English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kokteyl

Kokteyl traduction Français

1,599 traduction parallèle
ben sadece bir kokteyl garsonuyum.
Je suis une simple serveuse de cocktails.
Bir kokteyl hazırlıyorum.
Je prépare un cocktail.
Kokteyl.
Cocktails?
- Keşke ona kokteyl garsonu demek aklıma gelseydi.
Dommage que je n'ai pas pensé à la traiter de serveuse de cocktail.
- Kokteyl peçetesine mi?
- Une serviette en papier?
Kokteyl peçetelerini gören var mı?
Est-ce que quelqu'un a vu les ronds de serviettes?
Bitters var mı? ( acı otlarla karıştırılan kokteyl )
Vous avez de l'amer Picon?
... belki onunla da kokteyl partisi verebilirsin.
Ouais. Peut etre que tu pourras le lui faire écrire sur une serviette en papier.
Bu hafta sonu bir yardım kuruluşunun gecesi var. Dükkânlar kapanmadan bir kokteyl elbisesi bulmalıyım.
Je vais à un gala de charité et je dois me trouver une robe avant la fermeture.
Bir kokteyl.
C'est un cocktail.
Steroid kullanıyordu, nakil ekibi ona bağışıklık baskılayıcı bir kokteyl verdiler, bir haftadan uzun süredir uyuyamıyor.
Elle était sous stéroïdes, l'équipe de greffe lui a donné un cocktail d'immunosuppresseurs, elle n'a pas dormi depuis une semaine.
Ne derler bilirsin. Birazcık aletten sonra kokteyl gibisi yoktur. Senin aletin küçük demiyorum.
Ça ira très bien après tes trois boules de glace.
Şimdi hep beraber, kokteyl ve bisküvilerimizin tadını çıkaralım.
Maintenant vous pouvez vous servir du punch et des cookies.
Aslında normal kokteyl. Sadece ona verdiriyorum.
C'est un daiquiri normal, mais servi par ce demi-portion.
Evet, bir süre kokteyl garsonluğu yapmış.
Elle était barmaid pendant une période.
Birkaç kokteyl içtik.
On a juste pris quelques cocktails.
Peki siz ikiniz ne yapacaksınız? Kendinize kokteyl hazırlayıp kanepede oturup film mi izleyeceksiniz?
Vous allez faire quoi, siroter des cocktails?
Sana bir kokteyl ısmarlarım.
J'ai eu droit à un petit cocktail.
Hayır, Alan. Yanımda görünmez bir kokteyl garsonu kız getirdim.
Non, j'ai ramené une serveuse invisible.
Eminim elinde kokteyl kadehi, kahkahayla gülüyordur.
Je parie qu'elle déguste un cocktail en se marrant!
Carm, kokteyl sosun var mı?
Carm, tu as de la sauce cocktail?
Kokteyl işe yarıyor.
- Le cocktail marche.
Bambi'nin annesi ölmemeli, ve kucak danslarıda, beşinci kokteyl den sonra bedava olmalı.
Et la mère de Bambi devrait survivre. Le strip-tease devrait être gratuit après le 5e cocktail.
Hoş bir akşam yemeği ve bolca kokteyl içmeden pantolon indirme falan olmayacak.
Je baisserai pas mon pantalon sans un agréable dîner et beaucoup, beaucoup de cocktails.
Kokteyl ister misin sevgilim?
Mimosa, mon chéri?
Ottar Tomte'nin ölümünden sonra bastığımız şiir kitabı için bir kokteyl veriyoruz.
Tu as lu Ottar Tomte? On a un cocktail pour fêter la sortie de ses poésies posthumes.
Rahatına bak. Yemek daha fırında yani bir kokteyl içip konuşacak vaktimiz var.
Le dîner est encore au four, on a le temps de boire un cocktail et de discuter.
Kokteyl saati.
- Boire des cocktails.
Kokteyl saatine kalmıştım.
- Je suis restée pour l'apéritif.
Kokteyl içer misiniz?
Je peux proposer un cocktail à quelqu'un?
Yangın müfettişleri patlamanın kokteyl partisinin yan tarafındaki odada gerçekleştiğini teyit ettiler.
L'explosion s'est précisément produite dans la pièce à côté du cocktail. Qui était présent là-bas?
Hayır, bence- - Fransız Vanilya'sı, çikolatalı, karamelalı, fıstık ezmeli, kabaklı, yumurtalı kokteyl ki bu arada acayip iğrençti, muzlu, fıstıklı, şeftalili ve ikinci kez fıstık ezmeli.
Non, je crois pas- - vanille française, chocolat, caramel, beurre de cacahuètes, potiron, egg nog, qui soit dit en passant, est degoutant, banane, pistache, peche, et beurre de cacahuètes numero deux ca fait dix,
Kokteyl var, ve kimse bana haber vermedi mi?
Des cocktails, et on ne m'a pas appelée?
Tüm galaksideki favori kokteyl garsonun kim?
Qui est ta serveuse de cocktail préférée de tout l'univers?
Sen tüm dünyadaki favori kokteyl garsonumsun.
T'es ma serveuse de cocktail la plus préférée du monde entier.
Odullu bir kokteyl garsonuydu. Birgun bilgisayarlari ogrenmesini umuyorduk.
Cette talentueuse serveuse de cocktail dont le rêve était de savoir se servir d'un ordinateur.
Emekli bir kokteyl garsonu.
Une serveuse à la retraite.
Bu kokteyl, Carisoprodol, Prevalis ve çok güçlü bir ağrı kesici olan Fentanyl karışımıdır.
C'est une combinaison de Carisoprodol, de Prévalis et d'un anti-douleur très puissant appelé Fentanyl.
Yanına biralı kokteyl koymayacaksan yapmak fiilini kullanma.
Trouve-moi plutôt quelque chose à boire.
Söylentiye göre kokteyl için garsona 100 bin bahşiş vermiş. Umarım arkadaşlığımızı ne için feda ettiğimi anlıyorsundur.
La rumeur dit qu'il a donné à une serveuse 100,000 dollars de pourboire, donc je suis sure que tu peux comprendre pourquoi je vais sacrifier notre amitié.
Size kokteyl getirmemi ister misiniz?
Je peux vous apporter des cocktails?
Sabahın dokuzu, Ve ben siyah kokteyl elbisemi giymek zorundayım.
C'est neuf heures du matin, et je dois porter une robe de soirée moulante noire.
Kokteyl partisine resepsiyon diyorlar.
Il y a une réception c'est le mot universitaire pour "cocktail" ce soir pour le comité.
Odalara dağıldığımızda Mercer yanan kokteyl yapmaya başlamıştı.
On est rentrés à l'hôtel. Il a commencé à faire des cocktails.
Blues Brothers'daki gibi portakallı kokteyl de ister misin?
Un jus d'orange?
Nasıl bayan kokteyl garsonlarına benzemiyor ki?
C'est comme ça que je fais avec les serveuses.
Kokteyl peçeteleri saşma bir sebeple buraya gönderilmiş tamam mı? Hayır. Bekle.
Attends.
Hayatımda hiç kokteyl partisinde bulunmamıştım.
Même si j'ai bu beaucoup de cocktails, je n'étais jamais allé à une fête de cocktails.
Limonlu kokteyl aldım.
Place à la tequila!
Bir kokteyl çekeceğim.
Je bois un cocktail.
Güney Amerika'daki uyuşturucu trafiğiyle ilgili bir konferanstan sonraki kokteyl partisiymiş.
C'était un cocktail après une conférence sur le trafic de drogues en Amérique du Sud.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]