Köyü traduction Français
1,271 traduction parallèle
Yeşimtaşı köyü mü?
C'est là qu'est le jade?
Burası yeşimtaşı köyü mü?
Est-ce le village de jade?
Bütün köyü bunun için mi kazmak istiyorsun : Para para para!
Tu veux exhumer tout le village juste pour le fric, le fric!
Bu köyü koruyacağım.
Je protégerai ce village.
Köyü tekrar ziyaret etmek istiyorum.
Je veux à nouveau retourner au village.
More West büyük bir ilçedir ama sadece bir köyü vardır.
y a qu'un village dans le Comté de More West.
Bir zamanlar, Doğu Avrupa'da küçücük bir köy vardı, bir yahudi köyü. Yıllardan 5.701'di, yeni takvime göre de 1941.
Il était une fois dans petit shtetl... une petite bourgade juive de l'Est de l'Europe, en l'an 5701... c'est à dire 1941, d'après le nouveau calendrier...
Koca köyü onlara farkettirmeden bir anda nasıl kaçıracağız? Hem de bu delinin laflarıyla!
On ne peut pas faire disparaître des villages entiers... sans que personne ne s'en aperçoive.
Hazırlanacağız, bütün köyü boşaltacağız ve kimseye farkettirmeyeceğiz. Evet, aynen böyle yapacağız.
Et préparer le départ, et vider village entiers sans que personne... ne s'en aperçoive, oui bien sûr, on le fera!
- Chris'in niyetinin köyü olduğu düşünüyorum.
Les intentions de Chris n'ont rien d'honnêtes.
Sonra bir limuzin kiralayacağım ve Dundee'deki Ironhedge Tatil Köyü'ne gideceğiz.
Une limousine viendra nous chercher et nous irons à l'Ironhedge Lodge de Dundee.
Pekala, Daniel, sen ve Teal'c köyü kontrol edin.
Daniel, vous et Teal'c vérifïez le village.
Eğer gitmiş olursa, tüm köyü yokedecek.
Si elle a disparu, il détruira le village.
- Köyü yok etmek mi?
- Comment?
- Dinleyin, planlarınız ne bilmiyorum ama... Murat buradan yaklaşık bir gün sürme mesafesinde bir köyü kontrol ediyor.
J'ignore vos projets, mais Marat tient un village à un jour d'ici.
Köyü aldığımızda hepimizin onun peşinden gideceğimizi sanıyordum.
On pourrait y aller tous après.
Pekala. Biz köyü alırken... Zeyna Murat'ın peşinden gidecek.
Très bien, Xena attaquera Marat et nous le village.
Askerler geçen yıl senin bir köyü silip yok ettiğini ve bir sürü masumun öldüğünü söylüyorlar.
Les soldats disent que tu as décimé un village. - Des innocents sont morts.
Bir köyü yağmalayan bir yağmacılar topluluğu var. Ve onlar geri gelip işi bitirmek için ant içmişler.
Des pillards se préparent à raser un village.
Adamların geri kalanını al. Köyü bir seferde vurmak için git. - Peki!
- Rassemble les hommes et attaque.
Köyü temizleyin. Kuzey dağlarına doğru gidin ve toparlanın!
Evacuez le village et rassemblez-vous au nord.
Crassus bir insan olmayı uzun zaman önce bıraktı. Gardenis köyü taç giydiği başarısıydı.
Crassus n'en est plus un depuis ses exploits à Gardinus!
Köyü severim.
J'aime bien la campagne.
Wei Köyü Ýlkokulundan.
École primaire du village Wei.
ShuiQuan Köyü nerede?
Le village de Shuiquan, c'est où?
Bize köyü gezdirecek kadar vaktin yok mu?
Tu as le temps de nous montrer le village?
Bütün bunlarla köyü ancak üç ay doyurabiliriz.
Avec "tout ça" comme tu dis, on n'a même pas de quoi nourrir le village pendant trois mois.
O şimdi köyü kurtaracak büyük fabrika kuruyor
Et maintenant, il construit une grande usine qui permettra d'améliorer la vie du village.
Ben bir dağ köyü olan Sanhetun'da doğdum.
Mon village natal est Sanhetun, situé dans les montagnes.
Tam işe girişecekken, tahtalı köyü boylamışlar.
Juste quand ils étaient sur le point d'y entrer. Ils ont donné un coup de pied au seau.
Havadan çekimler için. Doğru lens ve ışıkla Creekside Köyü'nün güzel görüntüsü çıkacak.
Le parfait et pittoresque village côtier.
Kusursuz Creekside Köyü.
Le parfait petit village côtier.
Çünkü eğer vurursa hiç birşey hissetmezsiniz ama 3 gün içinde tahtalıköyü boylarsınız.
Vous sentiriez rien, mais vous seriez morts dans les trois jours.
Köyü teslim alalım, Gabrielle'i zincirleyelim ve onu öldürelimi mi? - Bir tane seç.
Tu veux qu'on enchaîne Gabrielle et qu'on le tue?
Ben... ben bir savaş lorduyla dövüştüm.... bir köyü kurtardım ve kimsesizlerle dolu yanan bir vagonu kurtardım.
J'ai combattu un seigneur de la guerre, délivré un village et sauvé des orphelins du feu.
Hayır! Sarayın çevresindeki her köyü didik didik aradık. Ve hâlâ Kuzco'dan eser yok.
On a cherché partout autour du palais... et on ne le trouve pas.
Onu köyüne geri götürmüş olmalı. O hâlde köyü bulursak onu buluruz ve onu bulursak Kuzco'yu buluruz.
Si on trouve son village... on trouvera Kuzco!
İrlanda'nın en yüksek köyü burası.
Le village le plus haut d'lrlande.
... en iyi Vietnam köyü!
... ici à la base!
- Tabii ki! Bungalovlu, özellikle de Kızılderili hatunların olduğu bir tatil köyü! - Hatun mu?
Un port de tourisme, un village avec des bungalows et surtout des squaws!
Ama asıl mühim olan ; bir tatil köyü inşa edecekler.
Ils doivent d'abord faire le village touristique.
Kara kuvvetleri ve donanma, köyü bu ziyafete... birlikte davet etti.
Aujourd'hui, l'Infanterie et la Marine nippones vous convient à une grande fête.
Buğdayı ve köyü yakın!
Brûlez-moi tout ça, le grain et le village!
Kalın ve köyü koruyun.
Tu reste et tu protèges le village.
Ama eğer bu rezil köyü safdışı bırakamazsak.
Mais, si nous n'écrasons pas ce village de bouseux...
Orası kravatla girilen bir tatil köyü.
C'est le Club Med en cravate!
Ben bir keresinde adamı kendiliğinden tutuşturayım derken bütün köyü yakmıştım.
J'ai causé l'auto-combustion d'un type. Il a tout incendié.
Yani sonunda ben odama kavuştum, sense kanepe köyü boyladın.
Le jour où j'ai enfin ma chambre, tu te retrouves sur le canapé.
BİR YAZ GECESİ RÜYASI 19. yüzyılın başlarında Monte Athena köyü. Yakalar yüksek.
Le village de Mont-Athènes en Italie à la fin du 19e siècle.
Rhe köyü için çok yardım etti
Il a tellement fait pour notre village!
30 yıl önce bir hayelle bu köyü bıraktım
Quelle chance que je l'ai trouvé.