Kylie traduction Français
428 traduction parallèle
Çünkü seyirciler Andrew Lloyd Webber'ın, Kylie Minogue'un ses oktavına uydurmak için yeniden düzenlemesini yaptığı "Evita" ya gitmek yerine burada yaygara koparıyorlar.
parce que le public préfère acheter des billets de la nouvelle pièce, "Evita", de Lloyd Webbers adaptée à la voix de Kylie Minogue.
- Çok sağol Kylie.
Merci, Kylie.
- Bırak, Kylie.
- Baisse le doigt.
Kylie bizimle evlenen her erkek ölecek sanıyor.
D'après Kylie, celui qui nous épouse, il crève.
Kylie neden birlikte seraya gitmiyoruz?
Kylie... viens avec moi dans la serre.
Kylie, otobüsün gelmeden bahçedeki naneyi getir.
Va chercher de la menthe dans le jardin, en attendant ton bus.
Kylie, beni dinle.
Kylie, écoute-moi.
Keely -... Kylie,.
Kali, Kili.
Merhaba, Kylie.
Salut, Kylie.
Kylie Rogers'ın partisine polisleri sen mi çağırmıştın?
C'est pas toi qui a appelé les flic a la fete de Kyle Rogers?
Ayrıca birileri Hayley'la Kylie'ye boyunun ölçüsünü vermeli.
De plus quelqu'un doit apprendre à Hayley et Kylie à ne pas être si prétentieuses juste parce qu'elles pensent être tellement géniales.
Bill ve Stacy hariç ancak onlar Kylie'nın işyerinden arkadaşı. Yani onlara soramam.
Sauf le projet de loi et Stacy, mais il est ami de Kyle du travail, donc je ne peux pas lui demander.
Bernie Kylie ofise gelin lütfen,
Bernie Kylie, au bureau.
Eğer bir şov kraliçesi elbise giyerse, Kylie Minogue oluverir.
Une drag queen met une robe et ressemble à Kylie.
Özür dilerim Kylie.
Je suis désolé, Kyle.
- Özür dilerim Kylie. Unutmuş olmalıyım.
Désolé, Kyle, j'ai dû oublier.
İnek Kiley Wood tacımı takarsa diye seyretmek istiyorum.
Si cette vache de Kylie Wood repart avec ma couronne, je dois le voir.
Kylie ile hâlâ birlikte olmamıştık ama dört haftalık ambargonun bittiğini hissediyordum.
Avec Kylie, c'était ceinture, mais l'embargo touchait à sa fin.
Bak, Kylie, sadece karın kaslarımla gurur duyuyorum ya da... kasımla.
Ecoute, je suis fier de mes abdos. Heu, de mon abdo.
Kylie'la ilgili tüm detayları istiyorum.
- Raconte, avec Kylie.
Ne söylemeye çalışıyorsun? Küçük bir kuş, Kylie ile henüz yatmadığınızı söyledi diyelim.
Mon petit doigt m'a dit qu'avec Kylie, c'était ceinture.
Kylie henüz seninle yatmadı, söylemeye çalıştığı şey sana özel olmak istemediği.
Kylie veut peut-être sa liberté. Elle sort avec d'autres mecs?
Yapman gereken şey şu. Molly ile çık, o buradayken eğlenin, ama o gidince Kylie'ye git ve özel bir ilişki istediğini söyle.
Tu n'as qu'à sortir avec Molly pendant qu'elle est là, mais dès qu'elle sera partie, tu mettras la pression à Kylie.
Merhaba, Kylie, günün nasıl geçiyor diye sormak için aramıştım.
Kylie, je venais prendre de tes nouvelles.
Bir şey yok, Kylie. "Çıplak Bedenden Akan Ter Damlaları" diye bir grup.
C'est rien. Juste le nom d'un nouveau groupe.
Kylie, aslında bu akşam olmaz.
En fait, Kylie, je ne peux pas, ce soir.
Kylie, özür dilerim. Uğramamın sakıncası yoktur umarım...
Pardon de débarquer comme ça.
İşte o zaman Kylie'yi gördüm.
C'est là que j'ai vu Kylie.
Mesela Kylie'yi paylaştığınız daireye bırakırken?
Par exemple quand vous ramenez Kylie à l'appartement que vous partagez?
Haksız mıyım Kylie? Heh.
J'ai pas raison Kylie?
Kylie ile işler nasıl gidiyor?
Comment ça se passe avec Kylie?
Hey, Kylie, güve fıkrasını senin için yazdım.
Hé Kylie, je t'ai écrit la blague du papillon de nuit.
... Muhtemelen kapıp kapmadığını görmek için Kylie'ye de test yapmamız gerekiyor.
On devrait faire passer les examens à Kylie pour voir si elle est infectée.
Ooh, bir de şu güzel piliç, Tamyra, Kylie'yle beraber çalışan barmen var.
Oh, ou cette chouette nana, Tamyra, qui est serveuse avec Kylie? Ouais.
J.D. ve Kylie'nin beraber olup olmadıklarını düşündüm. Glornak Yedi gezegeninde Hipokrat Yemini yok.
"où un autre J.D. et une autre Kylie pourraient être ensemble parce qu'il n'y a pas de serment d'Hippocrate sur Glornak 7"
Kylie!
Kylie!
Hey, Kylie, demek buradasın.
Hé, Kylie, te voilà.
Dinle Kylie...
" Ecoute, Kylie...
Kylie sa-sana söylemek isterdim ama, biliyorsun kurallara aykırı.
Kylie, je voulais tellement te le dire, mais, tu sais, c'est contre les règles.
Kylie ile her şey harika gidiyordu, ama duygusal olarak bağlanmadan önce, benim için önemli bazı önemli soruların cevaplarını öğrenmem gerekiyordu.
Ca se passait super bien avec Kylie, mais avant de pouvoir m'investir émotionnellement, il me fallait des réponses à des questions très importantes pour moi.
Sanırım Kylie ile olan ilişkimizi kıskanmaya başlamıştı.
Je crois que c'était parce qu'elle se sentait en compétition avec Kylie et moi.
Kylie gündüzleri derse giriyor, geceleri ise barda çalışıyor, benim de vardiyalarım 16 saat sürüyor, bu yüzden günde en az bir defa öpüşmeye çalışıyoruz.
Kylie est en cours toute la journée, et elle travaille le soir, et je fais des gardes de 16 heures, alors on essaie de s'embrasser au moins une fois par jour.
Eğer J.D. ve Kylie günde bir defa öpüşmeyi başarabiliyorlarsa, biz günde iki defa yapabilmeliyiz.
Bébé, si JD et Kylie trouvent le temps de faire ce rendez-vous de baiser une fois par jour, on doit pouvoir le faire deux fois par jour.
Kylie ile ilk randevumda giyeceğim kıyafete karar vermeden önce, uzmanlara danıştım.
Avant de décider de ma tenue pour mon premier rendez-vous avec Kylie, je devais la faire approuver par des experts.
Danni, kalıp konuşmak isterdim ama, Kylie'ye yoğun bakım ünitesini gezdiriyorum.
Danni, j'adorerais rester, mais je dois faire visiter l'USI à Kylie.
Kylie, kızgın kalabalık.
Kylie, foule en colère.
Kızgın kalabalık, Kylie.
Foule en colère, Kylie.
- Eğleniyormuş gibi gözüküyor. - Dışarıdan öyle gözüküyor.
Alors, on dirait que Kylie s'amuse.
Kylie ile işler nasıI gidiyor?
Alors, comment ça se passe avec Kylie?
Bir hastanın, Kylie.
Un patient.
Kylie haklısın, bu kader, çünkü bu gece başka bir kızla çıkmıştım.
Exact, c'est le destin.