Kostebek traduction Français
1,483 traduction parallèle
Niçin yer altında bir köstebek olmak istiyorsun?
Pourquoi voudrais-tu être une taupe qui vit sous terre?
Keşke yer altında bir köstebek olsaydım
- J'aimerais être une taupe qui vit sous terre - J'aimerais être une taupe qui vit sous terre
Keşke yer altında bir köstebek olsaydım
J'aimerais être une taupe qui vit sous terre
Gizli Servis'te bir köstebek olduğunu mu söylüyorsun?
Tu dis qu'il y a une taupe dans les services secrets?
- Montrose bir köstebek!
- Montrose est la taupe!
- Pete Garrison köstebek değil!
- Pete Garrison n'est pas la taupe!
Bir köstebek buldum.
J'ai trouvé une taupe.
Köstebek gibi yaşamak istemiyorum.
Je refuse de vivre comme un rat.
Köstebek Zamanı.
C'est l'Heure du Rat.
Chloe'in bölümünde çalışan bir köstebek bulduk.
On a identifié une taupe travaillant dans le département de Chloé.
- Köstebek adamı mı?
- Le type du tunnel?
Marni sığınağa geldi. Onun, "Köstebek İnsanlar" dediği kişilerle çalıştığımı duymuştu.
Marni est venue me voir pour me parler des "hommes des souterrains".
Marni ona Köstebek Kasabası'nın başkanı derdi.
Marni le surnommait le maire des souterrains.
- Evsiz köstebek adamın mı onu öldürdügünü düşünüyorsun.
- L'homme des souterrains l'a tuée?
- Peki ya köstebek adamın gözünde Marni bir suçluysa?
Il considérait peut-être Marni comme une criminelle.
- Deli köstebek adam, kurbana birşey vermiş. Onun bu yüzden ölmüş olabileceğini düşünüyor.
L'homme des souterrains a donné à la victime un objet ayant causé sa mort.
Laboratuvarda köstebek olduğunu biliyorsun.
Eh bien, Alexx, tu sais qu'il y a une taupe au labo.
Köstebek avcısı imajımızdan kurtulup dostane bir tavır takınmak istiyoruz.
Ils veulent nous donner une image plus sympathique.
Jimmy Petrille'i biliyor musun, John'ı satan köstebek?
Tu connais Jimmy Petrille, la balance qui a donné John?
Tamam anladım. Laboratuvardaki köstebek olsa olsa yeni kızdır değil mi?
Je sais qu'il y a une taupe au labo et que je suis nouvelle, alors ça doit être moi.
Böyle bir şey söylüyorsun, sonra köstebek değilim diyorsun. Sana nasıl inanacağım.
Tu dis quelque chose comme ça, et tu dis que tu n'es pas la taupe et je dois te croire.
Bize bilgi sağlayan bir köstebek var.
Nous avons une taupe au gouvernement, il nous fournit des informations.
Köstebek olup olmadığımı anlamaya mı çalıştın?
Pour voir si j'étais la taupe?
Langley'de bir köstebek.
Une taupe au sein de Langley.
Ajanlarından birinin köstebek olmasından şüpheleniyorlar.
Ils pensent qu'un de leur agent est une taupe.
Olivia hakkında yalan söylemiş olmam beni köstebek yapmaz.
Ce n'est pas parceque j'ai menti à propos d'Olivia que je suis la taupe.
Sence ben köstebek olsam,.. ... beni suçlu çıkaracak dosyalar bilgisayarımda tutar mıyım?
Est - ce que vous pensez vraiment que si j'étais la taupe, j'aurais des dossiers qui m'incrimineraient?
Köstebek Gina değil.
Ce n'est pas Gina.
Ben köstebek değilim.
Je ne suis pas la taupe.
Gina'nın köstebek olmadığına emin misin hâlâ?
Vous êtes toujours aussi sûr que Gina n'est pas la taupe?
Singapur'daki köstebek Diego Garcia'daki bir gemiye sızdıklarını düşünüyor.
La taupe de Singapour pense qu'ils ont infiltré un bateau en place à Diego Garcia.
- Pentagon'da bir köstebek arıyoruz.
On cherche une taupe au Pentagone, Tony.
- Bir köstebek olup olmadığından bile emin değiliz.
Ils ne sont même pas sûrs qu'il y ait une taupe.
- Köstebek olmaya mı?
Il veut dire de se suicider.
- Çok ince bir çizgi vardır. - Çoğu doğal olarak paranoyaktır. Bu köstebek avı da tuz biber ekti.
Vous voyez, la plupart de ces personnes ont une tendance naturelle à la paranoïa, et cette chasse à la taupe n'a rien arrangé.
Pentagon'da bir köstebek var ve tek ipucumuz otopside yatıyor.
Il y a une taupe au Pentagone et notre seule piste est raide morte sur une table d'autopsie.
- Köstebek Lara mıydı sizce?
Vous pensez que Lara était la taupe?
Ajan Gibbs, köstebek Yüzbaşı Napleton mı sizce?
Agent Gibbs, vous pensez que le lieutenant Napleton est la taupe?
Köstebek olabilecek bir donanma subayı var.
On a un officier de la marine mort qui pourrait être une taupe.
Köstebek olduğuna inanmak çok zor.
C'est dur de croire qu'elle pourrait être la taupe.
Köstebek Hill değildiyse neden kafasına kurşunu sıktı?
Si Hill n'était pas la taupe, pourquoi se serait-elle explosée le cerveau?
Ne, herkes mi köstebek oldu şimdi?
- Quoi, être une taupe est à la mode?
Ben köstebek değilim.
Je suis pas une balance.
Köstebek Valera'ymış.
Valera est la taupe.
Köstebek sensin!
C'est toi la taupe.
Köstebek sensin.
C'est toi la taupe.
Köstebek soruşturması yüzünden değil mi?
C'est une bavure, c'est ça? Non.
Sence içeride köstebek mi var?
Le voleur serait parmi nous?
" köstebek denilen binlerce İrlandalı göçmenin emeğiyle başladı.
" avec des Irlandais surnommés les Cochons de Sable.
- Serviste bir köstebek vardı.
Il y a une taupe à l'Agence.
Eğer köstebek arıyorsan, yanlış adamı buldun, dostum.
Si tu cherches une balance, t'as pas le bon gars, mec.