Kosher traduction Français
37 traduction parallèle
- Aynı hafta içinde Pork Prensesi ve Minik Bayan Kosher oldu.
La même semaine elle a été Reine du Porc et Miss Kasher.
Van Doren'i ilk Kosher'ini yerken kaçırmayın. Ne yapıyorsun?
Charles Van Doren fait son premier repas casher... dans "21"!
Kolların Kosher Deli'de asılmışa benziyor.
Et tes bras ont l'air de saucisses casher!
Kosher Dill'i duydun mu?
T'es au courant, pour Kosher Dill?
Ben biraz daha kosher kokteyl sosislerinden alacağım.
Je vais chercher des saucisses casher.
Size kosher şarabı getirdim.
Je vous apporte du vin kasher.
- Kosher.
- Vert. - Coco.
Yahudi usulü.
Glatt kosher.
- Zorla kabul ettirme Kosher Deli'den istiridye sipariş etmektir.
- Abuser, ce serait demander des palourdes dans une épicerie kasher. *
Şu rezervasyon yapılan ve büyük sosisli sandviçleri olan sinema salonuna gidebilir miyiz?
Peut-on aller dans ce nouveau cinéma avec les places réservées et le snack Kosher Hot Dogs? ( franchise )
Ben fast food'çuda çalışamam Emmett. Ben Kosher'e sadığım.
Je peux pas bosser au fast-food, je mange kasher.
Beni aşağıladı. Zayıf olmaktan sıkıldım! Bana yardım et!
Quand les nazis ont annexé l'Alsace-Lorraine en 1940, Ernest s'est enfui aux Mykonos... où il a inventé un lubrifiant kosher qui goûte la salade au poisson blanc, mais...
Almanlar, kaşer et yemiyorlar mı?
Beurk! Ils mangent pas kosher?
Servisleri sadece kosher * *.
Il ne sert que casher.
Onun kosher olduğunu sanmıyorum.
Je ne pense pas que ce soit casher.
Tamam burada kosher yoğurt ve bal olacak.
- Là, yaourt casher et miel. - Yaourt casher?
Sıfırın altında bir buzdolabı ve bir de dondurucu. Her ikisi de enerji yıIdızlı ve Kosher sertifikasına sahip
Un réfrigérateur et un congélateur, tous les deux Energy Star.
Kosher imalatı olmalı.
Il doit être casher.
Kosher ve Organik Pazarı giderek büyüyor.
- Le marché du Casher est en pleine expansion. Le marché du Bio aussi.
Fransa'da yaşayan 600 bin Yahudinin... % 20'si Kosher yese.
- Il y a à peu près... 600.000 juifs en France. Parmi ces 600.000...
- Kosher yemek yer misiniz?
- Vous ne mangez pas casher vous?
Zavallı, Kosher yiyememesinin
- Ah bah c'est sûr qu'elle mangera plus du tout casher là.
Bu Kosher...
Celle-ci est casher,
- Kosher'e de.
- Ni moi cacher hein.
Bu bizim yerel likörümüz. Pek Kosher sayılmaz ama...
- C'est une poire locale, et je peux vous dire celle-là, elle est pas cacher
Biyo-kosher.
- Cacher, Bio.
Bio-Kosher dosyanı okudum.
- Dit moi heu, j'ai lu ton truc là "Bio-mitsva".
Bu bir "raumoulade" biraz "un-kosher shrimp po'boy" lu.
De la sauce rémoulade d'un po boy aux crevettes pas casher du tout. C'est un sandwich.
Kosher şarküteri aşağıda...
Le kascher en bas...
Meğer oğlan izci kampındaki her şey helal değilmiş.
Apparemment tout n'est pas kosher, dans le camp Scout.
Long Island'da katılmam gereken bir Kosher konferansı var...
J'ai une conférence kasher à Long Island à laquelle je dois me rendre, alors, je dois...
En azından Kosher tuzu.
Au moins c'est du sel kasher!
Siktiğimin Rus Yahudi Mafyası.
Cette enfoirée de La Kosher Nostra.
Hangi Mike?
Mike Kosher? Quel Mike?
Koşher helale en yakın şey.
Le casher est la chose la plus proche du halal.
Biz kosher değiliz!
On n'est pas casher.
- Kosher yoğurt mu? - Burada kondomlarımız var...
Des préservatifs ici, small, medium, large, ce que tu veux.