Kiwi traduction Français
90 traduction parallèle
Kimse beni bir kiviye çeviremez.
Personne ne me transformera en kiwi.
Sorun bu işte. Ben vahşi bir kuşum, sense kivi.
Voilà le problème, je suis un oiseau sauvage et tu es un kiwi.
- Kivi.
- Un kiwi.
- Kivi.
Kiwi.
- Ufacık bir kivi.
- Minus le kiwi.
Kivi kuşu gibi davranma.
Tu n'es pas obligé d'être un kiwi.
Kiwi Jonestown, tabii ki ; doğru ya.
Le Kiwi Jonestown, bien sur, C'est ca.
Bir kiwi.
Un kiwi.
K bölgesindeyiz. Çabuk gelin, burada pişiyoruz.
Secteur K, K comme Kiwi.
Bir kivi al Frank.
Prends un kiwi.
80 yıldır Fransız yemekleri yiyiyorum. Burada kiwi salatası, çiğ balık ve daha kötüleri var.
Ici, c'est salade aux kiwis, poisson cru au citron vert et j'en passe.
Kivi ve fıstık ezmeli, çikolata Kona. Dur.
Un Kona praline avec banane-kiwi et beurre de cacahuète?
- Kiwi Kupası.
- La Kiwi Cup.
Kivili ve kirazlı.
Kiwi cerise.
Yağ, yumurta, un, kivi suyu...
Beurre, œufs, farine, citron vert, kiwi...
Kivi? Kivi? !
Kiwi?
Hayır, kivi suyu dedim.
J'ai dit Kiwi-Lime.
Mango kivi tropik proteinler.
"Un tourbillon mangue-kiwi."
- Kiwi sevmem.
- Peut-être le kiwi.
Spike, demiryolunda olduğu gibi.
Spike, avec un " "k" "comme" "kiwi" ".
Kiviye ne dersiniz?
Le kiwi par exemple?
Metroda giderken bir kivi istersin diye düşündüm.
- Je-je me disais que peut-être tu voulais un-un kiwi pour-pour-pour le métro.
"Nick bir kivi bahçesine girer ve der ki'Cennet nasılsa bu dünya da öyle', ve boyanmış bir kiviyi ısırır."
"Nick marche parmi les kiwis, dit :'C'est un véritable éden et mord dans un kiwi rouge."
Al, bak, biraz kivi.
Tate, regarde, il y a du kiwi.
Ne? Benim dilimde, "kee'hwi" ise...
- Uh... ça a le goût d'un kiwi.
İsteyen varsa mutfakta hala biraz kivili kek var.
Il reste des cakes au kiwi dans la cuisine, s'il y en a qui en veulent...
Kivi Karpuz Sürprizi.
Kiwi Pastèque Surprise.
Bram... bu kivileri gerçekten yiyemiyorum.
Bram... Je peux pas manger de kiwi.
buna ne dersin? Kivi bir nedir?
C'est quoi un kiwi, hein?
Kivi ile ilgili konuşmalıydım!
Je sais que j'aurais du parler du kiwi!
- Onlara Kiwi'nin uçabileceğini göster, tamam mı?
Les Kiwis ont des ailes.
Tamam Kiwi ülkesinin iyi insanı.
Mon ami du pays des kiwis.
- Burt Mundo, Kiwi ülkesinden.
Des passionnés. Burt Munro, du pays des kiwis.
Buna Kiwijunior deniyor.
On l'appelle Kiwi Junior.
Bunu kim yaptı?
Du kiwi? Qui a fait ça?
Kivi boyutuna ne dersiniz?
La taille d'un kiwi?
Zoé Yeni Zelandalı ve asla tekrar ediyorum asla bir Yeni Zelandalı'ya "Avustralyalı" deme.
Zoë est de Nouvelle Zélande et il ne faut jamais... je dis bien jamais... Confondre un Kangourou et un Kiwi.
# The mother... ucker won't sell an apple to a Kiwi #
# Le - -nnard veut pas vendre de pomme à un Kiwi #
# Tells me that as a Kiwi that my money isn't valid #
# Il me dit qu'en tant que Kiwi, mon argent ne vaut rien #
Yeni Zelandalı mı?
Un Kiwi?
- Güzel, Kiwi.
- Bravo, le Kiwi.
Kiwi, bir dakikalığına dümeni tut.
Kiwi, prenez la barre une minute.
Dinle Kiwi, bu işi "kimin çükü daha büyük" yarışı haline getirme,..... çünkü kaybeden sen olursun.
Ecoutez, le Kiwi, n'en faites pas un concours de bites, parce que vous perdriez.
Dinle Kiwi,.. .. kendine bir iyilik yap ve üşütmeden önce biraz yürüyüş yap.
Ecoutez, le Kiwi, rendez-vous service et bougez-vous avant de prendre froid.
Çilekli-kivili dondurma.
Crumble fraise-kiwi avec crème glacée.
- Hayır, kivi istemiyorum!
- Non, je ne veux pas de kiwi! - Kiwi, ça m'a l'air sympa.
- Kivi severim.
- J'adore le kiwi.
Sol kolunu sağlamlaştır, sopayı geri çek ve temiz şekilde topa doğru salla.
Je devrais faire de la glace au kiwi. - Écoute, Sookie! - Quoi?
Güzel bir Kiwi kuşu.
Un bon ragoût de chez nous.
Kiwi kuşlarının anavatanı.
Le pays des kiwis.
Hangisini istiyorsun?
Alors, j'ai eu kiwi et mangue.