English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ L ] / Lent

Lent traduction Français

1,851 traduction parallèle
Ama Carson yeterince hızlı değildi. Ne dersin?
Mais Carson, lui, a été trop lent.
Carson zayıf ve yavaştı.
Carson, il était faible, et il était lent.
- Hızlı mı, yavaş mı?
Rapide ou lent?
- Yaşlı ve yavaş. - Kimin yavaş olduğunu göstereceğim sana.
Vieux et lent...
Nöbetler bantı yapıştırmadan öncekilere göre daha yavaş.
C'est plus lent qu'avant que vous lui remettiez son patch.
Hızlı mı, yavaş mı?
Rapide ou lent?
Çok yavaşsın, Kaçtım bile!
Trop lent, je file!
- Geç sertleşiyorsun ha? - Pardon.
- Tu es lent à piger.
Biraz yavaş. Anlarsın ya... Beyni....
Il est lent, mentalement parlant...
- Biliyorum, çok yavaş öğreniyorum.
Je sais, je suis très lent.
Çok yavaşsın.
Trop lent.
Çok yavaşsın!
Trop lent.
Değişim seyrek ve yavaştır.
Le changement est rare et lent.
Lent'ten beri buradalar.
Ils sont là depuis le Carême.
Dinlemekte hızlı, konuşmakta ve sinirlenmekte de ağır ol.
Soyez prompt à écouter, lent à parler, et lent à vous mettre en colère.
Hızlı olunca, çok para, yavaş olunca, az para.
Rapide, plus d'argent. Lent, moins d'argent.
Brooks muhtemelen Texas'taki en yavaş kardeşim.
Brooks doit être le gars le plus lent du Texas.
O yavaş okuma gruplarında bile en geri zekalı kişi.
C'est le plus stupide, dans le groupe de lecture le plus lent.
- Dünya'nın geri kalanı ne kadar da yavaş. "
Le reste du monde est tellement lent.
Yavaş atışa mı ayarlamalıyım?
Je dois la régler sur un lancer plus lent?
Ancak işlem çok yavaştı, hızlandırılmak zorundaydı.
Mais le processus était trop lent. J'ai dû l'accélérer.
Şimdi olsa onu yakalayamazsın. Çok yavaşsın.
Tu l'aurais pas coincé vu que t'es lent.
Kimmiş yavaş olan?
C'est qui qu'est lent?
Bu şey çok yavaş gidiyor.
Ce courant est trop lent.
Gemi çok yavaş.
Ce vaisseau est trop lent.
Sistem gerçekten yavaş.
Le système est très lent.
Briç benim için yavaş bir oyun.
Le bridge, c'est trop lent.
O kadar yavaş hareket eden bir canlı ki algler ve diğer küçük organizmalar derisinin üzerinde yetişiyor. Aynı teknenin tabanında olduğu gibi.
Son exemple un navigateur lent que les algues et d'autres petits organismes pousser sur sa peau comme c'est le cas sur le fond d'un bateau.
- Biraz geri zekâlı falan mı?
- Il est un peu lent, non?
Bu kadar kalın kafalı olduğum için beni affet Skye.
Pardonne-moi d'avoir été si lent.
Bradikardi. yavaş çalışan kalp.
Bradycardie... coeur trop lent.
Son zamanlarda işler durulunca güncelleme fırsatı buldum.
Le travail a été plutôt lent récemment me permettant de les mettre à jour.
Amma yavaşsın!
T'es lent!
Ben yavaşım.
Je suis devenu lent.
Bursumu kaybettim, yavaşım, ve hiçbir okul beni istemiyor.
J'ai perdu ma bourse, je suis lent, et aucune école ne veut de moi.
Beyzbol çok yavaş ve sıkıcıydı.
Le base-ball, c'est lent et ennuyeux.
- Gerçekten ağır.
- C'est vraiment lent.
- Kalp atışı yavaş.
- Le pouls est lent.
İkinci vitesi var mı, yoksa dünyanın en yavaş robotu bu mu?
Elle a une deuxième vitesse ou c'est le robot le plus lent du monde?
Benimle gelip bir çadırda bir kaç saat geçirip, aşırı yavaş giden bir robotu seyredersiniz ya da bir Hollywood film stüdyosunu gezersiniz.
Vous pouvez me suivre, passer quelques heures dans une tente improvisée à regarder un robot très lent, ou aller dans un studio de cinéma à Hollywood.
Yavaşça ama tek yönde ilerliyor.
C'est lent, mais ça ne va que dans une direction.
- Sanırım yavaşlamışım.
Je suppose que je suis lent.
Alfa da çok yavaş be!
Alpha est trop lent!
Çok sıkılıyordun.
Tu es juste trop lent pour t'en rendre compte.
Askeri bürokrasiye böyle bir suçlamayı geri aldırmaya çalışmak savaş gemisinin tornistan etmesinden zordur. Yavaş olur ve pek görülmez.
Essayer de faire abandonner des charges par la bureaucratie militaire c'est comme faire faire machine arrière à un navire de guerre... lent et peu probable.
Biraz ağırdır.
Il est lent.
Ama yine de, kızın kaçma teşebbüsünden saatler sonra bu adamı öldürüp kızın yerini değiştirdi.
Et pourtant, il a tué cet homme et déplacé la fille en quelques heures, après son évasion. Rapide et lent.
Biraz yavaş.
C'est un peu lent.
Güven dolu o bön bakışlarını, ağır işleyen, serbest akıllarını, çözülememiş baba sorunlarını seviyorum.
J'aime leur regard, vide et sans crainte, leur esprit lent et peu encombré, leurs problèmes irrésolus avec leur père.
Bilgisayar bugün biraz yavaşda. Tamam, isim?
L'ordinateur est lent, aujourd'hui.
- Çok yavaşsın.
- Trop lent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]