Kristy traduction Français
178 traduction parallèle
Sana söylemediler, değil mi, Kristy? Peri masallarının kuralları değişti.
Ils ne t'on rien dit mais les règles du jeu ont été changées.
Kristy!
Kirsty!
- Ben Coco'yum ve sen Kristy'sin.
Moi, c'est Coco, toi Kirsty.
- Kristy, bu oğlanlar burada ne yapıyor?
Ils font quoi, les garçons?
Cumartesi gecesi bir gelsin, Brett ve Kristy tarih olacaklar.
Samedi soir... Brett et Kristy ne seront plus.
Selam Kristy.
Salut, Kristy.
Şaka mı yapıyorsun?
Voyons, Kristy, tu plaisantes?
Sadece, Kristy'e rastladığım andan itibaren, sadece... o an ayaklarım yerden kesildi.
Mais... quand je suis tombé sur Kristy, je ne sais pas, j'ai... Je me suis laissé emporter.
Kristy sadece.. bir fantezi gibi bir şey.
Simplement... Je ne sais pas. Kristy, c'est comme...
Kristy'le birlikte olduğum o anda. bütün geceyi değerli kılacak o anda. yanlış insanın yanındaydım.
Le moment que j'ai passé avec Kristy... Ce moment qui faisait que la soirée en valait la peine... J'étais avec la mauvaise personne.
Kristy Livingstone mesala.
Kristy Livingstone.
- Hey Kristy.
- Kristy.
- Hey Kristy... bana kasabada yeni olduğunu söylememiş miydin?
Salut Kristy!
Kristy Livingstone lezbiyen belki de başka bir kapı çalarak şansını denemelisin.
Kristy est un homo sapiens. Aboie sous un autre arbre.
Her zaman senin gibi bazı zavallı acınacak... aşıklar için yani senin gibi iyi bir kalbim vardır, yani eğer Kristy'den hoşlanıyorsan...
J'ai toujours un faible... pour les largués en amour comme toi.
Bir giriş ayarlarım. - Gerçekten mi?
Puisque tu aimes bien Kristy, je vais préparer le terrain.
- Bir zamanlar bir kız vardı adı Kristy, onu çıplak düşünmek yapardı beni gizemli, kasabada bir gecede, başlarız yakınlaşmaya ikimizde, gecenin sonunda öpmüş olacak beni.
Il était une fois Kristy L'imaginer nue me laisse étourdi Un soir, on ira se balader
- Kristy... hey!
Kristy? Salut.
- Kristy... yapar beni gizemli... gecenin sonunda öpmüş olacak beni.
M'étourdit A la fin de la soirée, elle m'aura embrassé
Kristy Livingstone'ın yakışıklı futbol oyuncusu sevgilisini... senin için terk edeceğini düşündüysen... bir lise ikinci sınıf kalp rahatsızlığı olan öğrenci için? - Çok büyük bir yanılgı içerisindesin.
Mais si tu as pensé... que Kristy allait plaquer... son magnifique copain footballeur pour toi... et ta bande au coeur, tu délires grave.
- Biliyor musun, Kristy Livingstone, o biraz uçuktu.
Kristy était une sorte de métaphore.
Kristy McNichol, televizyona geri dön, özledik seni.
Christi Mac Nichol, refaites de la télé. Vous nous manquez.
Kulağa sanki Kristy McNichol bir şey içiyormuş gibi geldiğinden söylemedim.
Je voulais pas te le dire, ça fait trop bébé.
Bazı haberlere göre, Kevin NORAD'a girerek Kristy McNichol'ü bezdirmek üzereydi... Çünkü arkadaşlarının telefonlarını ödemeli telefonlara yönlendirecekti.
Dans plusieurs articles, on disait que Kevin s'était introduit à NORAD... aurait aussi harcelé l'actrice Kristy McNichol... et transformé les téléphones personnels de ses amis en téléphones payants.
Kristy McNichol'ün usandırığından farkında değildi... ve ödemeli telefonlara çevrim yapıldığından yana hiçbir kanıt bulunamadı.
Kelly McNichol ignorait complètement qu'elle se faisait harcelée... et puis aucune preuve n'a fait surface quant à des conversations téléphoniques payantes.
Kristy McNichol ya da Amerikan hayat tarzı.
Kristy McNichol, ou le style de vie américain.
Kristy McNichol olayını hatılıyorum da.
Je me souviens de l'histoire de Kristy McNichol. Ça n'a pas tenu. NORAD n'a pas tenu.
Aynı NORAD gibi, Kristy McNichol gibi... Kevin'i kötü göstermek için kullandıkları herşey gibi.
Tout comme NORAD, tout comme Kristy McNichol... et comme tout ce qui faisait qu'ils voulaient attraper Kevin à tout prix.
Yani herkes dün gece Kristy'le olduğumu biliyor mu?
On sait que j'étais chez elle hier.
Adı Kristy Hopkins'ti.
Elle s'appelait Kristy Hopkins.
Kristy Hopkins'in evinin her yerinde parmak izleri var.
Ses empreintes étaient dans toute la maison.
Herhâlde Kristy Hopkins'le dün gece cinsel ilişkiye girdiğimizi ispatlamaya çalışıyorsun.
- Vous voulez prouver que Kristy Hopkins et moi avons eu un rapport sexuel.
Dün gece Orpheus'un önünde Kristy Hopkins'le kavga etti. Gece yarısı civarıydı.
Ils se sont disputés devant l'Orpheus, hier, vers minuit.
Kristy Hopkins'le ilişkini nasıl açıklarsın?
Quels étaient vos rapports avec Kristy Hopkins?
- Kristy'yle tartışmıştık.
Kristy et moi, on s'est disputés.
Kristy'yle ben ona Orpheus'ta rastlamıştık.
On l'avait rencontré plus tôt, à l'Orpheus,
Bu durumda boşalma saati 02 : 00 demektir. Ama Kristy'nin ölüm saati 06 : 00.
L'éjaculation remonte à 2 h du matin, Kristy est morte à 6 h.
Boşalmayla Kristy'nin cinayeti arasındaki süreyi gösterir ama Nick'in cinayet saatinde orada olmadığını göstermez.
Ce qui suggère un temps important entre le rapport et la mort, mais ne prouve pas que Nick était absent à ce moment-là.
Kristy Hopkins bu kuşakla boğulmuş.
Kristy Hopkins a été étranglée avec ce cordon.
- Kristy Hopkins.
- Kristy Hopkins.
Kristy doğru söylüyormuş.
Kristy disait la vérité.
Kristy senden hoşlanıyorum.
Je t'aime beaucoup.
- Senden hoşlanıyorum, Kristy.
Je t'aime beaucoup, Kirsty.
- Colin ve Kristy nişanlı.
Colin et Kirsty fiancés.
Sadece bilmen gerektiğini düşündüm. İyi geceler Kristy.
Passe une bonne soirée, Kristy.
Bence inanılmazsın birisin, Kristy.
Je te trouve étonnante, Kristy.
Kristy Livingstone'u nasıl tanıyorsun?
Tu viens d'arriver et tu connais Kristy?
- Kristy!
- Kristy!
Hadi Kristy gidelim
Allez, Kristy, on y va!
- Hiçbir yere gitmiyorsun!
Kristy, t'iras nulle part!
Onun Kristy'yi öldürdüğünü, her şeyi gördüm.
Je sais qui a tué Kristy. J'ai tout vu.