Linz traduction Français
82 traduction parallèle
Müthiş bir skandal oldu.
Le Dr Linz veut y entrer. Un scandale.
- Doktor Linz...
- Dr Linz.
Matmazel Cuq zararsızdır ama Dr.Linz...
Oublions Mlle Cuq, cette vieille folle. Mais le Dr Linz...
Çoğu kişi mutsuz bir kadın için mesleğini feda etmezdi.
On a eu raison de vous en parler. Par pitié pour une femme, le Dr Linz a consenti..
Maalesef Dr. Linz'le müzik anlayışımız uyuşmuyor.
Ca serait si gentil! - Le Dr Linz et moi ne comprenons pas la musique de la même façon.
Ve bundan gurur duyuyor.
- Et il en est fier. - Dr Linz!
Dr. Linz... Durand hakkında çok şey biliyorsunuz.
Vous semblez connaître les pensées de M. Durand.
- Öyle icap etti. Ama Linz'i tutukladım!
Mais j'ai arrêté Linz!
- Dr. Linz sizce katil mi?
- Le Dr Linz est l'assassin?
Dr. Linz masumdur.
- Le Dr Linz est innocent.
Colin, Fakir-Lalah ve Doktor üçü de Durand!
- Colin, Lalah-Poor et Linz.. .. sont trois Durand, trois!
- İsmi Theodore Linz idi.
Il s'appelait Théodore Linz.
İki gün sonra Linz'i yeniden okula aldılar.
2 jours après, Linz était réintégré.
Bu adamın iyi bir işi var. Bağlantıları var, askeriyenin terzisi. Buraya da- -
M. Kastner est commerçant à Linz, tailleur militaire, et il... m'a fait l'honneur de me demander en mariage.
Linz'e gitmek zorunda mıyız? Orada mı yaşamalıyız?
Nous devrions aller à Linz?
Şimdiye Linz yolunu yarılamışsınızdır diyordum?
Je te croyais déjà en route pour Linz.
Linz, müzikle ilgili bir şehirdi.
Linz était une ville musicale.
Ama Linz'de geçirdiğiniz onca zaman yanınızda kimseyi görmedim.
Mais je ne vous ai vue avec personne.
Linz'de yaşamıyor. Viyana'da yaşıyor. Viyana'da mı?
Il habite à Vienne.
Tuna Nehri'ne varana kadar batıya uzanan ormandan ayrılmayacağız. Linz'e varana dek Tuna Nehri'ndeyiz.
On longe la forêt jusqu'au Danube qu'on suit jusqu'à Linz.
Şansımız yaver giderse yarın sabah Krems'de oluruz. Belki Linz'e giden bir tekne falan bulabiliriz.
Avec un peu de chance, nous serons à Krems dans la matinée.
Grup lideri Linz az önce nöbetçi kulübesinden geçti.
Le GroupFührer Linz vient de passer les sentinelles. Merci.
Fırlatma bölümü, Grup lideri Linz!
Unité de mise à feu?
Linz Operası'nın dışındaki şu sütunları görüyor musun?
VOUS VOYEZ? LES COLONNADES DE L'OPÉRA DE LINZ.
Yapacağım bir tek şey var. Kendimi Linz şehrine adamak.
JE NE M'OCCUPERAI QUE DE LA VILLE DE LINZ
Linz'i sanat metropolü yapacağım.
JE FERAI DE LINZ UNE MÉTROPOLE.
Devasa opera binasıyla, Linz'de dünyanın en yüksek anıtını dikeceğim.
AVEC LE PLUS GRAND OPÉRA DU MONDE. JE CONSTRUIRAI LA TOUR LA PLUS HAUTE DU MONDE.
" Linz'de beraber Beethoven'nun İlk senfonisini çalıyorduk.
" Nous avons joué ce Concerto, à Linz.
Korkarım ki, Führer'im, küçük kasaba Linz bundan böyle bir kasaba olmayacak.
En revanche, mon Führer, le petit village de Linz ne sera plus un village.
Linz'i Nasyonal Sosyalist İşçi Parti'mizin başkenti yapabilirdik.
Nous aurions pu en faire la capitale de notre parti national-socialiste. Linz.
Linz ; gençliğimin geçtiği şehir.
Linz, là où j'ai grandi.
Linz...
LINZ...
Oh Linz seni çok özledim.
OH, Linz, tu me manques tellement.
Seni özledim Linz.
Tu me manques, Linz.
Bri? Ben Linz.
Bri, c'est Lindz.
şaka yapıyor olmalısın. - hayır, ciddiyim.
Il y a plein de travail à Linz.
orada çok popüler oldum.
Tout le monde à Linz parle de toi.
- Salzburg ve Linz'e bildirileri Probst mu götürdü?
Probst a-t-il approvisionné Salzburg et Linz avec des tracts?
- Mel ve Linz.
Mel et Lindz.
Bizi gördüklerinde Mel'le Linz aklını kaçıracak.
Mel et Lindz vont pas en revenir quand on va débarquer.
Mel ve Linz'in yıldönümü kutlaması için bir şişe şarap almaya ne dersin?
Et pourquoi pas une bouteille de vin pour l'anniversaire de Mel et Lindz?
Doktor Linz girmek istedi.
.. de la salle de bains.
Kuşatma kalkmış.
Le Dr Linz a dû..
Dr. Linz...
Et le Dr Linz...
Doktor Linz, merdivenden çıkar mısınız?
- Dr Linz, voulez-vous monter quelques marches?
Linz'e gittim.
J'allai à Linz.
Linz'i beğendiniz mi?
Vous vous plaisez à Linz?
Linz'de bir tekneye atlayıp Ulm'a gideceğiz.
Puis, direction Ulm en barque.
Linz.
Linz.
bu korkunç bir şey. linz'de çok iyi bir işin vardı.
Les polaks... ils travaillent pour presque rien, je ne trouve pas de travail. C'est terrible.
Linz'in dışına hiç çıkmadım.
As-tu déjà été à Munich?