Kt traduction Français
89,205 traduction parallèle
- Bir şey çıktı mı Bar?
Salut, Bar. Quelque chose?
Birkaç yıl önce benim dünyamda ortaya çıktı. Bir sürü kişinin ölümüyle sonuçlanan bir dizi soygun yaptı.
Il est arrivé sur ma Terre il y a quelques années, fait une série de braquages qui s'est terminée par plusieurs morts.
Birkaç hafta önce tekrar ortaya çıktı, birkaç teknoloji şirketini yağmaladı.
Il s'est à nouveau montré il y a deux semaines, a volé quelques sociétés technologiques, puis est venu ici.
- Katil olduğunu biliyorum ama bugüne kadar kaç mahkumu hapse tıktık?
Je sais que c'est un meurtrier. Mais combien de meurtriers a-t-on mis en prison?
Ama çıktı. Ve Savitar'ın kim olduğunu biliyorsa bize söyleyecek.
Mais il l'a fait, et s'il sait qui est Savitar, il va nous le dire.
O zamandan beri onu arıyordum ve nihayet tekrar ortaya çıktı.
Je l'ai recherché depuis cela, et il s'est finalement remontré.
Sana bakıyordum, birden çıktı. Seni rahatsız etmek falan istememiştim...
Je te regardais, et ça m'est venu comme ça, je ne voulais pas...
- Evet. Bunun ilişkimizde bir seviye yukarı çıktığımız anlamına geldiğini biliyordum.
Cela signifait qu'on avait franchi un cap dans notre relation.
Sadece bir sapkınlıktım.
J'étais une aberration.
Önce hangisi ortaya çıktı? Savitar mı, zaman kalıntısı mı?
Qui fut le premier, Savitar ou le vestige mémoriel?
O gecenin ilerleyen saatlerinde, bir sese uyandım. Yatağımdan çıktım ve sesin alt kattan geldiğini fark ettim.
La nuit, un bruit m'a réveillé, je suis sortie de mon lit, et j'ai réalisé que le bruit venait des escaliers.
Bana Cade'in orta yaş krizi için motosikletle yataktan çıktığını söyleyemezsin.
Vous ne pouvez pas me dire Cade sort du lit Pour une crise de mi-vie sur une moto.
Buradan çıktıktan sonra sana yapacaklarım.
Ce que je vais vous faire quand je sortirai d'eux.
Mystic Falls'ta bir aileye mensup olduğu ortaya çıktı.
Il s'avère que il était parenté à une famille de Mystic Falls. J'ai une question pour toi.
Sadece aramızda kötüler olarak... hiç kimse senden karlı çıktı mı?
Juste entre nous, les méchants... est-ce que quelqu'un a déjà... mérité une bonne fin?
Bu işin hikayesi, yalanı, bir kaç gün önce hatırladığımda senin de orada olduğun ortaya çıktı.
C'est l'histoire, le mensonge, qui a commencé à se défaire pendant ces derniers jours quand je me suis rappelé... que tu étais là.
Cade dışarı çıktı diyorum.
Je dis juste, Cade en est sorti.
Tahmin et kim zararlı çıktı.
Devinez qui a pris le blâme.
Öldüğüm anda gerçek benliğim ortaya çıktı.
Mon véritable moi s'est réveillé au moment de ma mort.
Sihrin ve sifonlamanın yeni çıktığını söylemiştin.
Tu m'as dit que la magie et le siphonnage étaient nouveaux.
Anılarında yolculuğa mı çıktın?
Allons faire un tour jusque Memory Lane?
Sevgili Günlük o geceden canlı çıktık.
Chez Journal... nous avons survécu à cette nuit.
Bir düzinenin üstünde olası hedefe ait dosya çıktı.
Ils ont trouvé des fichiers avec une douzaine de cibles possibles.
Kız bir anda ortaya çıktığını ve sonra onun peşinden geldiğini söyledi.
Elle a dit qu'il était sorti de nulle part, et qu'elle est la prochaine.
Sadece Lucifer'a sadıktır.
Elle n'obéit qu'à Lucifer.
Acıktın mı?
T'as la dalle? J'ai la dalle.
Yataktan çıktın, giyindin saçını ve makyajını yaptın buraya geldin ve benimle konuştun.
Vous vous êtes levée, habillée, coiffée, maquillée. Vous êtes venue ici et m'avez parlé.
Birçok kişiyi getirip götürdüm iyi iş çıktıydı o gün.
J'ai fait quelques allers-retours. C'était un bon plan.
- Ne zaman dışarı çıktın?
À quelle heure êtes-vous sortie?
Dışarı çıktığında ne oldu?
Et que s'est-il passé dehors?
Gece 11 ile 1 arasında olduğunu düşünüyoruz. Ancak Trish'in dışarı kaçta çıktığına ya da ne kadar süre baygın kaldığına dair fikri yok.
Entre 23 h et 1 h du matin... mais Trish ne sait plus à quelle heure elle est sortie et combien de temps elle est restée inconsciente.
- Bu adam yalancının tillahı çıktı.
Ce type nous ment beaucoup.
- Evden ne zaman çıktınız?
Départ à quelle heure d'ici?
Fazla kalabalıktı.
Trop de monde autour.
Evet bugün sahilde yanına gelecektim ama ortam fazla kalabalıktı.
J'ai tenté de te parler, au foot, mais y avait trop de monde autour.
Başına gelenlere yardım edemem Trish ama hesap vermen gerekecek şeyler çıktı.
Je ne peux rien pour ce qui t'est arrivé, mais ça a fait jaillir un truc pour lequel tu devras répondre.
- Yürüyüşe çıktım.
Je suis... sorti me balader.
Bundan bıktım artık.
Et j'en ai plus qu'assez.
Jim'in müşteri kayıtlarından bir şey çıktı mı?
Et dans le fichier client de Jim?
Axehampton arazisinde bulunan çorap Trish'in DNA'sıyla uyumlu çıktı. - O halde ağzı onunla tıkanmış.
Mince, la chaussette trouvée à Axehampton portait bien l'ADN de Trish.
- Çoraptan şüpheli erkeklerimizden birinin daha DNA'sı çıktı.
- Plus que ça. Il y a des traces de l'ADN d'un de nos suspects.
- Hayır kanepede yatmasına izin veremem. - Hastaneden yeni çıktın.
Pas question qu'elle dorme sur le canapé.
Karşı çıktım ama dinlemedi.
Je l'en ai déconseillé, mais il m'a ignoré.
Hayır, dinlenmesini söyledim, bize de ne döndüğünü çözme fırsatı çıktı.
Non, je lui ai demandé de se reposer, le temps de comprendre ce qui se passe.
Sonra çıktı ve...
Il est sorti...
Korkunç bir hastalıktır. - Öyle.
C'est une terrible maladie.
Karanlıktı ve ben...
Il faisait noir et je...
Bundan bıktım artık.
J'en ai fini avec ça.
Dr. Hess... Bu avcılar kontrolden çıktılar.
Ces chasseurs sont incontrôlables.
Ben acıktım.
Shérif?
Bir sorun çıktı.
C'était un bug.