Kraft traduction Français
174 traduction parallèle
- Alden Otelleri mi? - Evet. - Kraft Otelleri'nde çalışmıyor mu?
Ne travaille-t-il pas à l'hôtel Kraft?
- Kocamın Kraft Otelleri Anonim Şirketi'nde çalıştığını yazdığını görüyorum.
Il écrit qu'il travaille à l'hôtel Kraft.
- Kraft diyorsa Kraft'tır.
Il doit avoir raison.
Kraft'ların Alden zincirini satın aldıklarını sana söylemem gerekirdi.
J'aurais dû te dire que Kraft a repris Alden.
Kraft-Ebbing'in de olabilir.
Ou de Kraft-Ebbing.
Bayan Walker yarına kadar dönebileceğini söyledi, Bay Walker'in kardeşi de bize katılacak.
Mme Walker m'a dit qu'elle serait rentrée. Et j'ai convoqué Mme Kraft, la soeur de M. Walker.
Bayan Kraft'ı tanıyorsunuz belki.
Vous connaissez Mme Kraft?
Basitleştirmek gerekirse vasiyetnameye göre mallar eşit şekilde Heather ile Bn. Walker arasında bölünecek.
Pour simplifier, disons que... le testament prévoit deux parts égales... une pour Heather Kraft, l'autre pour Mme Walker.
Kadeşi, şu Kraft denen hatun anlattı.
La belle-soeur, la mère Kraft.
Henüz ayrıntıları bilmiyoruz ama Kraft küçük kızı getirecek, anlatsın diye.
Enfin on n'a pas de détails, mais Mme Kraft... doit venir avec sa fille.
Ben Gene Kraft. Psikoloji bölümünden. Nasılsın?
Gene Kraft, service de psychologie.
- Her zamanki gibi Kraft.
- Kraft, comme d'habitude.
Kraft bunu nerede bulmuş?
- Où l'avez-vous trouvé?
Fatso, bildirileri Kraft'a bırakanın kim olduğunu öğrenebilir misin?
Glouton, pouvez-vous découvrir qui dépose des tracts chez Kraft?
E, bildirileri Kraft'a kimin bıraktığını öğrenebildin mi?
Eh bien... avez-vous découvert qui laisse les tracts chez Kraft?
Neden Kraft'ın kapısına bildiri bırakıyorsun?
Pourquoi avez-vous déposé des tracts chez Kraft?
Buro saçmalıklarını sadece onun için endişelendiğimden bırakıyorum.
J'ai déposé ces stupidités sur le Bourous simplement pour Kraft.
- Yani bunu Kraft'a olan sevginden mi yaptın?
C'est donc par affection pour Kraft?
Kraft kahrolası bir fırlama ve mankafa, fakat iyi bir satranç oyuncusu.
Kraft est un salaud et un sacré idiot, mais c'est un bon joueur d'échecs.
Kraft'ın karısının yaşadığını, Burolara sığındığını, ve orada popüler olduğunu yazabilirsin.
Comme écrire... que la femme de Kraft... a survécu... et demandé l'asile aux Bourousis et insistez là-dessus.
Artık Kraft'a bildiri bırakmayacaklar.
Ils ne distribueront plus de tracts chez Kraft.
Karısının avukatıyım, Lydia Kraft'in.
Je suis l'avocat de madame. Lydia Kraft.
Geçen hafta, müvekkilimin kocası Nathan Kraft ile yemek yedim birkaç evrak paylaşmak için.
La semaine dernière, j'ai rencontré le mari de ma cliente pour de la paperasserie.
İşte o zaman, boşandıklarında yeni Bayan Kraft olacak olan 21 yaşındaki resepsiyon memuru Joleen ile tanıştım.
C'est alors que j'ai rencontré Joleen, son assistante de 21 ans qui s'avèrera être la prochaine Mme Kraft après le divorce.
Ya Bay Kraft'in en sevdiği renk mor ise?
Et si M. Kraft aime ce vernis?
O zaman onları kutlarım ve Lydia Kraft beni tutmasaydı devam edebilecek olan bu bitmiş evliliği düşünürüm.
Ils auront ma bénédiction et je devrai accepter d'avoir ruiné un mariage qui aurait pu marcher. Si Lydia Kraft ne m'avait pas engagée.
Belki Bay Kraft ekildi.
Ça sent le lapin, non?
Oraya gidip Kraft'in sevgilisini söylemeliyiz.
On doit l'informer de notre découverte.
Kürsüye Bayan Lydia Kraft'i çağırıyorum.
J'appelle Mme Lydia Kraft à la barre.
Lydia Kraft kürsüye.
Lydia Kraft est appelée à la barre.
- Lydia Boudreau Kraft.
- Lydia Boudreau Kraft.
Joleen sadece Nathan Kraft'le çıkmıyormuş.
Joleen ne fricote pas qu'avec Nathan Kraft.
Kocanızın sizi hırpaladığını söylediniz, değil mi Bayan Kraft?
Vous accusez donc votre mari de harcèlement moral?
Unutmayın Bayan Kraft, yeminlisiniz.
Vous êtes sous serment, Mme Kraft.
Lütfen Bay Kraft'i sakinleştirin.
Huissier, maîtrisez-le.
Bay Kraft, oturun.
Asseyez-vous.
Bay Kraft'in ortağı meğersem Bayan Kraft ile beraber oynaşıyormuş çoktan.
L'associé de M. Kraft et Mme Kraft avaient leur petit secret.
- Bayan Kraft çok güçlü olmalı.
- Quel roc, cette Mme Kraft.
Nathan Kraft ortağını öldürmüş.
M. Kraft a liquidé son associé.
- Kraft.
- Kraft.
Bir kase Kraft karamel parçası istiyorum.
Je veux un bol de caramels mous.
- Neden yeni krem peynirleri denemiyorsunuz?
Si vous preniez un fromage Kraft au goût américain
Tıpkı fosilleşmiş bir orman perisi beyni gibi buruşturulabilir. Bir baykuş kovuğunda ya da tavşan deliğinde taşlara ve bitkilere bulanmış bir halde bulunabilir. Ve sekiz numaralı kese kağıdı.
Froissé en boulette ridée, comme le cerveau fossilisé d'un dryade, se confondant à la roche comme s'il était le paillasson d'un hibou ou le slip de Jeannot Lapin, un sac de papier Kraft N ° 8
... kısa cümlelerle konuşan Kraft ve sert mizaçlı Jim McDivitt.
... la nervosité de Kraft et le ton lugubre de McDivitt.
O konuşmuşa benziyor, uh, Joe Kraft ve Times.
Il semble qu'il a parlé à Joe Kraft et au Times.
Şimdi çantamdan bir zarf çıkarıyorum.
Je retire du sac une enveloppe Kraft.
Evet zarftan çıkan rakam tam olarak on bin dolar.
- Pas ce coup-ci. Le montant total de l'argent contenu dans l'enveloppe Kraft s'élève à 10000 $. Exact?
Elise Kraft, ulusal güvenlik konseyi.
- Elise Kraft, Conseil de Sécurité National.
Elise Kraft, Ulusal güvenlik konseyi.
Elise Kraft, Conseil de Sécurité National.
Dinle Kraft denen hatunu hemen görmek istemeyebilirsin.
Toi non plus, je suppose?
Oldukça sinirli.
La mère Kraft... c'est une vraie furie.