Kuzen traduction Français
1,888 traduction parallèle
İki kuzen bizimle olacak.
On aura deux cousins à la maison.
Kuzen, bana yetenekli bir adam sözü vermiştin ve gördüğün gibi o artık benim.
Cousin, vous m'aviez promis un homme de talent et comme vous pouvez le voir... j'en ai un.
Kuzen olduklarını söylüyorlardı ama...
Elles disaient qu'elles étaient cousines...
- Bunu yüzüme söylesene, kuzen.
- Dis-le-moi en face.
Kuzen Fermina?
- Cousine Fermina.
Kuzen.
Cousine.
Kuzen çiftliğe döndüğü için bitirmesine biz yardım ediyoruz.
Ils sont à la ferme, alors c'est à notre tour.
Luke, geçen seferi unutma. Merak etme, kuzen. Sorun yok, Bo.
Au cas où vous ne l'auriez pas remarqué, Bo ne connaît qu'une vitesse.
- Üzgünüm kuzen.
Ne meurs pas.
Pekala kuzen. Şuna bakın. Burada sorun var.
Je dois retourner travailler, mais on devrait se revoir, si vous savez quoi faire dans Ie coin.
Ayağımda kovboy çizmem var, kuzen. Stilini severim.
Toi, tu fonceras comme un commando qui court à sa perte
Kuzen, ben daima bu kadar ileri gitmeye hazırım.
Rosco, j'ai une invasion de Duke chez moi!
Onun bunun çocuğu. Düşünce tarzını seviyorum kuzen.
Dans moins de 24 heures, Ia ferme des Duke sera à nous, tout comme leur distillerie.
Bilmiyorum, kuzen.
Je ne sais pas, cousine.
Katil olmayan kuzen için yumuşama önersek. - Belki kabul ederler.
Si on se montre indulgents pour le cousin innocent, ça peut marcher.
Bizim küçük kuzen fesih taraftarı.
Notre petite cousine est une partisane de l'abolition.
Buna güvenmelisin kuzen.
Tu ne devrais pas trop y compter, cousin.
Bu kostüm, Dancourt'un eseri olan "3 Kuzen" oyununda giydiğinin aynısı.
Regardez, c'est le costume que portait Charlotte Desmares dans la pièce "Les 3 cousines" de Dancourt.
Arkasında kuzen Haley'in numarası var.
Le numéro de cousine Haley est à l'arrière.
Kuzen Larry'ye birkaç göğüs göstermiş olabilir.
Il a dû montrer à Larry des bouts de sein.
Kuzen Seth'i götüren yeşildi.
Celui qui a emporté mon cousin Seth était vert.
- Yoksa kuzen mi?
Cousins?
Üç deyince söyle : Kaçıncı göbekten kuzen olmamız kabul edilebilir?
A trois, dis à quel point on doit être cousins éloignés pour que ça marche.
Kuzen Eddie. Peder O'Brien. Okuldaki çocuklar.
Maman, cousin Eddie, père O'Brian, les enfants à l'école.
Hey, kuzen.
Hé, cousine.
Bekle, seni kuzen Margaret mı yoksa Rahibe Margaret diye mi tanıştırmalıyım?
Attends, je dois te présenter comme "Cousine" ou "Sœur" Margaret?
Gelecek aya kadar resmen rahibeliğim onaylanmayacak. Ve ben onaylanana kadar büyük adamı kızdırmak istemem, bu yüzden şimdilik kuzen ile yetinelim.
Je ne suis pas officiellement confirmée en tant que nonne avant le mois prochain et je ne veux pas fâcher le Grand Type, alors restons-en à "Cousine" pour le moment.
Yani bir "kuzen" di, çete dostundu. Bak B. Ben "Kan" da değilim, "Sakatlayan" da değilim.
Je l'ai pas tué, j'ai rien à voir là-dedans.
Kuzen Kevin'in annesi işte..
La mère de ton cousin Kevin!
- Dikkat et kuzen.
- Yo, calmos, frangine.
- Poz kesmeyi bırak kuzen.
- Arrête de te la jouer, frangine.
Nasıl hissediyorsun kendini, kuzen?
Comment tu te sens, cousin?
Aa, kuzen de sıraya girdi.
Mon cousin s'est fait mettre au tapis.
Hey, kuzen.
Cousin.
Ama, evlat, Amerikan Kuzen'e katlanmaktan bile daha zor olacak.
Mais ça va être encore plus dur que les critiques pour "Notre Cousin Américain."
Kuzen.
Cousin.
N'aber kuzen?
- Cousin, comment ça va?
- Kuzen, şimdiden bütün kutuyu aldım.
J'en ai pris, cousin.
- Bana çalışırken kuzen deme!
M'appelle pas cousin en service.
Gizli geçit diye birşey vardır, kuzen.
Les caches secrètes, tu connais pas, cousin?
Kuzen!
Cousin!
- Hey, kuzen dediklerimi duydun mu?
Hey, cousin!
Onlar çok yakındı, iki kuzen.
Ils étaient proches, les deux cousins.
- Kaybın için üzgünüm kuzen.
- Mes condoléances, pour ton cousin.
Kuzen Madge.
Cousine Madge.
- Hey, Tomas. - Gerçekten sensin, kuzen?
- C'est vraiment toi, cousin?
- Merhaba kuzen. - Merhaba tatlım.
- Salut, cousin.
- Bu aptal sınıfı, kuzen.
- C'est le cours des nazes.
İyi sürüş, kuzen.
Pas comme outrage à agent dans l'exercice de ses fonctions,
Meraklanma kuzen, onları adliyeye götüreceğim.
- Merde!
Kuzen Madge!
Cousine Madge.