Kokusu traduction Français
5,020 traduction parallèle
Ateşli kız kokusu alına erkek köpekler nasıI olur bilirsin.
Tu sais comme les chiens mâles peuvent devenir fous quand ils sentent une salope en chaleur.
Yangın olalı bir kaç oldu olmadı, üzerinden yabancı bir koku aldım. Erkeksi bir parfüm kokusu.
Un jour après l'incendie, j'ai reniflé un truc sur elle, une odeur inconnue, un parfum d'homme.
Ne kokusu?
Sentir quoi?
Ölüm kokusu.
La puanteur de la mort.
Ölüm kokusu oradan gelmiyor.
L'odeur de mort ne vient pas de ça.
Taze biçilmiş çim kokusu.
L'herbe fraîchement coupée.
Kan kokusu.
- C'est du sang.
Ellerinde Çin ardıcı kokusu vardı.
Sa main sentait le genévrier.
Kokusu pek hoş değildir ve dün giydiğin kıyafetleri giyiyorsun.
Ça se sent moins et tu portes les même habits qu'hier.
Leş gibi sidik kokusu.
L'odeur de pisse.
Hayal kırıklığı kokusu alıyorum.
C'est un peu une déception.
- Hala korku kokusu alıyor musun?
Tu sens toujours la peur?
Ama beş gün öncesine kadar iyileşme aşamasındaymış. Yani sitedeki komşularından biri itfaiyeyi arayıp gaz kokusu aldığını söyleyene kadar.
Il était en train de se rétablir quand, il y a cinq jours, quelqu'un résidant dans son immeuble a appelé les pompiers pour dire que ça sentait le gaz.
Sonra gaz kokusu aldım ve 911'i aradım.
J'ai senti le gaz, donc j'ai appelé le 911.
Ne kokusu alıyorsunuz?
Que sentez-vous?
Para kokusu geliyor!
Ça sent l'argent!
- Yanık ekmek kokusu alıyorum.
- Ça sent le pain grillé.
Kokusu ve yapısı tarımsal kireçle aynı.
Ca a l'odeur et la texture de la chaux agricole.
Ve... nane kokusu alıyorum.
Et je... sens... de la menthe.
Kokusu özenle hazirlandi.
Avec une odeur spéciale.
Sidney Falco, "Başarının Tatlı Kokusu" filminden bir karakter.
Sidney Falco est un personnage de Le Grand Chantage [film de 1957]
"Başarının Tatlı Kokusu" ndan Sidney Falco hariç. Nedense diğer karakterler arasında en yüksek teklifi o yaptı gibi göstermiş.
Sauf Sidney Falco de Le Grand Chantage qui, pour une raison, a enchéri sur lui-même avec d'autres personnages fictifs.
Sidney Falco ve "Başarının Tatlı Kokusu" için anagramları araştıralım.
Commençons à chercher des anagrammes de Sidney Falco et Le Grand Chantage
Şarap kokusu.
C'est une avancée.
Bu şekilde oksijen şarabın içine iniyor ve aroma kokusu dışarı çıkar.
Cela attire l'oxygène dans le vin pour faire ressortir l'arôme.
Havada aşk kokusu var Lisbon.
L'amour est dans l'air Lisbon.
Babamın dolabına bak. Kokusu en güçlü olan neyse onu kokla.
Vois ce que tu trouves dans son armoire Quelque chose avec la plus forte odeur.
Patatesleri sakız gibi değil, lezzetli ve kokusu yüzünü mavileştirmemeli.
Ses patates doivent être délicieuses, pas collantes, et son arôme doit vous ensorceler.
Sonra birden duman kokusu geldi.
Et tout à coup, j'ai senti la fumée.
Ne kokusu?
Quoi?
Olay yerinde bir takıntı kokusu var.
Il y a un truc obsédant avec tout ça.
Fakat kokusu her yerde.
Mais il y a encore des poils partout.
Sana da yanık kokusu geldi mi?
Tu sens aussi le brûlé?
Bu lağım kokusu gibi.
Ces égouts pue un peu.
Sigara kokusu aldın mı?
Il sentait les cigarettes?
Kokusu hala burnumda.
Je peux encore sentir sa chair.
Ama ya gün doğumları? Fransız öpücükleri. - Yağmurun kokusu.
Mais, t'as oublié les couchers de soleils, les french kisses?
Kamp yapma havası kokusu var.
Tu... sens comme si tu avais fait du camping.
Güçlü bir kokusu vardı mutfak lavabosunun altında ölen fareler gibi ağırdı.
Une odeur très forte, douce et écoeurante, comme quand les souris meurent sous un évier.
- Gaz kokusu alıyorum.
- Ça sent le gaz.
Kahvemin kokusu burnumda tütüyor.
"Mon café, mon appartement et la chaleur me manquent."
Luna'da bayat duman kokusu var demiştin.
Tu m'avais dit que Luna sentait la cigarette.
Biraz keskin bir kokusu var, farkındayım.
Je sais que c'est un peu piquant.
O kötü kokusu, buram buram kokuyor üstünde. Beni sevmeni beklemiyordum zaten.
Vous puez la magie.
Üst kattaki komşu, bozuk bir şey kokusu aldığını düşünmüş ama bildirmemiş.
Le voisin du dessus a bien senti quelque chose, mais ne l'a pas signalé.
Ben de limon kokusu alamam.
J'ai du mal à sentir les citrons.
Bunu koyacağı yerden kokusu kocasına gelmez.
Il ne sentira rien là où elle le mettra.
Kokusu...
Son... odeur...
o mis kokusu...
Son odeur parfumée... et elle était tout le temps,
- Kan kokusu alıyorum.
- Je sens une odeur de sang.
- O barut kokusu.
C'est la poudre à canon.