Lecter traduction Français
526 traduction parallèle
Siz, Garrett Jacob Hobbes'i ve üç yıI önce de - Dr. Lecter'u yakalayansınız.
D'après le commissaire, c'est vous qui avez épinglé Garrett Jacob Hobbes, puis le Dr Lecktor, il y a trois ans.
- Lecter dokuz insan öldürdü. Bizim bildiğimiz dokuz.
- Lecktor a tué neuf personnes, exact?
Psikologlara göre Lecter'ın sorunu neymiş
Quel a été le diagnostic psychiatrique de Lecktor?
Lecter'dan farkı ne? Kurbanlarına ne yapıyor?
En quoi peut-on le comparer à Lecktor?
Yarın Lecter'u görmeye gideceğim.
J'irai voir Lecktor demain.
- Dr. Lecter, bana yardım etmelisiniz.
J'ai besoin de votre aide, Dr Lecktor.
Hoşçakalın, Dr. Lecter.
- Au revoir, Dr Lecktor.
FBI AJANI KENDİNİ ÖLDÜRMEYE ÇALlŞAN LECTER'A DANIŞTI
GRAHAM, PROFILER AU FBI, CONSULTE HANNIBAL LECKTOR, LE MONSTRE QUI A TENTÉ DE LE TUER
Dr. Lecter'un hücresini temizlemek isterken, bir şey saklıyordu.
Pendant qu'on nettoyait sa cellule, Lecktor a caché un truc dans un livre.
- Lecter'un kitabında saklıydı.
De la cellule d'Hannibal Lecktor.
" Sevgili Dr. Lecter, benimle ilgilenmenizden dolayı sevinç duyuyorum.
"Cher Dr Lecktor, L'intérêt que vous me portez me touche énormément."
Sonra notu tekrar yerine koyun ki, Lecter bir şey anlamasın.
Après analyse, remettez le message où il était. Lecktor ne doit se douter de rien.
Lecter şu an nerede?
- Où est-il?
- Lecter'un tarağından bir saç teli.
- Aux cheveux du peigne de Lecktor.
Lecter'un buna nasıI cevap vereceği?
Ce qu'il faut découvrir, c'est comment Lecktor va lui répondre.
Ama burada, Lecter keçeli bir kalemle üzerinden geçmiş ve yırtmış.
Mais on dirait que Lecktor a recouvert cette partie au feutre, avant de la déchirer.
Lecter'un kullandığı keçeli kalemdeki boyar maddeler, kızıI ötesi ışıkta saydamlaşıyor,
L'aniline qui colore l'encre des feutres comme celui qu'a utilisé Lecktor est transparente aux infrarouges.
Benim ve Lecter hakkındaki yazıları okuyor.
Notre homme le lit. L'article sur moi et Lecktor.
Lecter'un, Diş Perisi'ne "Tattler"'deki küçük ilanları kullanarak cevap verceğini düşünüyoruz.
La Dent vicelarde a dû dire à Lecktor de répondre par une petite annonce dans le National Tattler. Nos hommes de Chicago les dissèquent sur place.
Diş Perisi ile Lecter arasında bir haberleşmeye rastladık.
On sait donc comment communiquent la Dent vicelarde et Lecktor.
Lecter'un cevabını bulduğumuzda, onu bizim cevabımızla değiştireceğiz.
Si on trouve la réponse, on la substitue par une annonce de notre cru.
Hayır. Bizimki de aynı kodla yazıImalı, yoksa Lecter'dan olmadığını anlar.
Notre annonce doit évoquer le livre encodé par Lecktor
Lecter İncil'i kullanmadı.
Il n'en a que quatre. Lecktor ne référait pas à la Bible.
- Bu kitap Lecter'da olmalı. - Bunu onun hakkındaki yazılardan biliyor.
La Dent a choisi un livre auquel Lecktor a accès.
Willingham, Lecter'un hücresinin fotoğraflarını çekmiş.
- Avant de fouiller la cellule, on a pris des photos pour tout remettre.
Ya Lecter'un ilanı çıksın, şifresini sonra çözeriz, ya da geri çekelim.
On passe l'annonce de Lecktor en l'état.
Lecter'un ilanın anlamını bilmeden yayınlatmak istemiyorum!
C'est dangereux de publier l'annonce sans savoir ce qu'elle dit.
Bowman, Lecter'un hücresindeki kitaplardan değil, diyor.
Bowman s'est fourvoyé. C'est pas un livre de Lecktor.
Dinle, Bowman, Lecter'un kodunu çözdü.
Bowman a percé le code que Lecktor a utilisé pour l'annonce.
Lecter kızlara saldırdı ve onları öldürdü.
Lecktor agressait des étudiantes et les tuait.
Lecter'un aradığını biliyor musun?
Tu sais que Lecktor a appelé?
Dr. Lecter'la görüşmeme izin verildi.
Le Dr Chilton m'a autorisé à parler au Dr Lecktor.
Bu neden güzel olsun, Dr. Lecter?
Pourquoi aurait-il aimé ça?
Lecter bana bir şey söyledi.
Lecktor m'a dit quelque chose.
- Psikiyatrist, Hannibal Lecter.
- Le psychiatre, Hannibal Lecter.
Bu Lecter'ın dosyası.
Voici un dossier sur Lecter.
Lecter yıllardır hapiste.
Lecter est en prison depuis si longtemps.
- HannibaI Lecter'a çok dikkat et.
- Soyez très prudente avec Lecter.
İnan bana Hannibal Lecter'ın aklına girmesini istemezsin.
Vous n'aimeriez pas que Hannibal Lecter se glisse dans votre esprit.
Araştırma açısından Lecter bizim en değerli varlığımız.
Du point de vue de la recherche, Lecter est notre atout le plus précieux.
Burasının güzel bir şehir olduğundan eminim Dr. Chilton. Ama aldığım emirlere göre Lecter'ın sorgusunu bu akşam bitirip raporumu teslim etmem lazım.
J'en suis sûre, Dr Chilton, mais j'ai pour ordre de parler au Dr Lecter et de rendre mon rapport cet après-midi.
Lecter'ın sekiz yıldır kadın yüzü gördüğünü hiç sanmıyorum.
Je crois que Lecter n'a pas vu de femme depuis 8 ans.
Eğer Lecter sizin onun düşmanı olduğunuzu düşünüyorsa, içeriye tek başıma girmem şansımızı arttırmaz mı?
Si Lecter vous perçoit comme son ennemi, j'aurai peut-être plus de chance en y allant seule.
- Dr Lecter, adım CIarice StarIing.
- Dr Lecter, je m'appelle Clarice Starling.
Lecter'ın bütün öğlen ona fısıldadığını ve onunda ağladığını duymuşlar.
Tout l'après-midi, il a pleuré tandis que Lecter lui parlait tout bas.
Lecter kendini eğlendirmek için yaptı.
Lecter a fait ça pour le plaisir.
Lecter hastalarının geçmişlerini ya değiştirir yada imha eder. bu yüzden Mofet adında hiçbi kayıt yok, fakat
Lecter a modifié ou détruit les dossiers de ses patients, donc il n'y a aucune trace d'une nommée Mofet, mais
Düşündüm ki "kendi kendin" bahsi Lecter için çok hokeydi,
"les recoins de l'âme", ça m'a paru trop mièvre venant de Lecter.
Dr Lecter, şişedeki kimin kafası?
Où vient la tête qui est dans la bouteille?
- Gardiyan, temizlikçi ve Lecter.
- Le maton, l'agent d'entretien, Lecktor.
Lecter'u sıkıştırsak?
Si on droguait Lecktor pour l'interroger?