Kılla traduction Français
62 traduction parallèle
Yolumu mantık ve üstün akılla aydınlatmaya çalıştım.
J'ai essayé de comprendre avec la logique et mon intellect supérieur.
Çoraba ihtiyacı yok, ayakları kılla kaplı zaten.
Il a pas besoin de pompes, il a du poil aux pattes!
İzle, izle. Çünkü çenesi tek bir kılla zenginleşen... kim takip etmez bu ayrılmış ve seçilmiş atlıları Fransa'ya.
En avant, en avant... car quel est celui dont le menton ne s'enrichit... que d'un seul poil visible... qui ne voudra pas suivre cette fine fleur de nos cavaliers... jusqu'en France?
Ve her santimim kılla kaplıdır
C'est vrai Et mon torse velu fait ma célébrité
Az ya da çok kılla alakalıymış.
Mais plus ou moins de poils.
Harika çocuk maymun kız! Sonunda alçının çıktığı gün... Tanya'nın kolu kılla dolmuştu.
Mais le plâtre retiré avait découvert son bras couvert de poils.
Bunu etrafında 2 kilo kılla hayal edin.
Imaginez 1,5 kg de poils autour.
Kaka birleşmesi... Birbirlerine korku ve nefretle bağlıydılar... ve kılla.
Une fusion de crottes... une fusion par la peur, la violence... et les poils.
Kılla, tüyle işim olmaz benim.
Je me casse si je compte pour des plumes.
Kağıt oynayan sarışın kadın. Limoge'lu bankacıyla evlendi. Şu elleri kılla kaplı adam...
Cette blonde qui joue aux cartes, qui a épousé ce banquier, ce type avec les poils aux mains.
Böylece çarşaflarınız kılla kaplanmaz.
Ça évitera de salir chez vous.
# Kapkara bir ayı Her tarafı kılla kaplı #
♪ Tout noir et brun, tout couvert de poils! ♪
Kızılderililer, her canlının kötü muameleden kaçınmak için yeterli akılla doğduğuna inanır.
Les Indiens croyaient que chaque créature naît avec assez de cervelle pour tanner sa propre peau.
Her ikimiz de oldukça sıkıntılı iki yılla karşı karşıyayız.
Ces deux années seront difficiles pour vous et moi.
O kızılla mı?
Avec cette rouquine?
O kızılla.
Avec cette rouquine!
Ama gidip o ucuz kızılla evlenmiyorsun.
Et tu n'épouseras pas cette rouquine!
Bölge altın, gümüş, bakır ve tahılla ön plana çıkıyormuş.
L'endroit est connu pour l'or, l'argent, le cuivre, le blé.
Çay yaprakları, kızılla talihinin açılacağını söylüyor.
Le marc de thé dit que la rousse vous portera bonheur.
Ben yanımda güzel bir kızılla kumarhanede kazanırım.
- D'accord, je le gagnerai au casino. Je ne peux pas perdre avec une rousse prés de moi.
Seni yakaladığımızda, artık 30 yılla kurtulamayacaksın.
Quand nous vous aurons, vous n'en prendrez plus pour 30 ans.
- Aramızda bir şey yaşanmadı! Kızılla birlikte o!
Il ne m'a pas baisé, pas encore!
Asla bir kızılla dalaşma!
Faut pas embêter une rouquine!
Seni 30 yıllık hapis cezasından 5 yılla kurtaran o racon muydu?
C'est grâce à ça que tu es sorti de taule? Non.
Bir kızılla iş yaparım ama ona inanmak zorunda değilim!
Magne-toi et va dire ce que je veux à ta vieille!
Derim ki, "Hey Tex artık büyü ve kendine yaşadığın yüzyılla uyumlu kıyafetler al."
Je leur dis : "Hé Tex!" "Grandis et trouve-toi vite une garde-robe en cohérence avec l'époque dans laquelle tu vis."
Kızılla.
- Tiens...
O kızılla flört etmene izin vermemi mi bekliyorsun?
Et que je te vois draguer la rousse?
Şu kızılla birlikteydin.
T'étais avec cette petite rousse. Comment elle s'appelait?
Bir çift kızılla randevum var, yapabileceğimin en iyisini yapmalıyım.
J'ai rendez-vous avec des Rouges. Il faut que je sois au top.
Tek pişmanlığım, o kızılla olan hesabımı görememek olacak.
Mon seul regret sera de ne pas avoir éliminé cette rouquine.
Her akşam o kızılla buraya koşmaya gelirdi. - Saat gibi, hiç şaşmazdı.
Elle courait tous les soirs avec la jolie rousse, à la même heure.
Artık yeni yılla birlikte yeni bir ülkede yeni bir hayata başlayacağız.
Au Nouvel An, nous serons dans un pays nouveau à commencer une nouvelle vie.
Eskiden takıldığı o kızılla bir kasabaya yerleşmiştir.
Probablement dans un trou paumé avec cette rousse après qui il courrait.
Bu kızılla karşılaştım. Ona bir içki ısmarladım...
J'ai rencontré cette rouquine, lui ai offert un verre et...
Bak bakalım kıza Sing Sing'de yirmi yılla müebbet arasında bir ceza aldırabiliyor musun?
Voyons si tu es capable de la faire enfermer pendant 20 ans. - Ca suffit.
Senin gibi tahılla büyümüş çiftlik kızı... suç geçmişi yok, karneleri pekiyi dolu, sicili temiz... birkaç hız cezası yemiş.
Une gentille fille de la campagne comme toi, pas d'antécédents de violence, que des bonnes notes, pas de casier, quelques amendes pour excès de vitesse.
Çünkü yeni yılla birlikte artık içmeyeceğim,
Parce que ma résolution du Nouvel An c'est de ne plus jamais boire.
O yaşlı kızılla aranızda ne var?
Qu'est-ce qu'il y a entre vous et ce vieux soviet?
Kırk bin yılla değer burada.
Il y en a pour 40 000 ans.
Bab. Tanrı, etrafındaki insanlar açlıktan kırılırken ambarını tahılla dolduran zengin bir adama sesleniyor.
Dieu parle à un homme riche qui a rempli ses greniers de grains pendant que les gens autour de lui étaient affamés.
70 $'lık bir benzin istasyonu soygunu yüzünden Bay Jackson bir yılla müebbet arası hapis cezasına çarptırılmıştı.
Comprenez-moi bien, il a été condamné à un an à vie pour avoir volé 70 $ dans une station service.
Bir yılla müebbet arası, şartlı tahliye ihtimali mahkumların direncini kırıyor.
Un an à vie, avec la possibilité d'une conditionnelle, ça calme les détenus.
Onu, birkaç kez bir kızılla birlikte gördüm.
Je l'ai vu en ville avec une rousse.
Sizi yeni yılla birlikte karşılayan dedikoducu kız karşınızda. Daha iyi bir hava için güneye inen Manhattanlılar Park Caddesi'ndeki yerlerine geri döndüler. Bu da, yetişmem gereken birçok şey olduğu anlamına geliyor.
Ici Gossip girl, bienvenue dans la nouvelle année, quand les Manhattaniens envolés au sud pour le soleil regagnent leurs perchoirs de Park Avenue, ce qui veut dire que j'ai beaucoup à rattraper.
Keçileri besleyen kızılla ahırdaydı.
Il était dans la grange avec la rousse qui nourrit les chèvres.
Galiba yakınlaşmaya çalışıyor. - Kızılla aranız nasıl?
Alors comment est-ce que ça va avec la rouquine?
"S" ve "k" kelimelerini kızılla birlikte söyledin!
Tu as dit le mot en "c", et le mot en "p"!
Işık hızı, dolar cinsinden.
Lla vitesse de la lumière, converti en dollars.
İşbirliği yapmaya yanaşırsam 4 kısa yılla kurtarabilirmişim.
En acceptant de coopérer, je ne m'engage à travailleur pour eux que pendant quatre ans.
O kızılla seviştiğine eminim.
- Je suis sûr qu'il baise la rousse