Lars traduction Français
1,158 traduction parallèle
Sandık ki otuz yaşından sonra evlenirsen düğünü kendin karşılarsın.
On estimait que passé 30 ans, tu paierais ton mariage.
Patricia bu fikirle Lars'tan daha çok ilgilendi.
Patricia semblait plus intriguée par cette idée que Lars.
Rahibe Peter Marie, Sana Lars ve Patricia Nathan'ı tanıştırayım.
Sæur Peter Marie, je vous présente Lars et Patricia Nathan.
Neticede Lars, oğlunuzun ölümünden sorumlu olan adamlarla yüzleşerek, hissettiklerinizi ifade etme şansınız olacak
Ce qui compte, Lars, c'est qu'en faisant face aux assassins de votre fils, vous ayez l'occasion d'exprimer des choses
Lars ve Patricia Nathan, Ryan ve Cyril O'Reily.
Lars et Patricia Nathan, voici Ryan et Cyril O'Reily.
Albay Makepeace SG-1'e katılacak. Umarım onu hoş karşılarsınız.
le colonel makepeace rejoindra la sg-1 dès aujourd'hui. bonne collaboration!
Adi dolandırıcılarsınız. Size gününüzü göstereceğim.
Vous avez des couilles toutes les deux, je le confesse.
Sağ ol, Billy. Sen rock'larsın.
Merci, Billy, t'es classe.
David, sen tüm insan ırkından geriye kalan anılarsın.
Tu es la mémoire persistante de la race humaine.
- Lars'ın Stokholm'deki konser biletleri 8 saat içinde tükenmiş.
Stockholm s'est vendu en 8 heures.
Üzgünüm. Kimsenin partisini bozmak istemem, fakat Lars ve ben halihazırda balayı ve düğün tarihlerimizi belirledik.
Désolée, on a déjà fixé les dates de la lune de miel et du mariage.
Sara, Lars'ın aklını çelmeden burada gidelim.
Partons avant qu'Elle lui fasse changer d'avis.
Lars, ben yönetmenle konuşacağım... ve bu bölümü yeniden gözden geçirttireceğim.
Je vais parler au metteur en scène et lui faire revoir toute cette partie.
- Lars'la konuştun mu?
Tu as parlé à Lars?
İşte böyle Lars.
Ça y est, Lars.
- Siz Londra'daki Galyalılarsınız.
Vous êtes tous gaullistes à Londres.
Professor, Lars burda.
Professeur, c'est Lars.
Lars burda. Gardiyanlar Bosch'u benzetmişler.
Ici Lars. les gardes ont bastonne Bosch.
Bir bakan danışmanını kendi bürosunda nasıl aşağılarsın... çıldırdın mı?
Vous êtes fous ou quoi?
Beni nasıl bu kadar aşağılarsın?
Comment tu peux m'humilier comme ça?
Siz hepiniz beyin yıkayıcılarsınız.
On vous a tous lavé le cerveau.
Umarım yine de hoş karşılarsınız.
Mais j'espère être le bienvenu.
Umarım anlayışla karşılarsınız.
Moi, je vous aurais tués.
- Tanrı değilsen beni nasıl yargılarsın?
Vous me jugez alors que vous n'êtes pas Dieu?
Lars diye bir çiftçiye sattım.
Je l'ai vendue à un cultivateur d'humidité. Un certain... Lars.
Owen Lars.
Owen Lars.
Cliegg Lars.
Cliegg Lars.
Bu ya Erica, ya da Lars. Onları ayırt edemiyorum.
C'est Erica ou Lars, je les confonds.
Her zaman çabuk yargılarsın. Şimdi de onu, beni yargıladığından bile çabuk yargılıyorsun.
Quand j'ai tué mère.
Ne cüretle beni yargılarsın?
N'importe lequel!
Lars Danimarkalı.
Lars est danois.
- Ama Lars ve Soledad yemeği bitirmemişti.
T'as pas rangé. Pourquoi toujours moi?
Tamam, genciz ama sorumluluğumuzu da biliriz.
J'ai pas fini la vaisselle mais Lars et Soledad avaient pas fini de manger.
- Lars, bana yardım eder misin?
- Lars, tu m'aides?
Merak etme, Lars ve Soledad'ın anahtarları her zaman işe yarar.
Lars et Soledad ont une clé qui marche.
- İyi misin Lars? - Evet.
Ça va, Lars?
- Hoşça kal Lars.
- Bye, Lars.
Sizler de kalanını karşılarsınız.
Je veux bien partager.
Neyse ki karşımda Hademe Lars'ı bulmadım.
Heureusement que tu n'es pas Lars le concierge!
Lars biraz önce buradaydı.
Lars était là à l'instant.
Nüfus kesimimiz gittikçe yaşlanıyor... yaşı küçük olanlarla çalışmanız sizin için bir eksi olabilir
Notre public a un peu mûri... LARS OLFEN Producteur... ce qui ne réjouit pas nos soumissionnaires.
1966 da genç bir çocuk olan Lars OIfen, bir konsere gider.
Un jeune type, un certain Lars Olfen, en 1966, va à un concert.
Her OIfen çocuğu, Lars, Sven, Pippi ve Liv, gitar çalmak için eğitildi.
Chaque petit Olfen, Lars, Sven, Pippi et Liv, apprenait le tympanon.
Ben Lars... ve ben keşfedilmemiş bir dahiyim.
Je m'appelle Lars, je suis un génie incompris.
Oh, ilhamın dönek kuşu, ne kadar uzak kıyılara uçtun?
Ô oiseau de l'inspiration, vers quel rivage lointain t'es-tu envolé? Pauvre Lars, ne désespérez pas.
Oh, Lars, şimdi ne yapacağım?
Oh Lars, que vais-je faire, maintenant?
Lars, onlar senin yarı yaşında.
Lars, ils ont la moitié de ton âge.
Hayır, Lars, şaka değil.
Non.
Lars?
Lars?
Anlayamadığınız birşeyle karşılaşırsanız onu tehdit olarak algılarsınız.
Jusqu'à ce que l'on prouve qu'il n'y a aucun danger, je présumerai qu'il y en a un. - ça vous pose un problème? Si vous voyez quelque chose d'inconnu, vous présumez qu'il y a un danger.
Lars, kız kardeşin yine kendisini banyoya kilitledi.
Voici la première scène qu'on a tournée.