Lex traduction Français
3,291 traduction parallèle
Demek bana Lex'in flash diskini çaldırdı. Böylece onun asıl yerini bulabilecektim.
Elle m'a envoyée voler la clé USB de Lex pour que je découvre où on l'a transférée.
Gidip, Lex ile konuşalım.
Allons voir Lex.
Lex Luthor'ı bul. Ve öldür onu.
Trouve Lex Luthor et tue-le.
Bana Lex ile evlenmeyeceğini söyledin ve sonra birden, bir şekilde fikrini değiştirdi.
Tu ne voulais plus l'épouser, et j'ignore ce qui a pu se passer. Tu as accepté finalement, pourquoi?
Şimdi de, Lex Luthor'dan korumak zorundayım.
Et maintenant, je dois te protéger de Lex Luthor.
Lex'in, annen üzerinde kullandığı ilaç sadece 24 saat etkiliymiş.
Le traitement que Lex lui a fait prendre ne dure que 24 h.
Gidip, Lex ile konuşurum.
- Je vais aller voir Lex.
Lex, senin şutlarını kurtaracak değilim. Hatta, onlara karşılık bile vermekten bıktım.
Lex, je n'ai pas envie de savoir qui de toi ou moi est le plus fort.
Lex, benimle konuşmaya geldi, Clark.
Lex est venu me parler.
Onun güvenliğinden emin olana kadar, Lex'e bir şey yapamayız.
On ne peut rien faire contre lui tant qu'il la tient.
Lex yerine, ihtiyar ile eğlenmesini tuhaf bulan bir tek ben mi varım?
Suis-je le seul à penser que c'est bizarre qu'elle mangeait avec le père plutôt qu'avec Lex?
Lex ile evlendiğinden beri, o kadar kızgınım ki- -
Depuis qu'elle a épousé Lex, je suis tellement énervé...
Lex ile ben ilgilenirim.
Je vais m'occuper de Lex..
Bir cinayet olmuş ve kurbanın Lex Luthor olduğunu söylüyorlar.
Il y a eu un meurtre, et on dit que la victime est Lex Luthor.
Bay Lex Luthor, hastaneye varmadan öldü.
M. Lex Luthor est mort sur les lieux.
Lex Luthor'ı vurduğunu düşünüyorlar.
Ils croient que tu as tué Lex Luthor.
Buraya, Lex Luthor'ı izlemeye gönderildim.
En mission d'infiltration. J'ai été envoyé ici pour surveiller Lex Luthor.
Şey, ortaya çıkmaması için yaptığım tüm o numaraların hatrına öyle olsa iyi olur, Lex.
Et bien, après tout mes efforts pour garder secrets tout ces mouvements d'argent, j'espère bien, Lex.
Lex'in Senatör Burke ile çalıştığını bilmiyordun, değil mi?
Vous ne saviez pas que Lex travaillait avec le sénateur Burke, n'est-ce pas?
Şimdi, Lex'in hayatının aşkını incitecek bir şey yapmayacağını biliyorum, o zaman kim yaptı?
Bon, je sais que Lex ne ferait jamais de mal à l'amour de sa vie, mais qui l'a fait?
Lex ile ilgili her şeyi araştırmamı ve ona karşı kullanmak istedi.
Il me force à surveiller Lex et à lui rapporter tout ce que j'apprends.
Lionel, sana Lex'i mi izletiyordu?
Lionel t'utilise pour espionner Lex?
Lex'e yaklaşabilecek birine.
Quelqu'un de proche de Lex.
O nedenin Lex olduğuna inanmayı ne kadar istesem de...
Même si j'ai envie de croire que cette raison, c'est Lex...
O zaman, Lex değilse...
Et bien, si ce n'est pas Lex, alors...
Hiç gerçekten arkadaş olmuş muyduk, Lex?
Avons-nous vraiment été amis, Lex?
Lex Luthor, süper ucubelerden oluşan bir ordu kuruyor.
Lex Luthor développe une armée de supermonstres.
Lex'in bana yaptığı şeyden haberin vardı ; Sahte bir hamilelik ayarlamak ve buna rağmen, onunla evlenmem için beni köşeye sıkıştırdın.
Vous saviez ce que Lex me faisait, organiser une fausse grossesse, juste pour me piéger dans un mariage avec lui.
Kadınları hiç tanıyamamışsın, Lex.
Oh, tu en sais tellement peu sur les femmes, Lex.
Özellikle, Lana ve Lex'in evlenmesi nedeniyle.
Surtout depuis que Lana a épousé Lex.
Bak, Lois, bu nasihat Lex Luthor'ın ordusu ile birden fazla karşılaşan birinden geliyor.
Lois, écoute les conseils de quelqu'un qui s'est battu contre l'armée Luthor plus d'une fois.
Lex'ten ayrılıyorum.
Je vais quitter Lex.
Lex çok kızgın olacak.
Lex va être très en colère.
Lana, Lex ile ilgili endişelenmene gerek yok.
Lana, tu n'as pas à te préoccuper de Lex.
Clark, Lex ile evlenmezsem, Lionel, seni öldürmekle tehdit etti beni.
Clark, Lionel m'a dit qu'il te tuerait si je n'épousais pas Lex.
Lex, Hayalet Bölge'den bir mahkûmu takip ediyor.
Lex est en train de poursuivre un esprit de la zone fantôme.
Lex, konuşmamız gerek.
Lex, on doit parler.
Lex, artık böyle yaşayamam.
Lex, je ne peux plus vivre comme ça.
Bu nasıl bir zarar verir, Lex?
Combien ça coute tout ça, Lex?
Yalan söyleme, Lex.
Ne t'en fais pas, Lex.
Lex, aramızda yaşanan tek şey ; sonu gelmez yalanlar idi.
Lex, tout ce qu'il y a entre nous, c'est des mensonges sur d'autres mensonges.
Sende sevme kabiliyeti yok, Lex.
Tu n'es pas capable d'aimer, Lex.
Ne yapacaksın ki, Lex beni öldürecek misin?
Et tu vas faire quoi, Lex? Me tuer?
Her şey, Lex'in Zod tarafından esir alınması ile başladı.
C'était quand Lex était possédé par Zod.
Bu, Lex olmalı.
Ça doit être Lex.
Yani, Lex, Hayalet Bölge'den gelen bir mahkûmu takip ediyor ve Lionel Luthor baban saydığın kişi mi oldu?
Donc Lex traque un esprit de la zone fantôme, et Lionel Luthor est ta nouvelle icône paternelle?
Lex, hayaleti ele geçirmiş.
Lex retient le fantôme.
- Lex Luthor nerede?
- Où est Lex Luthor?
Lex, çekil yolumdan.
Lex, écarte-toi de mon chemin.
Lex...
Lex.
Lex, bana vurdu.
Lex m'a frappé.