Kristine traduction Français
63 traduction parallèle
- Kristine.
Kristine.
Merhaba Kristine.
Salut, lKristine.
Kristine Walsh gülümsüyor.
Kristine Walsh sourit...
Elbette Kristine.
Bien sûr, Kristine.
Evet Kristine. Deniz suyunu ekonomik ve uygun şekilde kullanmak için seçtiğimiz fabrikaların çoğu kıyı şeridinde.
Oui, les usines choisies sont sur les côtes... pour utiliser l'eau de mer.
Memnun olduğum başka bir şey daha var Kristine.
Je me réjouis aussi d'autre chose, lKristine.
Ziyaretçilerin Başkomutanı John'un basın sekreteri şunları söyledi :
Kristine Walsh... porte-parole du commandeur suprême, John, nous parle :
Ben Kristine Walsh.
Ici Kristine Walsh.
Şu Kristine- -
Walsh, oui.
- Kristine'e güvendi.
- Elle a fait confiance à Kristine.
Peki ya Kristine Kochanski?
Et Christine Kochanski?
Kristine'i geri getirebilirdin.
Tu aurais pu ramener Christine!
! - Sh! Sessiz ol!
Quoi, l'officier Kristine Kochanski?
Rimmer, Kristine Kochanski'yi hatırlıyor musun?
Rimmer, est-ce que tu te rappelles de Christine Kochanski?
- Kristine Marie Hopkins.
Kristine Marie Hopkins.
Kristine Parker?
Kristine Parker?
- Julie Myrsten, Kristen Keifer, Jill Ailen. Bunu hiç konuşmamış mıydık?
Des pimbêches comme Julie Myrsten, Kristine Keifer et Jill Allen.
Bunlar benim en sevdiklerimden, Kristine!
C'est un de mes préférés.
Kristine Johnson'a "James Bond" filmi için teklifte bulundu ve kadının canlı olarak görüldüğü son yer orası oldu.
Il a proposé à Kristi Johnson une audition pour un James Bond. C'est la dernière fois qu'elle a été vue en vie.
Selam, Kristine.
- Salut, Kristine.
Sen benim kızkadeşimsin Kristine, seni çok seviyorum.
Tu es ma sœur, Kristine, et je t'aime.
Avrupa'daki oran yüzde 53...
C'est 53 % en Europe... - Kristine.
Kristine, ben, şey... kötü şeyler...
Kristine, j'ai, heu... fait des choses...
- Yaptığım şeyler, Kristine...
- Les choses que j'ai faites...
Neler olduğunu anlamıyorum Kristine.
Je sais pas ce qui se passe.
Kristen hala siyah erkeklere mi düşkün?
Est-ce que Kristine est toujours accro aux Black?
Hayır, gerçekten. Kristine bekleme listesinin yaklaşık 6 ay gibi bir süre olduğunu söyledi.
Kristina m'a dit qu'il a une liste d'attente de six mois.
Neden Kristine'yla onun hakkında konuştun?
- T'as parlé de lui à Kristina?
- İsterini kontrol etmeye çalış Krissa o senden aşağıda...
Essayez de contrôler votre hystérie, Kristine, ce n'est pas digne de vous.
- Krissi ölüyordu neredeyse.
- Kristine a failli perdre la vie...
Kristine tanıyor musun?
Tu connais Kristine?
Tund ve Kristine.
Tun et Kristine.
- Onun ismi de mi Kristine?
- Elle s'appelle Kristine aussi?
- Ben Kristine.
Je m'appelle Kristine.
Evet ama önce Kristine'i görmeye gideceğim.
Je vais aller voir Kristine d'abord.
Kristine'in söylediğine göre sen de öylesin.
Et j'ai compris par Kristine que vous aussi.
VERONICA HASTINGS 49 % KRISTINE PHILIPS 49 % Melissa, hala ay...
Melissa, c'est toujours..
Kristine, burada ne işin var?
Kristine, qu'est-ce que tu fais là?
Kristine Fields.
Kristine Fields.
Kristine'le artık arkadaş değiliz.
Kristine et moi ne sommes même plus amis.
Kristine'in kafa tomografisi.
Le scan crâne de Kristine.
Kristine'e ne olduğunu gördün.
T'as vu ce qui est arrivé à Kristine.
Alex, Kristine komada çünkü arabasıyla ağaca tosladı.
Kristine est dans le coma parce que sa voiture a percuté un arbre.
Hadi Kristine, kendini bırakma.
Allez. Restez avec moi.
Kristine diğer tarafa geçmek için yardımımı istiyor.
Kristine a besoin de mon aide pour traverser.
Kristine de bu yüzden burada olamaz mı?
Ça pourrait être ce qui retient Kristine ici?
Kristine Field'ın durumunu incelemek için toplantı hazırlamak ne kadar sürer?
Combien de temps ça prendrait pour obtenir une audition pour revoir le consentement et la capacité du cas de Kristine Field?
Kristine'nin büyük halası Gertie'nin izini bulmayı başardım.
J'ai réussi à trouver la grande-tante Gertie de Kristine.
Ve üç gece önce Kristine Walsh'la görüştün.
Eh bien...
Sonra uzunca konuşuruz Kristine.
Pas comme vous.
- Kristine.
- Ouais?