıl aldattığını, nasıl üzdüğünü ve nasıl yalan söylediğini unuttun mu?
Jackie, tu te rappelles comment Kelso t'as trompé... et blessé et menti?
Kesinlikle. Eğer Kelso'ya geri döneceksen, sınasan iyi edersin.
Absolument, si tu veux te remettre avec Kelso, tu ferais mieux de lui faire un test... médical.
Kelso, ne yapıyorsun sen?
Kelso, tu fais quoi?
- Selam Kelso.
- Salut, Kelso.
Ben de seni seviyorum Michael Kelso.
Je t'aime aussi, Michael Kelso.
Kelso.
Kelso.
Hey Kelso, dostum. Filmini getirdim.
Hey, Kelso, mec, j'ai développé ton film...
- Kelso, neden ağzınla su fışkırtıyorsun?
- Kelso, pourquoi tu gicles de l'eau avec ta bouche?
Depo çalışanını Kelso mu oynayacak?
Kelso jouera l'approvisionneur?
Baba, Nasıl olur da Price Mart'ın depo çalışanı olarak Kelso'yu seçersin?
Papa, comment peux-tu choisir Kelso pour jouer l'approvisionneur de Price Mart?
Üniformanı Kelso'ya ver.
Donnes ta blouse à Kelso.
Nasıl depocu olarak Kelso'yu seçer?
Comment a-t-il pu choisir Kelso pour ce rôle?
Kelso... Düşündüm de Red'i etkilemenin daha iyi bir yolu olamaz... Onun yönetmenliğindeki filmde Travolta gibi rol yapmak.
Kelso, je ne trouve rien de mieux pour impressionner Red... que de jouer comme Travolta dans son film...
Sen tipik bir depo çalışanı görevini yaparken... ben de sıkı sıkı ama nazikçe, seni denetleyeceğim.
Très bien Kelso, tu vas juste faire quelques tâches typiques d'approvisionneur... pendant que fermement, mais gentillement, je te surveille. - Compris.
Kelso... Ne halt ediyorsun?
Kelso.... bordel, que fais-tu?
Tamam, neden bunu o zaman herkesin önünde söylemedin... Kelso'nun nasılda şahane kemik yapısı olduğunun yerine?
Ok, pourquoi n'as-tu pas dit ça devant tout le monde... au lieu de vanter la structure osseuse de Kelso?
Kelso, sen fikir edinemezsin.
Kelso, tu n'as pas à avoir d'idée.
Hakla onu, Kelso! Hadi!
Lances-toi Kelso, vas-y!
Ya Stephanie'yi Kelso öldürmediyse?
Et si Kelso n'a pas tué Stephanie?
Bıçağın sapında ikinci bir kan örneği var. Bu da Dwight Kelso'nun ; Stephanie'nin cinayetinden mahkum edilen adamın kanı.
Le 2e échantillon vient de la crosse et correspond au sang de Dwight Kelso, le type accusé du meurtre de Stephanie.
Ama Kelso'nun suç ortağı yoktu.
Kelso n'avait pas de complice.
Ama Kelso'nun eldiveni hiçbir olay yeri fotoğrafında ya da çizimlerde yok.
Mais le gant de Kelso n'apparaît sur aucune des photos, aucun des croquis, nulle part.
Ama o eldiveni hatırlıyorum, her yerinde Kelso'nun kanı vardı.
Je l'ai vu, ce gant. Avec le sang de Kelso dessus.
Polis Kelso'yu kaçarken şurada yakalamıştı.
Là-bas, le flic a attrapé Kelso qui s'enfuyait.
Kelso'nun kanlı eldivenini nerede bulduğunu hatırlıyor musun?
Et où avais-tu trouvé le gant de Kelso?
Kelso'yu zaptetmeye çalışıyordu, karanlıktı. Sonra ben gündüz yine geldim.
Il faisait noir, moi je suis revenu en plein jour.
Tıpkı raporda yazdığı gibi Kelso'ya ait.
Les autres taches correspondent bien au sang de Kelso.
- Kelso'nun tükürüğü mü?
La salive de Kelso?
Kelso'nun ağzından çıkan kan eldivenle bıçağa nasıl bulaştı?
Du sang de la bouche de Kelso sur le gant?
Kelso gibi adamlar yapmadıkları şeylerle övünür. Kedi fare gibi.
Il se vantait tout le temps de trucs qu'il avait pas faits.
Kelso'ya ait değil.
C'est pas celui de Kelso.
Kelso'nun yaptığını düşündüm, belki de yanıldım.
Kelso me convenait, j'ai eu tort.
Kelso'lar.
Les Kelso.
Kelso Tavuklu Dürümleri.
Le poulet à emporter?
Dr. Kelso, cevabı bilmediğimizde, bize bağırır...
Le Dr Kelso nous crie dessus quand on...
Bir soruya yanlış cevap verdiniz diye, Kelso size hiçbir şey yapamaz.
Kelso ne peut rien vous faire si vous répondez mal à une question.
Birdenbire, Dr. Kelso daha az ürkütücü görünmeye başladı.
Puis c'est arrivé. Le Dr Kelso n'était soudain plus aussi terrifiant.
Belki Kelso'ya üzüldü ve elindeki tek şeyi almak istemedi.
Peut-être était-ce par pitié pour Kelso qu'il n'a pas voulu lui ôter son bien.
Kelso'nun eldiveninin kumaşında köpek kılı çıktı.
Le gant de Kelso.