English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kiraz

Kiraz traduction Français

738 traduction parallèle
Bir kiraz ağacının yanından geçtik ve o ağacı görünce çıldırdı.
On est passés près d'un cerisier et j'ai eu du mal à l'en arracher.
Memlekette kiraz ağaçları ile dolu büyük bir meyve bahçem var.
J'ai un grand verger avec des cerisiers.
Benim eyaletimde buna, kiraz çiçeği mehtabı denir.
Nous l'appelons la lune des cerisiers en fleurs.
Kiraz ağaçları için deli olurdu.
Il était fou des cerisiers.
Evet, belki şimdi bir kiraz ağacıdır.
Peut-être est il devenu un cerisier.
Gördüğüm bütün bu güzellikler, çiçek açan kiraz ağaçları, sen... hepsi bir şekilde çok tanıdık.
Toutes les belles choses que je vois, ces cerisiers en fleur, vous, tout m'est familier, en somme.
Parti likörü. Kiraz ve benzeriyle berbat edilmiş bir şey. Hadi.
Elle n'offre que des liqueurs douces.
- Kiraz kırmızısı.
- C'est rouge cerise.
Kiraz gibi tatlı biri.
Aimable comme une porte de prison.
Dağın eteklerine fırtına gürlüyor ve kiraz ağacı çiçekleri kar gibi yağıyor...
Au pied de la montagne Gronde la tempête Neige de pétales de cerisiers
Biz gidiyoruz. Çiçek açan kiraz ağaçlarının altında biraz dolaşacağız.
J'attendrai M. Yamada à la maison de thé.
Eğer kızılcık sosu sanarsa kafasının kiraz çekirdeği ile dolu olduğunu söyle.
Si elle prend ça pour de la sauce rouge... c'est qu'elle a une saucière en guise de tête.
Açmaya başlayan kiraz çiçeklerini
Plus jamais nous ne verrons
Kiraz kuşu.
Des ortolans.
Bugün kiraz kuşu yemeyi öğreneceksin.
Tu vas apprendre à manger des ortolans.
Kiraz kuşu ne, teyze?
C'est quoi, les ortolans?
Kiraz kuşu, bıçağın hızlı bir darbesiyle ikiye kesilir.
On coupe les ortolans en deux, d'un coup bien assuré.
Sokakta çocuklarla oyun oynuyordu. Kiraz gibi kıpkırmızıydı.
Il jouait au ballon dehors, il était toujours bronzé.
Hey. Sende Maraschino kirazı var mı?
Tu as des cerises au marasquin sur toi?
Maraschino kirazı mı?
Des cerises au marasquin?
- Kese kağıtlarını atmayın demedin ki yalnızca kiraz çekirdeklerini ve misketleri atmayın demiştin.
- Tu ne nous as pas défendu de jeter des bombes à eau! Seulement des cerises et des billes.
Benim zamanımda bu boyutta bir kiraz olsa gazetelere çıkardı.
De mon temps, un si gros fruit... aurait fait sensation.
Bana da 1 kilo kiraz verebilir misiniz?
Un kilo de cerises.
" Kiraz!
Elle est là, la cerise...
Kiraz! "
Elle est là!
Kiraz.
Sherry.
- Üzerinde kiraz da olabilir.
- Et une cerise.
17 numara Kiraz Ağacı Sokağı mı dedin?
Le 17 allée des Cerisiers, dites-vous?
İşte Kiraz Ağacı Sokağı.
Nous voici allée des Cerisiers.
İşte burası. 17 numara Kiraz Ağacı Sokağı. George Banks Esquire'ın evi.
Nous y voilà. 17 allée des Cerisiers, résidence de George Banks.
Evet. 17 Kiraz Ağacı sokağı.
Allée des Cerisiers.
17 Kiraz Ağacı Sokağı.
17 allée des Cerisiers.
George W Banks. 17 Kiraz Ağacı sokağı.
George W. Banks. 17 allée des Cerisiers.
Ben de ona bir kilo kirazı çekirdekleriyle yediğini söyledim.
"un kilo de cerises, Avec les noyaux."
Kiraz alsana.
Une cerise?
Kiraz, açelya ve çiçek açmış bir sürü ağaç barındırıyor. Bina, derin olmayan bir höyüğe inşa edilmiş.
La pièce d'exécution est située dans un des angles de la prison, afin de la cacher de l'ensemble.
Yabani kiraz.
Des aronies noires.
Mili, yanlış bir fikire kapılma. Asla bir kiraz bomba yutma.
Les pétards, il ne faut pas les mettre dans ta bouche.
Kiraz ve tüy istiyor. Güzelleşmek için olmalı.
Elle doit vouloir un chapeau à plumes, pour séduire un dandy.
- Peki kiraz?
- Et les cerises?
Teresa, onun tapındığı bir tanrıçaydı. O olgunlaşmış ve bekleyen bir hint kirazıydı.
Pour lui, elle était une déesse venue de l'au-delà, mais Mapache a vu en elle un fruit mûr.
Kiraz çiçeklerini hatırlıyor musun?
Tu te souviens des cerisiers en fleur?
Evet, kiraz ağcını kesen adam.
Le type au cerisier?
... babasının kiraz.
" Quand son père le lui a demandé
10,000 KİRAZ ÇİÇEĞİ SAVRULSUN
MAI 10,000 FLEURS DE CERISIER SE DISPERSENT
12 tane şeftali, 12 tane çilek 12 tane kabak, 12 tane kiraz.
Voyons, 1 2 à la pêche, aux mûres, aux cerises.
Bunun içi kiraz dolu.
Celui-là il est à la cerise.
Aşkıma, çekirdeksiz kiraz verdim.
J'ai donné à mon amour Une cerise sans noyau
Biraz kiraz al.
Mange des myrtilles.
Kiraz getirdim.
Tiens, des cerises.
KİRAZ BOMBALARI, ROKETLER
TOUTES SORTES DE PETARDS, FEUX D'ARTIFICE

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]