English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ L ] / Linc

Linc traduction Français

670 traduction parallèle
Çabuk! Linç edilmeden.
"Vite, avant qu'ils ne le mettent en pièces!"
HER ŞEYİ İTİRAF ETTİLER LİNÇ EDİLEN ADAM MASUM DİRİ-DİRİ YAKILDI
UN INNOCENT LYNCHÉ ET BRULÉ VIF
Birini linç ederek öldürmek 1. dereceden cinayete eşdeğerdir.
"Art. 527 : Le lynchage est puni de mort."
Çünkü kanunlar belirtiyor ki, bir linç olayında onun gerçekleşmesine göz yuman herkes yaşananlardan sorumludur. Olaya karışan herkes o olaydan sorumludur.
Car la loi tient pour responsable quiconque aura consenti ou participé à l'acte criminel.
Çoktan ölmüş olan kurbanların itiraflarını ya da onların suçlu olduğunu gösteren delilleri aktararak yapılanları temize çıkaracak girişimlere rağmen hiçbir linç olayı haklı gösterilemez.
Rien ne peut justifier le lynchage. On essaie parfois d'excuser les coupables en chargeant une victime qui ne peut se défendre...
Hele-hele hiç kimse masum bir insanın linç edilmesini savunmaya cesaret bile edemez.
Mais on n'excuse pas le lynchage.
Strand bu linç olayının gerçekleştiği kasaba, değil mi?
C'est bien à Strand qu'a eu lieu ce lynchage?
Sanıkların linç olayında yer aldıklarını ortaya çıkarma çabasının başarısız olması ya da savunma makamınca alay konusu edilmesine rağmen son söyledikleri bölge savcısının espri anlayışını kaybetmediğini göstermektedir. Bekleyin.
Le procureur a gardé tout son humour, même si, durant ces 5 heures, toutes ses tentatives pour prouver la présence des accusés sur les lieux du crime sont restées sans effet.
Demek ki bu bir linç girişimiydi! - İtiraz ediyorum!
Il y a tentative de lynchage!
Katılmıyorum! Sürekli linç sözcüğünü kullanmanız...
Votre usage constant du mot "lynchage"...
Savunma makamının kulaklarının işitme gücü de itirazları kadar seri olsaydı linç girişimi dediğimi anlardı.
Objectez moins et entendez mieux! J'ai parlé de "tentative" de lynchage!
Sayın Yargıç son 49 yılda toplanan kızgın kalabalıklar 6010 insanı, asarak, yakarak ya da keserek bizim gurur duyduğumuz bu topraklarda linç etmiştir.
Votre Honneur. Durant les 49 dernières années, les lynchages ont fait pas moins de 6010 victimes, pendues ou brûlées sur le sol de notre fière nation.
Her üç günde bir linç olayı.
Un lynchage tous les 3 jours!
Böylelikle tanrının huzurunda en az linç olayına karışanlar kadar suçlu oldular.
Mais devant Dieu, ces derniers sont devenus aussi coupables que les lyncheurs eux-mêmes!
Birazdan, buradaki sanıkların hapishaneyi ateşe verip Joseph Wilson'u linç eden kalabalığın 22 üyesi olduğunu gösterecek olan bir kanıt sunacağım. Aynı kanıta dayanarak, tanıkların yalancı şahitlikle suçlanmalarını isteyeceğim.
Je demanderai leur inculpation pour parjure, me fondant sur la même preuve qui établira la culpabilité des accusés, tous des meneurs dans cette foule qui attaqua et incendia la prison, et lyncha
FİLM KAYITLARI WILSON LİNÇ DAVASI SANIKLARINI ELE VERDİ 22 KİŞİ ÖLÜM CEZASIYLA KARŞI KARŞIYA
LES ACCUSÉS IDENTIFIÉS PAR UN FILM LES 22 RISQUENT LA MORT LA SALLE ÉVACUÉE
Mektubun altına imzamı atmıyorum çünkü büyük ihtimalle ben de linç edilirim.
"Je n'ose me nommer, car je serais lynché moi-même."
Sen de beni linç ediyorsun!
Tu es aussi cruel qu'eux!
Linç edilmek nasıl bir şeymiş öğrensinler bakalım.
A son tour de leur montrer ce qu'est un lynchage!
Linç edecekler, Abe. Çocukları linç edecekler.
Ils vont le lyncher, Abe.
Bunu yapanı yakalayıp linç etmek istiyorlarmış.
Ils parlent de lyncher le coupable.
Bu mektup açıklanırsa linç ediliriz!
Peu importe.
Zarar görmeyeceği konusunda söz verilmesine rağmen linç edildi.
On a promis de ne pas lui faire de mal et on l'a presque battu à mort.
Linç mi olur?
Jusqu'au lynchage?
Bu bir korucu ekibi değil. Yasadışı bir linç çetesi.
Ils n'ont pas le droit de faire justice eux-mêmes.
Binbaşı Tetley, bunun bir linç olayına dönüşmesine izin vermemelisiniz.
Vous devez éviter un lynchage.
Kardeşimin linç edilişini gördüm Bay Carter.
J'ai vu lyncher mon frère...
Linç edilirsin.
Tu vas passer au goudron et à la plume.
Öfkeli bir kalabalık tarafından linç edilmesi gereken yerde kalabalık onu adeta bir kahraman gibi karşılıyor.
Au lieu d'être lynché par la foule, il a été accueilli en héros.
Sokaklarda beni linç etmek isteyen kalabalığın arasında... yüzüme çamur ve taş yiyerek koşturdum, sırf sen yüzleşmekten korktuğun için.
C'est moi qu'on a couvert de boue et lapidé dans la rue, la foule réclamant mon sang, car vous avez fui vos responsabilités.
Linç vakti geldiğinde Meksikalılar'ın ustalığını kabul etmek lazım.
Leur justice est expéditive.
Linç yok.
Pas de lynchage.
Onu linç edemezsiniz! Onun hatası.
C'est à cause d'elle que nous nous éreintons!
Bazıları beni linç eder!
Ils vont me lyncher!
Linç olayı var gibi.
Qui allez-vous lyncher?
Ben buralarda iken linç falan olmayacak, fakat içerlerse biraz daha adama benzerler.
- Personne ne sera lynché. Mais ça les rendra plus humains.
Burada linç etmekten konuşuluyor.
Ils parlent de lynchage.
Bu gece seni görünce beni linç edecekler.
Ce soir, en vous voyant, ils vont me lyncher.
Dün gece bir linç oldu.
Il y a eu un lynchage cette nuit.
Linç edelim!
Lynchez-le!
- Linç düşüncesi de geçmişte kalacak. Atlarınıza binip çete gibi etrafta gezinmeyi unutun.
Et vous mettez le lynchage aux oubliettes et renvoyez toutes vos bandes de nerveux aux pâturages.
- İnsan dediğin linç etmez.
Les foules ne lynchent pas.
Yasayı ben temsil ettiğim sürece linç falan olmayacak.
Il n'y aura pas de lynchage, pas tant que je serai shérif.
Toplayacakları linç grubuna.
Le clan qui va se former.
Mae, tatlım, bana iyi davran, ben de linç grubuna söylemeyeyim.
Mae, chérie, sois gentille et je ne dirai rien au clan.
Linç mi yapacaklar?
Un lynchage?
Fakat idamın erkene alınması onu linç etmekle aynı şey.
Si on le pendait une minute avant, ça équivaudrait a un lynchage.
Ben asılacağına para yatırdım. Çiftçiler onu linç etmek istiyorlar.
Les fermiers désirent qu'il soit pendu.
Asılmak için hüküm giydiler, linç edilmek için değil.
On les a condamnés au gibet, pas au lynchage.
Lew linç için herkesi hazırladı.
Lew a préparé toute la ville à un lynchage.
Bir linç girişimi sana çok fazla oy kaybettirir, Simon.
Un lynchage pourrait te coûter beaucoup de votes, Simon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]