Kölelik traduction Français
505 traduction parallèle
Sizi biriktirmek için nasıl da kölelik yaptım.
Ce que j'ai sué pour les économiser!
Kölelik sona ermişti, sanırım.
Plus maintenant, je crois.
Kölelik kalktı, haberin yok mu?
T'as pas entendu parler de la grande libération?
Sorun şu ki kölelik karşıtları uyuyan köpek gibi görünmüyorlar. Pirelerini her yere döküyorlar.
Les abolitionnistes ne sont pas des chiens.
Bir kölelik karşıtından bahsediyordum Bayan Julie.
Un abolitionniste.
Onların onayı olsun ya da olmasın, kölelik devam edecek.
Nous garderons nos esclaves, qu'ils approuvent ou non!
Askerler, kölelik için savaşmayın, özgürlük için savaşın!
Seuls haïssent les dénaturés! Ne luttez pas pour l'esclavage, combattez pour la liberté!
Ama öyle bile olsa, kölelik günleri - Demek istediğim o esirlik günleri -
je veux dire l'esclavage...
Çocuklarına öğretmenlik yaparak kölelik etmesi yetmez mi?
Elle s'use à apprendre à lire et à écrire à tes sales gamins.
- İş mi? Kölelik bu.
De l'esclavage!
Bu büyük kabilede, kadın cinsinden olanlar... kuralları koyar ve yönetirler... yıllarca kölelik eden ve böylece gücünü kaybetmiş erkeklerin... haklarını sistematik olarak... reddederler.
Les femmes y dirigent tout... refusant systématiquement tout droit aux hommes... trop affaiblis par la sujétion pour se révolter!
Gerçek olabilir, ama eğer herkes... çalışmanın sadece bir görev değil de bir mahkûmiyet, kölelik olduğunu anlarsa...
C'est peut-être vrai, mais si tous comprenaient... que le travail n'est pas qu'un devoir mais une condamnation.
Nerede olursa olsun kölelik köpekliktir.
Être esclave c'est être un chien, partout.
Yozlaşma, entrika, kölelik.
Corruption, intrigues, esclavage...
Siz ve aileleriniz için ölüm ve kölelik boy gösterecek.
Ce sera la mort et l'esclavage pour chacun de nous.
Bir yillik donma, açlik, kölelik.
Un an de froid, de faim, et de dur labeur.
Kölelik çok kötü bir şey.
Esclavage, très mauvais.
İsrailoğulları da Mısırlılar tarafından insafsızca hizmete zorlandı ve hayatları kölelik yüzünden acıyla doldu ve yakarışları Tanrıya ulaştı ve Tanrı onları duydu.
Ainsi les Égyptiens forcèrent les enfants d'Israël à servir avec rigueur, et leur vie réduite à l'esclavage les remplissait d'amertume et leurs pleurs montèrent jusqu'à Dieu et Dieu les entendit.
Kölelik, ölümden daha mı iyi?
La vie en esclavage, vaut-elle mieux que la mort?
Senin gibi pis domuzlara neden kölelik edeyim?
- Travailler pour un fainéant...
Kölelik yüzüğün.
Ton anneau d'esclave...
Morlock'ların yeraltı dünyası yok olmuştu Eloi'lerin de kölelik yaşamı sona ermişti.
Le monde souterrain des Morlocks n'était plus. De même que l'existence végétative des Eloi.
Tuz madenlerinde kölelik yapar, karda yalın ayak o ağır torbaları taşır. Kazakların sıcak nefesinden başka onu hiçbir şey ısıtamaz.
Si, par dessus le marché, ils découvrent qu'il est marié... à un parasite, fille d'un capitaliste américain... il en aura pour 20 ans... d'esclavage dans les mines de sel, à traîner ces sacs... pieds nus dans la neige, sans rien pour le réchauffer... à part la respiration des Cosaques.
Babasının yanında kölelik yapmaktan başka sabırsızlıkla bekleyeceği bir şey yok.
Elle n'est pas heureuse à vivre avec vous.
Halkıma göre kölelik, bilinmeze gitmekten iyidir.
Mon peuple préfère l'esclavage à l'inconnu.
Sadece babam ve ben Brewster için kölelik ettik.
A part mon père et moi qui trimions pour Brewster.
Korsanlık, kölelik, isyan tecavüz, cinayet, hatta İncil'de bile bahsedilmeyen şeylerden dolayı.
viol et meurtre, sans compter certains crimes que la Bible ne mentionne pas. Vous disiez?
Mehdi beni Nil'den aşağı yolladığında, hükümet acı içinde bakacak ve majestelerine, din adamlarına ve kölelik karşıtı halka
Quand le Mahdi m'aura envoyé au fond du Nil, vous prendrez un air peiné, et vous direz à Sa Majesté, au clergé et aux anti-esclavagistes :
Eğer orda kölelik olmayacağına söz verirsem - ki bunun bittiğine saygılıyım - bu tutumum hükümetini ikna edecek mi?
Si je m'engage à ne pas réinstaurer l'esclavage, que je considère comme aboli, est-ce que mon attitude influencera votre gouvernement?
Gördüğünüz gibi Elkabar'da kölelik olduğu söylentilerini sonlandırmak için can atıyorum.
Je tiens autant que vous à mettre fin aux rumeurs d'esclavage à Elkabar.
Ve sana gelince Fasar, sen ve çekici İngiliz eşin artık burada kölelik olmadığına ikna olmuşsunuzdur.
Et je suppose, Fasar, que ta charmante femme et toi êtes maintenant convaincus qu'il n'y a pas d'esclavage ici.
Ve sakın eklemeyi de unutma Uluslararası Kölelik Komisyonu'ndan bir denetleme kurulu getirmene ben izin verdim.
Et tu n'oublieras pas de préciser que j'ai autorisé la venue d'inspecteurs de la Commission sur l'esclavage.
Sadık kardeşim hala pul koleksiyonu ile oynuyor kölelik olmadığına ikna oldu.
Mon frère fidèle est retourné à sa collection de timbres, convaincu qu'il n'y a pas d'esclaves.
Fasar, eğer Elkabar'da hala kölelik varsa buna son vermesi gereken tek kişi sensin.
Fasar, s'il y a encore de l'esclavage à Elkabar, c'est toi qui devras y mettre fin.
İşin kölelik. Rengin siyah.
Esclave de métier, noir de couleur.
Orada kölelik yok.
Pas d'esclavage, lâ-bas.
Kölelik kurumlaşmaya başlamış. Tedavi masraflarının garantisi, emeklilik maaşı.
Les esclaves disposent d'un système de santé et de retraite.
Bunlarda kölelik, gladyatörlük oyunları ve despotluk var.
Ils pratiquent l'esclavage, les jeux de gladiateurs, le despotisme.
Kölelik düzenin sürdürdükleri için Tanrı'nın firavuna sardığı lanetler.
Des anathèmes jetés sur les Pharaons parce qu'ils tenaient les élus en esclavage.
Bunlar sizin kölelik senetleriniz hepsini yakıp, evinize gidin!
Brûlez-les et filez. Zhao est mort.
Kölelik kavramını anlamaya başladılar.
Les singes ont pris conscience de la notion d'esclavage.
İç savaş bitmiş ve çıkan yasa ile kölelik kaldırılmıştı.
La Guerre de Sécession était terminée, et l'esclavage aboli.
Kölelik zamanında kâhyalar, savaşta asiler beni yenememişti, ama şimdi galiba mağlup oldum.
L'esclavage n'a pas pu m'avoir, ni la guerre... Mais je crois... que les rabatteurs m'ont eu.
Βence zenciler kölelik yapmιş insanlar arasιnda en seçkinleri.
Je pense que les nègres sont les meilleurs des peuples qui étaient esclaves.
Kölelik zamanında bülbül gibi öterdiniz.
En esclavage, vous chantiez comme des oiseaux.
... Kökler hayaller, neşe ve sıkıntıyla dolup taşan genç bir Amerika'yı coşkun bir vatanı ve halkını ele alıyor. Kölelik yıllarından İç Savaş'a...
Racines esquisse le panorama de la jeune Amérique... pleine de rêves, de joies, et d'épreuves... d'un pays rayonnant à son apogée à travers les années d'esclavage.... la guerre civile...
Kölelik için uygundurlar, nasıl siz bu gemi için uygunsanız.
Comme vous, vous êtes fait pour commander ce vaisseau.
Artık kölelik yok!
L'esclavage est aboli!
Masada kölelik yapacağına gel benimle dans et.
Viens danser avec moi. Viens, au lieu de faire l'esclave!
Kölelik.
L'esclavage.
Kölelik mi?
Esclavage?