English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kurbağa

Kurbağa traduction Français

1,933 traduction parallèle
Bir gece, pis kurbağa popüler son sınıf kız arkadaşını terk edince prensesiyle tanışmış. "
Un soir, après que M. Grenouille eût jeté sa ravissante petite amie, la plus populaire d'entre toutes, il rencontra sa princesse. "
Elbette iyiydi, seni kurbağa.
Bien sûr qu'elle s'est bien passée, imbécile!
Hoop! Ve kurbağa atlama yarışmasını iki metre otuz santimlik atlayışla Hoppy kazandı.
Vainqueur du saut de grenouilles, Hoppy, avec un saut de 2 mètres et 38 centimètres.
Hatırlıyor musun o küçükken bir kurbağa bulmuştu ve onu tutmasına izin vermemiştik, ve o gerçekten inatçı şirin surat ifadesi takınmıştı?
Tu te souviens quand, petite, elle a trouvé une grenouille et qu'on a voulu la prendre? Tu revois son regard têtu et absolument irrésistible?
Şimdi. Kurbağa neden öyle tepki verdi, çocuklar?
Et maintenant, la réaction de la grenouille...
Biyoloji dersinde kurbağa inceler gibi incelediler beni.
Ils m'ont examiné comme si j'étais une souris en laboratoire.
Kurbağa stili bu, kim öğretti?
Le Style du Crapaud de l'École Kwan Lun?
- Kurbağa.
- Grenouille.N
- Kurbağa. - Otlubağa, kurbağa, ıstakoz. Hepsi bir.
homard : idem.
Dev bir kurbağa gibi görünüyor.
On aurait dit un crapaud géant.
Kurbağa mı?
Une grenouille?
Çılgın kurbağa.
Mon Durdou fou.
Demek istediğim, yağmur ormanlarında... ve etrafında ağaçlara tapan insanlar var... ve ağaç kabuğu, kurbağa gibi şeyler yiyiyorlar.
Elle est en pleine forêt tropicale avec des gens qui vénèrent les arbres et mangent des écorces, des grenouilles.
- Hayır, o kurbağa. Kuş diğeri.
Non, des grenouilles.
Bir kurbağa adam, bir fare kız ve dev bir peygamber devesi bardaydılar.
On n'a donc utilisé que les bâtons avec la matière réfléchissante.
Gözleri kurbağa gibi! Gözlerim hep öyleydi!
Il a des yeux de grenouille!
Kurbağa adam... kulağında küpe var mıydı?
Avec une boucle d'oreille? Oui.
Kurbağa! - Kurbağa mı?
- Crapaud?
Seni aşağılık kurbağa!
Maudit crapaud!
Adamın sesi kurbağa gibi. Bu program işe yarayacak mı?
- Ça va marcher quand même?
Sırf bir kurbağa gördüğünü arkadaşına anlatmak için kilometrelerce yol gidiyorsun.
Et qu'on était tout fier d'avoir vu une grenouille.
Hala bir kurbağa içine dönüşebilir bir ağız, var.
J'ai toujours ma bouche, je peux te transformer en crapaud.
Merhaba Bay Kurbağa.
Salut, M. Frog.
Ama ormanda bulduğum, şu kurbağa kılıklı adam... çadırdan sağ çıktı. Doktor tarafından iyileştiği tasdik edilerek gitti.
Mais le gars qui ressemble à une grenouille est parti, celui que j'avais trouvé dans les bois, il a quitté la tente, déclaré guéri par le docteur.
Birimiz kurbağa olsak çok ciddi sonuçları olabilirdi.
Si l'un de nous avait été une grenouille y aurait eu des conséquences plutôt impressionnantes
En büyük suçları, kurbağa gibi sıkıcı oyuncaklar üretmeleridir.
Au pire, de quoi on peut les accuser? De faire une grenouille plutôt moche.
Kurbağa yeşili veya ateş kırmızısı renklerinde alabilirsiniz.
Disponibles en vert grenouille ou rouge pompier. Sans plaisanter.
Hayır, tamam. X-Men giysisi içine ölü kurbağa?
Une grenouille morte dans son carnet des X-Men.
Bir kurbağa bulmalıyız.
On va chercher une grenouille.
Neden cebinde bir kurbağa var?
Pourquoi cette grenouille?
Birkaç kurbağa öpmek lazım.
Il faut embrasser quelques crapauds.
Kurbağa'yı tanıyor muyuz?
Qui est cette grenouille?
Kim bu Kurbağa?
Qui c'est?
Neptune Lisesinde herkesin şifresini bilen yalnızca bir kurbağa var ve ben de onu aşıkların gizli mekanına kadar takip ettim :
Une seule personne connaît les mots de passe de tout le lycée, je l'ai suivie au rendez-vous des amoureux :
Buraya gel! Sana göstereceğim, kurbağa yürüyüşü.
Flexion des genoux, et on saute!
O ve iğrenç arkadaşı, kurbağa şişiriyorlardı, patlayana kadar. Bunu biliyor musun?
Lui et son stupide ami gonflaient des crapauds jusqu'à ce qu'ils explosent.
Karlstadt cadısını, Glutenhof'un kurbağa çocuğunu ve korkunç zencefilli kurabiye evdeki Schwarzwald yamyam şefini yenen adamlar biziz.
Vainqueurs des sorciers de Karlstadt, Glutenhof et de la chef cannibale de la Forêt Noire.
Merhaba büyükanne kurbağa.
Bonjour, grand-mère Crapaud.
Ben bu işte yeniyim canım. Eğer yanlış yapıyorsam ya da istediğin belirli bir yol varsa, büyükanne kurbağa... Kibar olmaya çalışacağım.
Si je me débrouille mal ou si tu as un baiser préféré, grand-mère Crapaud, j'essaierai d'être le plus doux possible.
- Bu taraftan. Büyükanne kurbağa söyledi.
- Grand-mère Crapaud me l'a dit.
Bir bankta iki kurbağa.
Deux grenouilles sur un banc.
İçmemen çok yazık. İçseydin düğün geceni kurbağa olarak geçirebilirdin.
Si seulement vous aviez bu, vous auriez passé la nuit de noces en crapaud-buffle!
Beni dinle seni kıçı kırık kurbağa bozması eğer paramın üstüne oturursan, yaklaştığımı bile fark etme...
Sale crapaud baveux, refusez de me payer, et vous...
Kayalım biraz. Şöyle kurbağa gibi yerleşelim.
Excitées par les ardeurs patriotiques, prêtes à se faire prendre comme des bêtes.
Çok hızlısın kurbağa adam.
Rapide, l'homme-grenouille.
Hapishane kurallarıyla oynamak ister misin kurbağa adam?
Tu veux suivre les règles de la prison, l'homme-grenouille?
Dadı, ki bana kalırsa cadı bizi hasta etti ve tıpkı bir kurbağa gibi besledi.
La nounou, qui a mon avis est une sorcière, nous a rendu malade et nous a donné à manger des crapauds bouillis.
Buna göre dükkandan kurbağa aşırmış.
D'après ce dossier, il a volé une grenouille.
Eğer burada ölürsen, bir kurbağa veya yılan olarak yeniden doğarsın.
Mourir ici, c'est renaître en crapaud ou en serpent.
- Bir kurbağa.
Une grenouille.
- Dikkat et, kurbağa!
- Fais attention, la grenouille!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]