Korsak traduction Français
367 traduction parallèle
Sonra bu bıçaklı sarhoş herif, eski ortağım Korsak'tan hızlı koşuyordu.
Et donc, cet ivrogne, avec un couteau, distance mon ancien partenaire, Korsak.
Frost ve Korsak, internette sevgili profilini hazırlamak istedi.
Frost et Korsak voulaient remplir ton profil.
- Sen hangi üniversiteye gittin Korsak?
T'es allé à quelle fac, Korsak?
Kız belki de "Gelecek Amerikan Tarihi" dersi alıyordu. Değil mi, Korsak?
Elle étudiait probablement l'histoire américaine du futur, hein?
Boşa kürek çekiyorsunuz diyordun, ha, Korsak?
Une quête inutile, hein, Korsak?
Ben Korsak.
Korsak.
- Korsak, benim.
- Korsak, c'est moi.
Korsak, buradan çıkamıyoruz.
On n'avance pas.
Korsak ve Frost ile bağlantıya geçmeliyim.
Je dois me connecter avec Korsak et Frost.
Bunu test için Korsak'a götüreceğim.
Je l'amène à Korsak pour analyses.
Pekâlâ bu vesileyle seni Boston Cinayet Masası'ndan Dedektif Korsak'a hiç kimse ile konuşmadan paketi özel olarak ulaştırman için vekil tayin ediyorum.
Je te désigne toi pour remettre cette balle à l'inspecteur Korsak à la section criminelle de Boston sans parler à qui que ce soit.
Ne güzel bir fikir Korsak.
Bonne idée, Korsak.
Korsak tekneye yanaşan bir şey olmadığını söylemişti.
Korsak a dit que rien n'était arrimé au bateau.
Gidip Frost ve Korsak'a bir şey bulmuşlar mı diye sorar mısın?
Tu peux voir si Frost et Korsak ont trouvé quelque chose?
İyi misin Korsak?
Korsak, ça va?
- Korsak binlerce çözdü ama, terfi alamadı.
Korsak, des milliers, sans être promu.
Korsak'ın terfi alamamasının bir nedeni var.
Korsak est assis à ce bureau pour une raison.
Biliyor musun, sen de Korsak gibisin.
Tu sais, tu es restée exactement la même.
- Kraker gibi kopardım parmağını.
Ça s'est brisé comme un bretzel. Arrête, Korsak.
İşi ustadan öğrenmek istiyorum.
Je veux apprendre des meilleurs. Alors où est Korsak?
Korsak, olayın üzerinden 40 yıl geçmiş.
Korsak, ça fait 40 ans.
Vince Korsak.
Vince Korsak.
Korsak.
Korsak.
Korsak bana k.p.ç. diyor.
Korsak me surnomme le GSG :
- Korsak, tatilde olduğunu sanıyordum.
Korsak, t'es pas en vacances?
Bu nasıl olabilir, söyler misin? !
Korsak, on a foutu ce connard en taule.
Ben de özür dilerim Korsak.
Je suis désolée, aussi, Korsak.
Mümkün olduğunca çok tutsunlar.
Garde-le. Appelle Korsak.
Korsak, ya ben ya o.
C'est lui ou moi.
Korsak!
Korsak! Allez!
Neredeydim tahmin et.
Devine où j'étais. - Comment va Korsak?
Pekâlâ, beni öldürürsen Korsak seni tutuklar..... o yüzden evimi yabani orkide'ye boyayacaksın.
Korsak t'arrêtera si tu me tues, donc tu peindras ma maison en orchidée sauvage?
Hey, Korsak vaftiz baba olmak ister misin?
Korsak, tu veux être parrain?
Evet, bu işte çok iyiymiş Korsak.
Il est très doué.
Erkekler de Korsak.
Des hommes aussi.
Korsak ve Frost'tan geçmiş olsun hediyesi.
Un cadeau de guérison de Korsak et Frost.
- Korsak, kusura bakma ama,...
Impossible.
Komiser Muavini Korsak, kurbanın üzerinde bulduğumuz meni DNA'sıyla bir tane eşleşme var.
Sergent Korsak, il y a une correspondance pour l'ADN du sperme trouvé.
Sea Harbor Otel'in bir yunusu var.
L'hôtel Sea Harbor a un dauphin. J'appelle Korsak.
Ne biliyor musun, Korsak?
Tu sais quoi?
Tanrım, o pisliği yakalamak istiyorum, Korsak.
Je veux arrêter ce salaud.
Denizciyken pantolonlarınıza ütü çizgisi mi yaptırıyorlardı, Korsak?
Il faut un pli au pantalon dans la Marine?
Hadi ama. Korsak? Sen karar ver.
Korsak, à vous de décider.
Bekle, hayır- - bırakma, Korsak.
La lâche pas, Korsak.
O şerefsizi hapse tıkmıştık Korsak.
On dirait Hoyt.
Korsak'ı ara.
- Dis lui de venir.
- Korsak nasıl?
- Bien.
Çocuk akıllıymış. Hayır, Korsak, anlamıyor musun?
Tu comprends pas?
Korsak sen misin? Jane. Neredesin?
- Korsak, c'est toi?
Korsak birbiriyle ilişkili olduğunu söyledi.
Avec le même mode opératoire.
Korsak arıyor.
C'est Korsak.